Neymiş o, merak ettim.

832 91 114
                                    

Alec elindeki bulaşıkları makineye yerleştirirken Magnus da masayı siliyordu.

"Magnus, seninle konuşmam gereken bir şey var." Deyip elindeki tabağı kenara bıraktı Alec ve Magnus'a döndü. "Bu yaz bir tatile çıkalım mı?"

"Olur tabii, güzel olur hatta. Parise gittin mi daha önce? Ya da Venedik?"

"Magnus, hayatımda gittiğim en uzak yer sizin evdi, sence gittim mi?"

"Tamam... birlikte gideriz. Ben hemen gezi rehberlerine bakmaya başlarım."

"Aslında benim kastettiğim tatil böyle bir şey değil. Bizimkiler bir plan yapmışlar ve bizi de davet ediyorlar."

"Sizinkiler?"

"Bizim grup işte, biliyosun. Bir de Malia'nın kuzeni ile kız kardeşim gelecekler. Öyle... sen de gelsen güzel olur. Bir villa kiralamışlar. Yaklaşık bir haftaya gideceğiz."

"Bilemiyorum Alec, zaten sizinkiler ile takılmak yeterince zor. Malia'nın kuzenini ve kardeşini de yalnızca bir kere gördüm ve diğer herkes de öğrencim. Şu an bile çok fazla onlarla takılamıyorum. Onların yanında yaşlı kalıyorum."

"Ama ben senin kız kardeşin ile zaman geçirdim."

"Ama o seninle aynı yaşta."

"Tamam anladım. Sorun değil." Deyip lavaboya döndü Alec. "Ben tek giderim, sıkıntı olmaz."

"Alec, böyle yapma."

"Zaten ben onlara da söyledim garip olacağını ama ısrar ettiler. Tamam biraz salaklar, patavatsız da olabilirler ama sonuçta arkadaşlarım onlar. Sürekli olarak onları ekemem."

"Hıncını tabaktan çıkarıyorsun şu an." deyip Alec'in koluna elini koydu Magnus. "Özür dilerim tamam mı? Haklısın, gelmem lazım seninle. Ve geleceğim."

"Gerçekten mi?"

"Evet ama önce bu ilişkiden ailelere bahsetmemiz gerekiyor, biliyorsun değil mi?"

"Evet. Ben Izzy'e bahsettim ama annemle babama henüz söylemedim. İkisine de yüz yüze söylemek daha iyi diye düşünüyorum."

"Doğru düşünmüşsün. Babanla başlarız, ona söyleriz ilk."

"Mantıklı. Hafta içi bize yemeğe gelirsin ve birlikte söyleriz olur mu?"

Alec heyecanlı heyecanlı konuşurken Magnus ona hayır diyebileceğini sanmıyordu.

"Olur tabii. Hadi tabakları bırak da film izleyelim. Çok güzel filmler seçtim ikimize."

"Tamamdır. Şunu da koyup geliyorum."

....

Alec'in dediği gibi hafta içi bir gün ayarlamışlardı ve Magnus Aleclere akşam yemeği için gelecekti.

Kapı birkaç kez çalındığı zaman Robert hızlıca kapıya bakmak için ilerledi ve kapıyı açtı.

"Hoşgeldiniz Bay Bane, buyrun geçin. Alec tabakları filan hazırlıyor yemek için."

"Hoşbuldum. Nasılsınız, iyi misiniz Bay Lightwood?"

"Lütfen bana ismimle hitap edin."

"Öyleyse sen de bana ismimle hitap et Robert, bu konuda anlaşalım."

"Pekala Magnus, öyle yapalım. Zaten neredeyse oğlum yaşındasın."

İkisi içeriye girdikleri zaman Alec de yanlarına gelmişti. Önce birlikte güzelce akşam yemeklerini yediler.

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin