Magnus yatakta Alec'in yanında uzanırken gözüne bir nebze de olsun uyku girmemişti.
Alec uyuyalı çok olmuştu ama Magnus için aynı durum geçerli değildi. Nedensizce geldiği zaman olan şeyleri düşünüp duruyordu.
Evet, Alec ile aralarında yaş farkı vardı ve bu dışarıdan bakınca belli oluyordu. Yine de kendisi çok da yaşlı göstermiyordu.
Bu düşünceler ile yataktan Alec'i uyandırmamaya özen göstererek kalktı ve odadaki aynanın karşısına geçti. Işığı açmadığı için oda biraz karanlık olsa da kendisini görebiliyordu.
Hayır, yaşlı falan göstermiyordu. Sadece yüzünde bir olgunluk vardı. Bu da öğretmen olmasının verdiği bir olgunluk olmalıydı.
Alec de henüz ergenlikten yeni çıktığı için yüzü yavaş yavaş oturuyordu, bu da onu daha genç gösteriyordu.
Magnus bu düşüncelerin etkisi ile yatağa döneceği sırada Alec bir anda gözlerini açıp ona bakmıştı.
"Neden yatakta değilsin?"
"Tuvalete gitmiştim." Diye bir yalan söyledi Magnus ve Alec'in yanına uzandı. "Uyu hadi."
"Ben seni... öyle çok özledim ki. İki saniye yataktan bile ayrılmak istemiyorum ama sen beni yatakta tek bırakıp gidiyorsun."
Magnus Alec'in söylediği şeyin gerçekliğine bir an inanamamıştı. Alec bunu uyku sersemi söylüyor olsa da gayet ciddi bir ses tonuyla söylemişti.
"Bunu söyleyen kişinin yeni eve çıktığını bana haber vermeyen kişiyle aynı kişi olması fazla ironik değil mi?"
Alec yediği lafın etkisiyle gözlerini tekrar açmıştı.
"Bana kızgınsın."
"Birazcık kızgınım. Ayrıca Jace'in dediğine göre bu eve giren çıkan kızın haddi hesabı da yokmuş."
"Saçmalamasın, daha eve hiç kız atmadı. Bu yüzden iki gündür söyleniyor zaten."
Magnus onun dediği şeye iyice sinirlenirken Alec durumu daha da batırdığını hissetti.
"Yani şey... genç adam sonuçta."
"Arkadaşına karşı önyargı beslemek istemiyorum Alec ama beni buna zorluyorsun şu an."
"Özür dilerim." Demişti Alec uykulu bir ses tonuyla konuşup. "O iyi birisi, sadece biraz patavatsız. Gerçekten kötü birisi değil. Eminim söylediği şeyler için de çok pişmandır."
"Onun yerine açıklama yapmak zorunda değilsin." Deyip eliyle Alec'in yüzünü okşadı Magnus. "Beni ilgilendiren tek kişi sensin sonuçta. Senin ne yaptığın ile ilgileniyorum ben."
"Ben burada seni özlemek dışında bir şey yapmıyorum." Deyip gülümsedi Alec. "Seni çok özlüyorum, anlatılmayacak kadar çok."
Alec bunu dedikten sonra yüzünü Magnus'a yaklaştırdı ve ona sarıldı.
"Keşke hep yanımda olsan, keşke hep sana böyle sarılsam ama aramızda 3 saatlik bir yol var. Bu beni çıldırtıyor."
"En azından ne zaman istersek bir araya gelebiliyoruz Alec, bu şekilde düşün."
"Beni lisedeyken seni 2 gün görmediğimde bile kafayı yiyordum Magnus. Ve şimdi... seninle her anımızı paylaşmışken senden uzak kalmak daha da zorlaşıyor."
Alec Magnus'un boynuna bir öpücük bırakmıştı.
"Kokun çok güzel."
"Hadi uyu artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Don't F*cking Care
FanfictionYerinde olsam benimle uğraşmazdım. -Bir öğretmen- öğrenci kurgusudur ama oldukça masum bir hikaye olacak-