Bu kadar olgun olsam yeter

690 80 36
                                    

Alec birkaç gündür Magnus'ta kalıyor olsa da Magnus tüm yakınlaşma girişimlerinden ustalık ile kaçmayı başarmıştı.

Alec onu zorlamak istemiyordu, ona zaman vermeye kararlıydı ama iradesine bu kadar iyi sahip çıkmasına da şaşırmıyor değildi.

Zira Alec; Magnus etrafında dolanırken aklına pek de mukayyet  olamıyordu. Hatta ve hatta Magnus etrafta olmasa bile düşünceleri sürekli onunla meşgul oluyordu.

Magnus ise ilişkiyi yavaş bir tempoda yaşamak istiyordu. Her şeyi bir anda tüketirlerse sonrası için bir boşluğa düşmekten korkuyordu. Gerçi Alec bu denli istekli oldukça o boşluğa düşecek gibi de değillerdi.

"Az önce babam aradı." Diyerek mutfağa girdi Alec. "Ne zaman döneceğimi soruyor."

"Sen ne dedin?"

"Magnus beni ne zaman kovarsa dedim."

"O zaman sonsuza dek burada kalmak zorunda olabilirsin." Deyip sevgilisine döndü Magnus. "Ben halimden gayet memnunum."

"Ben de memnunum ama sana daha fazla rahatsızlık vermek istemiyorum. Ayrıca kısa zaman sonra üniversite başvuruları başlıyor. O yüzden dönsem daha iyi."

(Bildiğim kadarıyla yabancılarda bizdeki gibi bir üniversite sınavı yok. İstedikleri üniversiteye lise puanları ile başvuru yapıyorlar. Bazı üniversiteler de kendileri isterlerse bir sınav yapıyor. O yüzden Alec sadece başvuru yapacak gibi düşünün)

"Umarım senin için en iyisi olur. Buradan gitmeni istemiyorum ama yapacak bir şey yok."

"Bizimkiler ile aynı üniversiteyi tercih edeceğim. Gerçi onlar çift çift gidecek, tek giden bir ben varım. Kevin bir süre onlarla kalmamı istiyor öyle olursa. Belki birkaç hafta kalır sonra da kendi evime çıkarım."

"Babamların oradaki üniversite bu değil mi?"

"Evet."

"Babam hala onunla çalışmanı istiyor. Kazanırsan kesin çalış, çok iyi deneyim olur." Deyip elini Alec'in yüzüne çıkardı Magnus. "Ben sana doyamadım, tatil çok çabuk geçiyor gibi hissediyorum."

"Daha zamanımız var Magnus, biraz sakin ol. Hem böylesi daha iyi olacak bence bizim için. Sürekli yan yana olursak ben seni çok yorarım, her anlamda."

"Evet, onu fark ettim." Deyip Alec'ten uzaklaştı Magnus. "Yine de... her gün seni görmeye çok alışmıştım."

"Ben de öyle." Deyip arkadan Magnus'a sıkıca sarıldı Alec. "Ayrıca seni tüm öğrencilerinden kıskanacağım."

"Saçmalama Alec, adı üstünde onlar benim öğrencim."

"Ben de senin öğrencindim ama... gidip senden yine birisi hoşlanırsa kafayı yerim."

"Ah zaten ben de Alec'in yeni sürümü gelmiş diyip hemen güncelleme yaparım değil mi?"

"Öyle bir şey demedim sevgilim, sadece ben sınıftakiler sana soru sorunca bile kafayı yiyordum. Şimdi bir de uzakta olacağım."

"O zamanlar sevgili değildik Alec." Deyip Alec'e döndü Magnus. "İnsan kendisine ait olmayanı kıskanır tabii. Ben de seni kıskanıyordum o zamanlar. Ama artık benimsin ve kıskançlık yapmam için bir sebep yok."

Uzanıp Alec'in dudaklarına bir öpücük bırakmıştı.

"Senin de olmasın."

"Tatildeyken Jeremy'i kıskanıp içen de bendim zaten..." demişti Alec imayla.

"Jeremy'nin ne kadar azgın olduğu detayını kendine saklamalıydın. İyi ben de o zaman gidip eski sevgililerimden bahsedeyim sana."

"Tamam tamam, bir şey demedim say. Hemen de tehdit et zaten."

"Tehdit değil, bir öneriydi sadece." Deyip elindeki tabakları Alec'e uzattı Magnus. "Gidip masayı kur bakayım sen. Az laf çok iş."

"Sigortasız işçi çalıştırıyorsun resmen." Deyip ondan uzaklaştı Alec ve salona ilerledi. Magnus da kısa zaman sonra yemekler ile yanına gelmişti.

"Yine çok güzel şeyler hazırlanmış bakıyorum."

"Eh, sevgilime iyi bakmam lazım değil mi?"

Alec bu tavra o denli alışmıştı ki asla Magnus'tan uzak kalmak istemiyordu.

Magnus ona hayatındaki en değerli şeymiş gibi davranıyordu ve Alec bu tavra pek alışık değildi.

Alışık olmama nedeni daha önce hiç yaşamamış olması değildi, Alec böyle bir ilgi görünce sıkılan, uzaklaşan bir insandı ama Magnus onu asla sıkmıyordu. Aksine fazlasını istemesine neden oluyordu.

Çocuk gibi onun dizlerine uzanmak, saatlerce onu izlemek istiyordu. Hatta dün gece film izlerken Magnus'un dizlerinde uyuyakalmıştı. Gözlerini açtığında koltukta Magnus'un yanında uzanıyordu. Magnus küçücük bedeni ile onun kolları arasına girmiş, orada uyumuştu.

Alec'i koltukta bırakıp odaya çıkabilirdi ya da onu uyandırabilirdi. Ama Magnus ikisini de yapmayıp Alec'in kolları arasına yerleşip orada uyumayı tercih etmişti.

Alec nasıl ona aşık olmazdı ki?

"Sen bence beni böyle iyi yemekler ile besleyip bana kilo aldırmaya çalışıyorsun. Bu sayede üniversiteye gittiğim zaman kimse bana bakmasın istiyorsun değil mi?"

"Alec..." deyip gülmüştü Magnus. "İnsanlar sana baksınlar, bu onların sorunu. Ben kimsenin sana bakmasını engelleyemem ya da onlarla kavga da edemem. Buradaki asıl olay senin kime baktığın."

"Bu kadar olgun olsam yeter. Ben sana bakan herkesin gözünü oyabilecek birisiyim, bu olgunluk bana tahminen ne zaman yüklenir?"

"Cevap veriyorum, hiçbir zaman. Alec bak, ben kıskanç birisiyim ama bu kıskançlık güven problemi yaratacak derecede bir kıskançlık değil. Ben sana güveniyorum, sen de bana güveniyorsun. Eğer bir insan zaten aldatacaksa ona tasma taksan bile aldatır. Bu hiçbir zaman şaşmaz. Sen beni kıskanıyorsun ki bu bence çocukça bir kıskançlık, seninki de güvensizlik yüzünden değil. Ben de seni bazen kıskanıyorum. O da Jeremy ile daha 4 5 ay önce yakındınız ve ben buna şahit olmuştum. Onun verdiği bir hassaslık. Anlıyorsun değil mi?"

"Çok iyi anlıyorum sevgilim. Endişelenme, seni sıkacak derecede kıskançlık yapmaktan kaçınacağım." Deyip Magnus'un elini tutmuştu Alec. "Kıskansam bile kendi içimde yaşamaya özen göstereceğim."

"Teşekkür ederim. İnan bana ilişkimiz ilerledikçe kıskanma olayı da yavaş yavaş son bulacak."

"Öyle olsa çok iyi olur."

....

3 sene sonra Alec: MAGNUS BU ADAM KİM 3 KERE EVİN ÖNÜNDEN GEÇTİ SANA MI ASILIYOR BU???

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin