ihtişam....

13 2 0
                                    

Hamza Çelik....

"Hâlâ ayaktalar  kelimesini bana açıkla Ahmet. Hemde hemen!!" 

......

"Konuşsana be adam!!"

"Efendim, aslında üç şirket anlaşmalarını feshetti.  Tabi bunun için epey uğraştık. Yalnız birlikte iş yaptıkları Tuğra Holding'e bir türlü sözümüzü geçiremedik. Tabi en büyük kârıda bu şirketten kazanıyorlar. "

Sinirden deliye dönmüştüm.  Ah bir geri dönebilsem, elbette kendimce planlarım vardı.  Ama salak bir adamı yerime geçici de olsa geçirmek, elimin kolumun bağlanmasına sebep oluyordu.

"Bana bak Ahmet, şayet ben döndüğümde hâlâ Murat ve Bora o holdingin başında ve ayakta olurlarsa, bunun bedelini çok ağır ödersin.  "

Telefonu yüzüne kapatmamla bir şey söylemeye fırsatı kalmamıştı.  
Oturduğum koltukta daha yayılıp kafamı arkaya doğru atıp,gözlerimi kapattım ve hiç bir şey düşünmeden derin bir nefes verdim .

Ben ne zaman böylesine acımasız bir adam olmuştum böyle. Zehra'm... O'nu kaybettikten sonra tabiki. Sevdiğimi almışlardı benden ve tamda bu yüzden içimdeki öfke bir türlü azalmıyordu. 

Hayatımın aşkını öldürmüştü onlar, deli gibi sevdiğim, bakmaya dahi kıyamadığım gülümü soldurmuşlardı.

Ondan sonra bir daha aşık olmadım. Sürekli gittiğim bir psikoloğum var . Ayhan Yıldırım, onun sayesinde durduramadığım öfkemi kontrol edebiliyordum. Yoksa şimdiye dek baba,kardeş demeden hepsini yok etmiştim.  O kadar kin duyuyordum aileme .

"Bayağı bir yol katettik evlat " demişti bu gün Ayhan abi. Aslında herkesten, herşeyden saklandığım şu günlerde,tek görüştüğüm kişi Ayhan abi idi . Birde ihtiyaçlarımı karşılayan şoförüm ve evdeki yardımcım. 

Uzanıp hemen ortadaki masanın çekemecesinde bulunan küçük kutuyu çıkardım ve yeniden kendimi koltuğun yumuşaklığına bıraktım.  Bu kutunun içinde geçmişim vardı ne de olsa.

Az ve öz...

Titreyen parmaklarıma inat duyduğum içgüdüye yenilip yıllar sonra yeniden açtım kapağını. Elime ilk geçen fotoğraf Zehra'mındı. O güzel yüzüne baktıkça içime dolan öfke,gözyaşlarıma karışıp yanaklarımı yakarak süzülmeye başladı. 

Hakkında söylenenlere hiç bir zaman inanmamıştım.  İnanmam da mümkün değildi.  O benim Zehra'mdı çünkü.  Asla bana ihanet etmezdi. Tamam çok gençken bir kaç hata yapmıştı ama ben bunları bilerek onu kalbime almıştım.  Benim için tertemizdi.

Ardından elime aile fotoğrafımız geçti.  Daha biz küçükken, anam,babam, cocukken talihsiz bir şekilde gölde boğularak can vermiş olan rahmetlik kardeşim Cengiz ve ben . Orhan henüz çok küçüktü ve nedense resimde yoktu . Dikkatli baktığımda Himmet 'i farkettim . Resmin bir köşesinde sinmiş,korkak bakışlarla uzaktan izliyordu bizi. Zavallı, nasıl bir aileye geldiğinden haberi bile yoktu.

Ah anam ah ! Nasılda özledim anamı.  Ama bir daha asla oraya dönmemek için yemin etmiştim.  Dönemezdim .
Ben bu düşüncelerle boğuşurken zil çaldı.  Evdeki yardımcım bu iki gün izinliydi, yerine bir tanıdığını gönderecekti. Zavallı,fakir bir ailenin tek kızıymış.  Babası yatalak olunca annesi, babasına bakmaya çalışıyor,okuyan iki küçük erkek kardeşine ve anne,babasına tek başına bakıyormuş. " Gelsin bakalım " demiştim.  Güzel yemek yapıyorsa ve temizse sorun yoktu benim için. 

Gözümden akan yaşları elimin tersiyle kuruladım ve bıkkın adımlarla yerimden kalkıp kapının ddürbününden, gelenin kim olduğuna baktım. 

ALIN YAZIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin