esaret...

23 1 0
                                    

Hüzün....

" Tamamen kurtuldun mu prangalarından kızım??"

O an Ayhan amca'nın sorduğu soruyla birlikte aklımdan, beynimden , kalbimden geçenleri durdurmak yerine akıp gitmelerini seyrettim gözlerimden. Ne doğru bir tesbitti "prangalar " ...

Kurtulmuşmuydum sahiden? Yoksa unutmak istediğim için ,yaşadıklarım ve yaşayamadıklarım için miydi yoksaymam..

"Hüzün??? ... Kızım bak biliyorsun Murat benim evladım gibi , ama sende artık benim bir evladımsın. Üstelik hasta mahremiyeti diye bişey var . Anlattıkların sadece seninle benim aramda kalacak. Korkma, bana hissettiğin gibi anlat ki sana yardım edebileyim. "

Parmaklarımla oynamaktan vazgeçip Ayhan amcanın o tatlı ,sevecen yüzüne baktım. İstemsizce gülümsedim.

"Kurtuldummu bilmiyorum Ayhan amca , ama kurtulmak istediğimden eminim..."

Pamuk gibi duran sakalını sıvazlayıp,

"O halde bana en baştan her şeyi eksiksiz anlat ,anlat ki derdine derman olabileyim kızım.. Tabi buna hazır hissediyorsan."

Binlerce ton çimento yirminci kattan başıma atılmış ve ben altında kağıt misali ezilmiş gibi hissediyordum . Kabuslarımda görmek bile beni mahvediyorken en baştan düşünmek, tekrar yaşamak ve dahası anlatmak . ..

................

Daha önce anlattıklarıma ekleyecek bir kaç ayrıntı dışında pek bişey saklamamıştım, ama aslında en canalıcı kısmı da bu ayrıntılarda gizliydi . Gözlerinin taa içine bakıyordum Ayhan amca'nın. Çünkü bu gözlerde aradığım sadece şifa değil güven duygusuydu.. zorlanarak ta olsa hikayemin sonunda ...

"Söyler misin Ayhan amca ! Bir insanın hayatı kaç kez alt üst olabilir ? Kaç kez düşüp yeniden kalkabilir ? Ya da dahası karanlık daha ne kadar koyulaşır ve sessizleşir? Ben yorulmayı unutalı çok oldu ,artık oturup dinlenmek şöyle dursun nefes alabilecek kadar gevşeyebilsem bana yetecek. Geçmişle başetmeyi öğrendim Murat'ın sayesinde ama gelecekten korkum geçmiyor. O kadar çok şey kaybettim ki , kaybedeceklerimden korkar oldum . Bana yeniden gülümsemek,yeniden nefes alabilmek , yeniden yüreğime umut tohumu ekebilmek için yardım et . Hayatım boyunca kimseden kendim için hiç bir şey rica bile etmedim, ama sana yalvarıyorum bana yardım et ..."

Durduramadığım ve aslında sözdinleyen gözyaşlarım bilmem kaçıncı kez kendi başlarına buyruk davranıyorlardı. Ağlamak kendime yediremediğim en fena davranıştı hele de birisinin yanında... Kahretsin bu kadar acizleşmiş olmazdım. Titreyen ellerimin tersiyle alelacele saklamaya çalıştığım gözyaşlarıma baktı Ayhan amca , aslında bakmaktan çok sanki çok önemli bir sorunun cevabını bulmuş gibi dalgın ama dikkatli ...

"Gözyaşı insanın ruhunu temizleyen tek ilaçtır kızım. Eğer ruhunu yıkayamazsan kendi elinle kirletmiş olursun. Ve zaman gelir kararmış ruhun düşüncelerini de ele geçirir. Karanlık kaçınılmaz olur . Gözyaşlarını düşman olarak görmekten, sanki bir zaaf gibi saklamaya çalışmaktan vazgeçmelisin her şeyden önce. İnsanı insan yapan duygularıdır, geçmiş bu duyguları kazandıran,gelecek ise yeşerten bir avuç toprak gibidir. Sen geçmişinde yaşadığın kötülüklerin acılarını tohum olarak ekmişsin , şimdi korku olarak biçiyorsun , gelecekten de ekmeden umut biçmeyi bekliyorsun. O içinde büyüttüğün acı ve kötülük ağacını kökünden kesip atmalısın, bu gün için elinde olan sevgi ,güven ve aşk tohumlarını ekip , gelecekte umut fidanlarını yeşertmelisin. Her şeyi anlattın bana , ama sakladığın , dile dökemediğin her neyse , asıl seni için için kemiren kurt odur kızım. Seni daha fazla zorlamayacağım. Tek isteğim kendine biraz zaman ayır. Fazla değil yarım saat kendinle kal . O sır her neyse önce kendin yüzleş, sonrada bana anlat .... ki iyileşebilesin."

Şaşırmış,korkmuş ve utanmıştım. Ondan bişeyler sakladığımı nasıl anladı bilmiyorum ama bunu kasten yapmadığımı biliyor olması biraz rahatlatmıştı beni. Cevap olarak bakışlarımı yere çevirip kızaran yüzümü sakladım. Çok bilge bir insandı Ayhan amca fazla konuşmaya gerek yoktu . Vücut dilini ondan iyi bileni görmemiştim daha önce. Oda bana karşı cevap olarak ,kırılsa hissetmeyeceğim kadar sert oynadığım parmaklarımı şefkatle sıvazlayarak kısık ama rahatlatıcı bir sesle ...

"Yaşamak zorunda kaldığın hayatı sen seçmedin , bu senin suçun değil. İnan bana hayatındaki en masum kişi sensin. Şimdi söylediklerimi yeniden düşün. Bu günlük bu kadar yeter , istersen biraz dinlen bu sana iyi gelecek .. "

Uyusam , günlerce hatta haftalarca ...
Unutana kadar uyusam ne güzel olurdu ....

ALIN YAZIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin