Gerçeğin esas yüzü. ..

65 4 0
                                    

Hüzün. ..

"Saat kaç ??? "

Hadi ama neden cevap alamıyorum?? Sanırım tam da tahmin ettiğim gibi. Aşık olmuş olmasın? Bir bu eksikti.

"Hilo !!!" .......

Olduğum yerde durdum, yine her zamanki gibi , Hilal beni dinlemek yerine kulaklığını takmış müzik dinliyordu . Üstelik bu tuşlu telefonlarda en fazla birkaç müzik vardı ve dinlerken sadece hışırtı duyuluyordu. Bu, Hilal kendisini suçlu hissettiğinde ya da yanlış birşey yaptığında nasihat vermemi engellemek içindi. Allah'ım , bu kız hiç büyümeyecek.

Benim durduğumu son anda farkedip ani bir frenle durdu. ...

"Ne oldu" der gibi baktı. Ve anlayamadığım bir hızla koluma yapıştı ve aniden "Hüzünn .. Hüzün iyi misin ? Bak, doktor kalman gerektiğini söylemişti ama küçükhanım yine her zamanki gibi taş kesildi ve çıktı. . Memnun musun şimdi? Allah Kahretsin ya ambulansın numarası kaçtı? Hmm .. aaa.. eee.. Ha buldum yüzellibeş.. a.aa.aara ha tamam " ..

Donmuş bir halde ona bakakalmıştım.. Önce bi kendimi silkeledim ,sonra önce Hilal'in elindeki telefonu kaptığım gibi önce kırmızıya basıp kapattım sonra kolundan tutup gözüne baktım. Ben bunu yaparken, o kendi kendine benim üzerime kötü senaryolarını yazmaya devam ediyordu.

" Yaa aynı doktoru bulmak gerek. Adı neydi ?? Aaa ... Adınıda hatırlamıyorum. Neyse ,kesin kayıt defterinde vardır. Ne de olsa seni o iyileştirdi. Yani ona gitmemiz gerek.."

" Hilallll... bi dur ya, ne ambulansı ?Ne doktoru ?? Ne oluyor??"

Bön bön baktı bana sonra neredeyse ağlamaklı bi sesle ..

" Sen iyi misin?" Diye sordu ...

"Tövbe Allah'ım ya, hangi günahımın bedelini seninle ödüyorum acaba???
Kızım ben iyiyim hemde çok iyi"...

Derken başımdaki o şiddetli ağrıyı umursamamaya çalışıyordum.

Şimdi eline, bir paket çikolata verilmiş gibi sevinen bir kız vardı karşımda. . Pardon bir çocuk demeliydim.

Canım arkadaşım benim . İyiki var ,yoksa tek başıma bu dünyanın yükünü nasıl taşırdım. ..

" Hilo ben iyiyim kuzum. Sadece saat kaç diye sordum . Hacı burhan efendi fırsat kolluyor biliyorsun. Kirayı verecektik. Hem yeni ev bakmaya da fırsatımız olmadı.
İşe gidemediğimden, Nuri baba'dan avans isteyemedim. Kiranın yüz lirası eksik... "

Bi an, Hacı Burhan efendinin, o adi yüzü geldi gözümün önüne. Yılışık herif. O iğrenç teklifini söylemiyorum bile. Oğlum gelecek demişti, belki o anlayışlı biridir. ... Inşallah öyledir. ..
Daha fazla düşünmek istemiyordum. Zaten düşünecek kadar iyi hissetmiyordum kendimi .

" Yok derse ??"

" Hı? ? Hilo bişey mi dedin canım? ?"

" Sen beni dinlemiyor musun ?"

Böyle alıngan olduğu zaman, yanakları sıkılmalık ,ufak bir kız çocuğuna benziyordu. Çok şirin. ..

Doğruyu söylemem gerekirse dinlemiyordum.

"Afedersin dalmışım. Ne diyordun?"

Ciddi bir şekilde devam etti...

" Acaba diyorum , ev sahibinin oğlu babasının ne mal olduğunu biliyor mudur? Belki o babası gibi değildir ha ne dersin? Onunla konuşsak ta evimizde kalsak. Yok dermiki diyordum? "

"Bende aynı şeyi düşünüyordum canım. Dua edelim de babası gibi şerefsizin teki olmasın. "

Öyle ya ... Ya babası gibiyse ? O zaman ne yapacağız ?

" Yapacak birşey yok kuzum, iyi düşünelim, iyi olsun"

"Başın ağrıyor mu hâlâ??"

Gerçekten öz kardeşim olsa, bu kadar severdim . Uyuz bu kız. ..

" Yok canım , ağrımıyor " derken yalan söylediğim için utandım. Çünkü, yalan affedemeyeceklerim listemde birinci sıradaydı.

Koluma girdi ve sarılarak yürümeye başladık. Boyunun benden kısa olması ,ona küçük kardeş muamelesi yapmama neden oluyordu. O mu ?
Oda ses çıkarmıyordu, şefkat! !! Kim istemezdi ki? Bu şefkati veren insanın yaşıtı,arkadaşı olsa bile...

ALIN YAZIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin