ALIN YAZIM

Herkese inat..

Hilal......

Acil müdahale odasının kapısına geldiğimizde, Nuri babay'ı kaygılı bir şekilde kapıya yaslanmış beklerken buldum.

Yanında birisi daha vardı daha önce hiç görmediğim. Tam Nuri baba'ya seslenecekken, yanındaki adam bizi farkettiğinde, daha ne oluyor demeden, yumruklarını sıktığını ve deyim yerindeyse gözlerinden ateş çıktığını gördüm desem yalan olmazdı. Bunu farketmem için çok dikkatli bakmaya da gerek yoktu, çünkü biraz sonra o yumruğu önce havada ,sonra da Bora'nın yüzünde görmem sadece üç saniye gibi bi farkla olmuştu.

Ağzımı biri kapatsın. ...

Şaşkınlık içinde ve nerden geldiğini anlayamadığım saçma bir sahiplenme duygusuyla,

"Sen neyaptığını sanıyorsun manyak?" diye cıyaklamıştım.

Aynı anda ikiside tuhaf bişey yapmışım gibi bana baktılar.

Ne?... ne var? Niye bakıyorlar ki simdi?

Ne yani, Bora'yı tanıyalı henüz yarım saat bile olmamıştı. Ama beni buraya kadar getirmişti, hem çok ta kibar davranmıştı...

"Bunu sonra konuşacağız " dedi. Adının sonradan Murat, olduğunu öğrendiğim kişi soğuk bir sesle...

" Tamam lan! anlıyorum sinirlisin , haklısın da. Ama ne diye kızın yanında vuruyorsun dengesiz? !"

Boraydı bu. Ne yapsın ? Gururu incindi demek kuzumun.

Kuzum mu? benimmi kuzum? Hadi canım? ...
Kendine gel Hilal yoksa ağzını burnunu dağıtırım. ..

Nuri baba !!!!!

Olanlara aldırış etmeden ,acil müdahale odasının hemen yanındaki köşeye sinmiş ne yapıyordu? Yok canım ağlamıyor kesin, ağlamaz, ağlayamaz ya ...

"Nuri babaaaaa...!!!"

O an Hüzün'e bişey olduğuna kendimi nasıl inandırdıysam demek . Haykırmamla , Nuri baba dahil Bora ve Murat'ta bana aynı şaşkınlıkla baktılar.

Nuri baba yaslandığı yerden ayrılıp, yanıma geldi hızla. ...

" Hilal kızım, sen iyi misin??"

"Baba Hüzün? ??..."

"Tamam kızım, çok önemli olmadığını umuyoruz. Bu delikanlı anlattı her şeyi "

Her seyi?? Ne anlatmıştı ki ? Ne olmuştu? Hem onun ne işi vardı burda ? Neden Nuri babanın yanındaydı ve neden Bora'ya yumruk atmıştı. Bora'yı arayan ??

Bu adam !!!

Ne kadar akıllıyım be. Kendimle gurur duymayı bi kenara bırakıp. ..

" Ne olayı? " diye sormayı akıl edebilmiştim. ..

Ben anlatayım diye söze girdi kusursuz beyefendi.

" Sabah şu yanında duran. .......??
Sahi ne alaka??"

Bora " Sonra anlatırım" dedi.

Ne anlatacaktı ki bişey mi vardı? Olmuş muydu? Oha Hilo ,yuh Hilo bir sus ya.. (kendi iç sesime karşı her zaman kibar olmuşumdur.)

Adam,' tamam' anlamında ağır ve tek seferlik başını öne eğdi ve devam etti: zoraki söyler gibiydi.

"Borayla işe gittik , daha doğrusu şirketin önünde arabaları park edip biraz yürümeye karar verdik. Kar muhteşemdi. ..
Bora bey, karın muhteşemlikten ziyade harika bir silah olduğunu, içerideki hanımefendiyi yere sererek kanıtlamış oldu . Aslında hedef bendim ,ama ben aniden eğilince oda arkadaşınızın başına çarptı, artık nasıl bir kartopu yaptıysa orası muamma ..."

Üçümüz de soran gözlerle Bora'ya bakıyorduk şimdi. Elbette basit bir kartopu olamazdı bu değil mi?

"Şeyy, aslında ben Murat'a hedef almıştım. Hani normal kartopu ona işlemez. Onun için duvarın kenarında asılı kalmış birkaç büyük buz parçasını da kartopu ya karıştırdım. Ama bunu asla kötü bir niyetle yapmadım. Hanımefendinin o an oradan geçtiğini ancak Murat'ın eğilmesiyle farkettim . Çünkü aynı zamanda hanımefendi yere düştü. Ben... Ben çok özür dilerim . İnanın isteyerek olmadı. "

Evet cok masum görünüyordu. Ama yinede o an içimden Bora'ya uçan bir tekme savurmak geldi.

"Ellerinize sağlık , yumruk için "

Diye geçirdim aklımdan, ya da en azından ben böyle olduğunu sanıyordum. Ah hadi ama ,yine mi sesli düşünmüştüm?...

Adam anlamadığım bi gülümseme ile bana bakarken,

'Bu çocuk gerçekten çok zeki' diye düşündüm. .

Bora sanki düşmanmışız gibi gözlerime odaklanmıştı.

Korktummu ne ???

Aniden herkes hareketlenince, doktorun odadan çıktığını farkettim ve hemen yanına koştum....