I Don't F*cking Care

Daha kötü hissediyorum

Çıkışta Magnus Alec ile birlikte okuldan ayrılmıştı.

"Bize gidip konuşalım olur mu? Daha rahat ederiz."

"Bana fark etmez, siz nasıl isterseniz Bay Bane."

Alec bunu soğuk bir tonla söylemişti. Her ne kadar konuşarak bir şeyleri çözmeye çalışıyor olsalar da Alec hala okulun biteceği düşüncesinin etkisinden çıkamamıştı.

"Bu şekilde durma, beni de üzüyorsun."

Magnus arabayı sağa çektikten sonra Alec'e dönmüştü.

"Sana kızmaya başlayacağım."

"Dilediğiniz kadar kızabilirsiniz çünkü haklısınız. Her zaman haklı oldunuz ve her zaman da haklı olacaksınız. Bu yüzden kendimi çok suçlu hissediyorum. Size saygısızlık yaptım, canınızı sıktım. Keşke bu kadar ileriye gitmemiş olsaydım."

Alec bir cevap beklemediğini ifade etmek için yüzünü cama çevirmişti.

"Sen benim için çok değerlisin Alec. Bu şekilde davranarak beni daha da üzüyorsun. Bana kızgın olduğun halini bu haline tercih ederim."

Magnus Alec'in cevap vermesini beklemiş olsa da bir yanıt alamamıştı. Sonunda tekrar arabayı çalıştırdı ve yola çıktı.

"Bugün çok konuşkan bir gününe denk geldim anlaşılan." Dedi Magnus imayla.

"Konuştukça batıyorum, bir kerelik de olsa susmayı deneyeceğim."

Çok geçmeden Magnus'un evine gelmişlerdi. İkisi de arabadan çıkıp doğruca eve yöneldiler ve sonrasında birlikte eve giriş yapmışlardı.

"Sen otur, ben ikimize içecek bir şeyler getireyim."

Alec çantasını yana bırakıp 3'lü koltuğa oturdu ve sessizce Magnus'u beklemeye başladı. Kısa bir zaman sonra Magnus elinde iki bitki çayı ile salona dönmüştü.

"Güzel birer bitki çayı hazırladım ikimize."

Alec bardağı sehpaya bıraktıktan sonra öylece bardağı izlemeye başlamıştı.

"Seni böyle görmeyi istemiyorum."

Magnus ona yaklaşıp sonrasında eliyle Alec'in yüzünü kendine çevirdi.

"Bana bak, bu şekilde durman hoşuma gitmiyor. Beni sinirlendirmek için elinden geleni yapıyorsun."

"Benim hayattan bir beklentim yoktu, sizin sayenizde hedeflerim ve beklentilerim oluştu. Bana beklenti duymayı siz öğrettiniz ama şu an sizinle ilgili beklenti içine girmemem gerektiğini de söyleyen sizsiniz. Bu beni çok zorluyor."

"Çünkü olmaması gerekiyor Alec."

"Neden olmaması gerekiyor? Sadece öğrenciniz olduğum için mi?"

"Bu en büyük sebeplerden birisi."

"Yarın bir gün bana bir şey olursa yaşayamadığımız anlar için kendinizi suçlu hissetmeyecek misiniz yani?"

"Alec... ne saçmalıyorsun sen? Böyle konuşma."

Magnus önüne dönüp eline bardağını almıştı.

"Bu konuşmayı yaptığıma beni pişman etme."

"Ben gerçekten çok zorlanıyorum, tükendim resmen." Dedi Alec üzgün bir ses tonuyla. "Ben etik kuralları önemsemiyorum ama sizin düşüncenize saygı duymak zorundayım."

Elini hızlıca bardağa attığında aniden bardak devrildi ve Alec'in eline sıcak bitki çayının bir kısmı döküldü.

Alec acıyla elini geriye çekerken Magnus paniklemişti.