Matematiğin dili

906 118 41
                                    

Magnus olan şeyleri düşünürken başına ağrılar giriyordu.

Dokunulmaktan hoşlanmayan insanların geçmiş yaşantılarında böyle şeyler olduğunu biliyordu. Ya şiddet ya da istismar gibi olaylar yaşamış olma ihtimalleri yüksek oluyordu.

Ama yine de bunu düşünmek istememişti.

Alec'in ani ruh değişimleri, bazı şeylere verdiği aşırı tepkiler hep bundan kaynaklanıyordu.

Magnus'un bu saatten sonra ona olan tavrı asla değişmemeliydi. Eğer ona karşı tavrı değişirse, ona üzülüyor gibi yaklaşırsa bu Alec'i daha da kötü etkilerdi.

Konu hakkında soru sormayacak, yaşanmamış gibi davranacak ve Alec anlatana kadar her şeyi normal seyrinde ilerletecekti.

Alec kendine acındığı tarzında bir izlenime kapılırsa bu hiç iyi sonuçlanmazdı.

...

Pazartesi günkü dersleri çok eğlenceli geçiyordu. Magnus onlara birer hikaye dağıtmış ve hikayede geçen matematiksel terimleri işaretlemelerini onlardan istemişti. Sonrasında onlarla bu konuyu tartışmaya başlamıştı.

"Kağıtlara baktım da hepiniz sayısal veri içeren kısımları işaretlemişsiniz."

"Çünkü matematik sayıların dünyasıdır." Dedi içlerinden birisi. Magnus bu tepkiye gülmüştü.

"Aslında sayılar matematiğin dilidir, sayılar onun dünyası değildir. Bizim tek ifade şeklimiz harfler midir sizce? Ya da sadece konuşarak mı anlaşırız?"

"Hayır tabii ki? Jestler, beden dili gibi şeyler de iletişim için önemlidir."

"Dokunma ve göz teması..." dedi başka birisi.

"O zaman neden sayıları matematiğin tek anlaşma yöntemi olarak düşünüyorsunuz ki? Matematik mantık bilimidir, sayılar sadece bir araçtır. Örneğin bu metinde biraz sonra ifadesi geçiyor. Bu da matematiksel bir terimdir. Biraz sonra ve 10 dakika sonra arasında ne fark var ki? Sadece birisinde sayı ile zaman belirtilmiş. Diğerinde belirtilmemiş. Yani buna x dakika sonra da diyebiliriz. Bu da matematiksel bir tabirdir."

"Bay Bane, siz anlatırken büyülenmiş gibi sizi dinliyoruz." Dedi kızlardan birisi ellerine yüzünü yaslayarak. O sırada Magnus bu tepkiye gülmüştü.

"Buna sevindim işte. Başka bir örnek daha vereyim. Çocuk ikisinin ortasında durmuş... bu cümlede de matematiksel ifade vardır. İki şeyin ortası. Başka bir örnek daha vereyim. Marketten daha fazla çikolata almak istiyor. Daha fazla ve daha az kavramları da matematik ile ilgilidir. Mesela 5 tane elma 3 tane elmadan daha fazladır. İllaki buraya 2 tane fazladır demek gerekmez."

"Bir aydınlanma geldi."

"Aydınlanma geldiyse birer kağıt kalem çıkarın. Sizden matematiksel terimler içeren bir hikaye yazmanızı istiyorum. Şimdiden kolay gelsin."

....

Ders bitiminde herkesin kağıtlarını toplayıp dosyaya yerleştirirken Alec Magnus'un yanına gelmişti.

"Bay Bane, geçen olanlar... o konu aramızda kalacak değil mi?"

"Tabii ki aramızda kalacak, aksini düşünme bile."

"Bana karşı olan tavrınız lütfen değişmesin."

"Sen benim öğrencimsin, diğerlerinden bir farkın ya da eksiğin yok tamam mı? Kendini bu konuda kötü hissetme. Anlatmak istersen dinlerim, yardım istersen yanında olurum. Bu senin kontrolünde, benim değil."

Magnus çantasını alacağı sırada Alec eliyle onu durdurdu.

"Bir gün konuşabilir miyiz? Belki okul çıkışı... eğer yanlış olmayacaksa."

Magnus bunun etik olup olmadığına emin değildi ama sonuçta onun öğretmeni olmak onunla dışarıda sohbet edemeyeceği anlamına gelmezdi.

"O zaman sen bir zaman belirlersin, uygun olursam da konuşuruz tamam mı?"

Alec başını olumlu anlamda salladı. Bu olayı neden Magnus ile konuşmak istediğini bile bilmiyordu. Şu ana kadar psikoloğu hariç kimse ile bu konuyu konuşmamıştı. Arkadaşlarıyla bile...

Ama sebepsizce Magnus'a güveniyor ve ona anlatmak istiyordu. Sanki içinde tuttuğu ölçüde bu olay Alec'i yiyip bitiriyor gibiydi.

"Teşekkür ederim, anlayışınız için."

"Teşekkür etmene bile gerek yok."

....

Oy kıyamam kuzuma ben *-*

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin