Hırslı ve inatçı

1K 122 125
                                    

Jeremy ve Alec arka bahçedeki banklarda, herkesten uzak bir köşede, oturmuş konuşuyorlardı.

Jeremy için Alec fazla özel biriydi. Geçen seneye kadar Jeremy bu okulda sürekli ezilen ve dışlanan birisiydi. Özellikle de yönelimi yüzünden fazlaca aşağılanmıştı.

Ailesi onu kabul ederken okuldakilerin bu tavrı midesini bulandırıyordu.

Tam o zamanlar Alec bu okula gelmişti ve ilk defa birisi ona insan gibi davranmıştı. O gün bugündür Alec'e karşı yoğun hisleri olsa da Alec ona karşı aynı hisleri beslemiyordu.

Jeremy onun için gruptaki diğer kişilerden daha özeldi, bu bir gerçek. Ama aşk ya da sevgi anlamında ona karşı bir hissi yoktu. Onunla olmayı seviyordu hepsi bu.

"Bana kızmazsan sana bir şey söyleyeceğim." Deyip Alec'in saçına dokundu Jeremy. Gözleri küçük bir çocuk gibi parlarken Alec onun bu haline gülmüştü.

"Garanti veremem ama sen yine de söyle."

"Geçen gün soru sormak için öğretmenler odasına gitmiştim ve Bay Bane oradaydı. Ona sorabileceğimi söyledi, hatta bana kurabiye bile ikram etti. Bu arada gerçekten çok iyi birisine benziyor."

"Eee..."

"Sorularımı çözdü, biraz da muhabbet ettik. Bana vereceği kurstan söz etti ama seni ikna edemiyormuş katılmaya."

"Senin mi ikna etmeni istedi?"

"Öyle değil. Bir istisna olarak beni de alacakmış. Hem bu sayede senin de katılacağını söyledi. Ben açıkçası heyecanlandım çünkü adam matematik konusunda çok iyi ve sen katılırsan ben de katılabileceğim. Öğretmenimden bunun için bizzat izin alacakmış."

Alec göz devirip Jeremy'nin elini iterek önüne dönmüştü.

"Sen de gelip benimle mi konuşmak istedin yani?"

"Kızdın değil mi? Bak istemezsen hemen reddederim. Sadece adam bana samimi geldi. Bence sana karşı da son derece samimi."

"Aksini düşünmüyorum ama yine de bana doğru gelmeyen bir şeyler var."

"Ne gibi bir şeyler?"

"Bilmiyorum, zamanla anlarım."

"Kabul edecek misin?" Deyip ona yaklaştı ve Alec'in dudağına bir öpücük bıraktı Jeremy. "Bence bir daha düşün derim."

"Beni ikna etmeye çalışıyorsun şu an."

"Belki..."

"Bunun için daha fazlasına ihtiyacın var ama."

"O zaman... en iyi kozumu sona sakladım." Onun kulağına yaklaşıp fısıltı ile konuşmaya başladı. "Bu hafta sonu ailem evde olmayacak, belki bize gelirsin. Hem seni ikna etmek için ben de tüm kozlarımı oynarım."

Alec derin bir iç çekip arkasına yaslandığında Jeremy masumluktan uzak bir gülümseme ile ona bakıyordu.

"Ne dersin?"

"Bunu baştan söyleseydin keşke."

"Güzel haberi sona saklamak istedim."

"Fikrim değişmezse ikna olmaya başladım diyebilirim. Tabii o anki performansın da önemli benim için." Deyip onu bir kez daha öptü Alec. "Yine de olumlu baktığımı söylemeden edemeyeceğim."

"Buna mutlu oldum işte."

...

Alec derse gitmeden önce biraz ileride öğrencileri izleyen Magnus'un yanına doğru gitmeye başlamıştı. Magnus onu görünce gülümsemeye çalıştı.

"Jeremy ile konuştun sanırım. Kabul edecek misin?"

"Kabul ediyorum, güzel bir hamleydi Bay Bane. Sanırım zaaflarımı anlamaya başladınız."

"Zamanla seni çözüyorum diyelim. Ee? Cevabın değişti mi?"

"Haftasonu bir karar vereceğim. Jeremy'nin beni ikna etmek için aklında birkaç planı olduğuna eminim."

Alec bunu imalı söylediğinde Magnus ne tepki vereceğini bilememişi.

"Bence çoktan ikna olmuşsun, ben olumlu gördüm bu tavrını. Jeremy'nin öğretmeni de izin verdi zaten."

"Daha ben kabul etmeden izin mi aldınız?"

"İşimi garantiye almam gerekiyordu."

"Çok inatçı birisiniz öyle değil mi?"

"Fazlasıyla öyleyim. Hırslı ve inatçı. Ve genelde bunun ekmeğini fazlaca yiyorum."

Alec farkında olmadan gülümsediğinde bir an kendine gelmek için başını iki yana salladı ve tekrar eski katı haline döndü.

"Ben sınıfıma gitsem iyi olacak. Dersin başlamasına az kaldı."

Alec arkasını dönüp yürümeye başladığında kendisine içinden küfürler savuruyordu. Kendinden az önce taviz vermişti ve bu durum cidden sinirine dokunmuştu.

....

Heh şöyle yola gel ;)

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin