İnsanlik çoktan ölmüş. .

60 6 0
                                    

Hilal...

Eve vardığımızda hava kararmıştı. ..

Saat henüz yediydi ama kış aylarında erken kararıyordu.

Müstakil bir gecekonduda yaşıyoruz, bayağı eski ,üç odası var.Hüzün bana, en çok ışık alan odayı verdi.Ön taraftakini .Benim karanlıktan korktuğumu düşünüyordu. Bende aslında karanlığı sevdigimi söylememiştim. (Nedendir bilmem karanlık bana hep huzur vermiştir.)

Belki böylece hep yanımda olurdu. Yıllardır bana kol kanat germişti. Onsuz nasıl yaşayacağımı,nasıl ayakta duracağımı bilmiyordum. Yetimhaneye geldiğim ilk günden beri yanımdan hiç ayrılmadı. Ya da ben onun ...

Kendi arka odayı aldı. Onun penceresi bahçeye bakıyor ve sadece eski kocaman bi çınar ağacı tek manzarası. Işık bile girmiyor içeri bu yüzden gündüzleri de ışık açmak gerekiyor... Zavallım karanlıktan ne kadar çok korktuğunu biliyorum ama ne o söylüyor ,ne de ben .. ..Söylersem bir cam gibi binlerce parçaya ayrılacak gibi geliyor. .. susuyorum. .

Bahçemiz küçük (O)seklinde evin etrafını dolaşıyor. Tam kapıdan girince üç metrelik bir yol var. Biz taşlarla süsledik ve bir sürü hüsnüyusuf ektik.. Ve papatya... Hüzün'ün çiçeği. . Hemen solda küçük bir masa, iki sandalye.Akşamları çayımızı bahçede içiyoruz. Bazen soğuğa aldırmadan...İçimizi bir başka ısıtıyor çünkü. Evin kapısı , kendisi gibi açık mavi ve tahta . En kötü tarafı bu. Tedirgin olsakta başka çaremiz yok . Kimse iki kıza ev vermek istemiyor ...

Hacı burhan orda...

"Eyvah! !!"

Kapıya dikilmiş ,bir yandan yumruk atıyor ,bir yandan bağırıyor. Komşuların da duyması için kesin...

Pislik !!!

Hüzün'e baktığımda, ben bile korkmuştum.Dişlerini sıkmış dik duruyordu ya da durmaya çalışıyordu. Ama bir genç kız ne yapabilirdi ki ? Sonuçta oda benim gibi .. çaresiz, kimsesiz... Korktuğumu anladığında,( nasıl anlamasın, korkudan zangır zangır titriyordum. Üstelik ağladığımı görmesin diye saklamaya çalışıyordum. Bide burnum akmasaydı iyiydi... )

" Sakin ol Hilo " dedi ve hızlı adımlarla bahçeyi geçip Hacı Burhan'ın yanına vardı. Bende hemen arkasında dik durmaya çalışarak arkadaşıma destek olmak istiyordum.. Başarabildiğim kadar işte...

" Burhan bey?? Ne oluyor burda ? Kapı açılmadığına göre evde kimse yoktur diye düşünmediniz mi?? "

Başını arkaya doğru çekerken, üst dudağını pis bir şekilde kıvırarak, bet sesiyle cevap veriyor hacı burhan...

" Ben ne bilim siz evdemisiniz yoksa kapıyı bilerek mi açmıyonuz.. "

Bi an Hüzün adamı öldürecek sandım. .

"Burhan bey ,biz Allah'tan başka kimseden korkmayız, çekinmeyiz. Kiranızı akşam getireceğim dedim. "

Çantasını hışımla açıp aradığını bulunca rahatlamış bir şekilde adama uzattı....

"İşte kiranız yüz lirası eksik onuda yarın denkleştirip vereceğim . "

Tıslayarak konuşmaya başlamıştı . .

"Şimdi alın paranızı ve evimizden defolun!!!"

Okkalı bir kahkaha sesi duyuldu ...

Hacı burhan bey yalnız değildi anlaşılan. Hemen arkamdan gelen o yesilçamın kötü karakter kahkahasının geldiği yere döndüm. Ah evet ne beklenirdi ki ? Armut dibine düşerdi demi??

" Evimiymiş baba???" .. derken bile ağzını yüzünü havalı bir şekilde yayıyordu gıcık şey. ..

Burhan bey iyice dikleşerek ...

"He oğlum evleriymiş " deyip aynı oğlu gibi kulak tırmalayıcı bir kahkaha atmaya başladı. ..

Hüzüne baktığımda ,önce elini başına götürdü . Başını sıvazladığını görünce sanki vücudum suyla çalışıyormuş gibi bütün kanımın çekildiğini hissettim. Şu an içinde olduğumuz içler acısı manzara umrumda bile degildi. Umrumda olan tek şey karşımda kötü olduğunu anladığım arkadaşımdı. ..
Bir kaç kez gözünü açıp kapattıktan sonra hala sıkmakta olduğu dişlerini birbirinden ayırmadan. ..

"Size bir hafta olmadan evinizden taşınacağımızı söylemiştik. Kirasını verdiğimiz sürece bu ev bizim. Ve siz derhal kapımdan defoluyorsunuz! !! "

Burhan efendi bozulmuş olacakki ,oğluna gözüyle işaret etti ve

"Yarın kiranın geri kalanını getiriyosun ,sonrada evimden defoluyosunuz ".. dedi ve hızlı bir şekilde çıkıp gittiler...

ALIN YAZIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin