Fikir değiştirdik

751 81 46
                                    

Magnus yavaşça sevgilisinin belinde elini dolaştırırken Alec de Magnus'u öpüyordu.

Sabah kalkmışlar ama yataktan çıkmayı becerememişlerdi. Alec ağırlığını vermeden onun kucağında oturuyordu ve Magnus'u öpüyordu. Magnus da ellerini onun bedeninde yavaş yavaş dolaştırıyordu.

"Artık aşağıya insek mi?" Deyip yüzünü geriye çekti Magnus. "Kahvaltı hazırdır."

"Birazdan ineriz. Ben daha doyamadım ki sana..."

Alec yavaşça eliyle onun yüzünü okşayıp sonrasında tekrar dudaklarına yapışmıştı. Magnus bu duruma alışmayı istemiyor olsa da... pek bir çıkar yol gözükmüyordu şimdilik.

Alec yavaşça onu öpmeye devam ederken dudakları uyum içinde hareket ediyordu.

Alec'in dili her defasında Magnus'un dudakları arasına kayıyor, ağzı içinde bir keşfe çıkıyordu. Magnus'un normalde çok da hoş bakmadığı bu dudak seremonisi şu an fazlaca hoşuna gidiyordu. Alec'in gerçekten bu konuda iyi olması da bunda bir etken olabilirdi tabi.

Alec tek eliyle onun çenesini nazikçe tutarken bir yandan da öpüşmeyi tamamen elinde tutuyordu. Her ne kadar baskın taraf sözde Magnus da olsa Alec'in seks dışında bu tarz şeylerde daha baskın olduğu açıktı. Magnus da ona bu konuda izin veriyordu.

İkisinin öpüşme olayını kapının birkaç kez tıklatılması bölmüştü.

"Magnus, Alec. Kahvaltı neredeyse hazır. Uyanıksanız gelin."

Magnus tam cevap verecekken Alec onu susturmuştu.

"Biz sonra yiyeceğiz Roy, şu an aç değiliz."

"Pekala, siz bilirsiniz.

"Başka birisi de gelmesin yukarıya bir zahmet." Deyip tekrar Magnus'a döndü Alec.

"Ama ben acıkmıştım."

"Çok açsan inelim." Deyip elini yavaşça Magnus'un yüzünde dolaştırdı Alec. Ağzı başka hareketleri başka şey söylüyor gibiydi.

"Sorun değil." Deyip Alec'in parlak kırmızı dudaklarına kilitlendi Magnus. "Birkaç dakika geciksek eminim açlıktan ölmem değil mi?"

"Ölmezsin ama sana kıyamam ben. İnelim en iyisi, sonra tekrar çıkarız yukarıya."

Magnus başını olumlu anlamda salladığında Alec onun kucağından inmişti.

"Hiç çıkasım yok yataktan, bana bunu yapmaya hakkın yoktu beyefendi." Deyip yanda duran telefonu eline aldı ve saate baktı Magnus. "Gerçekten."

"Ben hiçbir şey yapmadım, büyüme kendi kendine kapılmış olmalısın."

Magnus cebine telefonu koyup sonrasında Alec'e bir öpücük vermişti.

"Eminim öyle olmuştur."

İkisi gülerek odadan çıkıp sonrasında salona inmişlerdi.

"Hani Alecler gelmeyecekti?" Dedi Malia Roy'a bakarak.

"Fikir değiştirdik."

"İyi ben 2 tabak daha getireyim." Deyip ayaklandı Malia. Magnus ve Alec de masaya oturmuşlardı o sırada.

"Derek nerede?" Deyip odaya baktı Magnus.

"Biraz başı ağrıyormuş, sonra yiyecek." Dedi Izzy dudak büzerek. "Evde ilaç da yok."

"Bende var ilaç. Her zaman başım ağrır o yüzden yanımda hep taşırım."

"Var mı cidden? Magnus o zaman ben Derek'e bir şeyler hazırlayayım sen de ilacı getir olur mu? Çocuk çok kötü çünkü."

"Sen de çok ilgilisin bakıyorum." Dedi Alec sinirle konuşup.

"Dün gece birlikte kalmışlar da oradan biliyor." Dedi Jeremy gülerek. O an masada ölüm sessizliği olmuştu.

"Ne?"

"Öyle bir şey yok. Jeremy şaka yapma!"

"Tamam be, şakaydı. Alec'in yüzü çok komikti ama."

"Konuşmaya devam edersen daha komik şeyler göstereceğim sana Jer!"

"Şhh, sevgilimi tehdit etme Alec." Deyip Jeremy'e sarıldı Roy. "Zaten küçücük."

Izzy ve Magnus onları yalnız bırakıp uzaklaşırken Izzy mutfağa Magnus da odasına yönelmişti.

İlaçları çantasından alıp sonrasında Derek'in odasına yöneldi. Kapıyı çalıp içeriye girince Derek'i kafasına yastık bastırırken bulmuştu.

"İyi misin?"

"İyi mi? Kafamı kesmek istiyorum şu an, nasıl iyi olabilirim?" Deyip kafasını kaldırdı Derek. Magnus'u görünce de yatakta oturur pozisyona geçmişti. "Üzgünüm, diğerlerinden birisi geldi sandım."

"Sorun değil, sana ağrı kesici getirdim."

"Ciddi misin? Magnus şu an seni melek olarak görüyorum, kanat falan var sırtında o derece."

"Izzy sana bir şeyler hazırlıyor, ondan sonra içersin." Deyip yatağa oturdu Magnus. "Her zaman ağrır mı başın?"

"Bazen ağrıyor ve çok şiddetli oluyor."

"Derek, yaşadığın şeyleri az çok Malia'dan biliyorum. Bazılarını anlatmıştı bana."

"Çenesi de asla durmaz." Deyip kafasını salladı Derek.

"Öğrencim sonuçta. Yaşadığın şeylerin ağırlığını tahmin edemem eminim ama içimden bir ses daha önce bunları adam akıllı kimse ile konuşmadığını söylüyor."

"Konuşacak bir şey yok çünkü."

"Emin misin? Ben hiç öyle bir izlenim almadım. Sanırım Izzy ile konuşuyorsun biraz."

"Nereden biliyorsun? Sana bir şey mi anlattı?"

"Hayır, elbette anlatmadı. Tahmin ediyorum ama. Ona karşı daha korumacı olman, daha yakın olman. Sahiplenici olmasını seviyorsun. Başın ağrıyor. Düşüncelerden değil mi?"

Derek bir şey demeyince Magnus ilacı sehpaya bıraktı.

"Sorunlardan ve düşüncelerden kaçarsan bu sana her seferinde zarar verecek, bunu unutma tamam mı? Izzy'i seversen onu da kaybedersin diye düşünüyorsun. Malia da benzer şeyler düşünüyordu zamanında. Çok benzer şeyler yaşamışsınız. Benden bir tavsiye, Izzy'e sıradan bir kız gözüyle bakma. O sana değer veriyor."

"Öyle bakmıyorum zaten." Deyip gülmeye çalıştı Derek. "Malia'nın dediği kadar varsın."

"Ne demişti ki?"

"Adam filozof gibi, konuşunca rahatlıyorum demişti ben de abartıyor sanmıştım. Abartmıyormuş."

"Teşekkür ederim."

"Alec'i ne yapacağım? Her an üstüme saldırabilir."

"Onu ben yumuşatırım sen merak etme, sen kendinden emin olmaya bak. Gerisi hallolur zaten."

....

Herkese bir Magnus lazım...

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin