I Don't F*cking Care

Yalnız kalan X

Jeremy kendine sinirli sinirli kahve yaparken Roy da onu izliyordu.

"Sinirli görünüyorsun?"

"Sinirli değilim. Nereden çıkardın onu?"

"Az önce kahveye şeker yerine tuz attın çünkü."

Roy bunu dediğinde Jeremy derin bir of çekmişti. Sonrasında makineyi durdurup kahveyi lavaboya döktü.

"Kevin'ın dediklerini takma." Diyerek Jeremy'e arkadan sarıldı Roy. "Ben onu takmıyorum, ciddiyim. Sen de takma."

"Nasıl takmam Roy." Deyip bedenini Roy'a yasladı Jeremy. "Söylediği şeyler sinir bozucu. Sürekli geçmiş önümüze çıkıp duruyor. Kendimi kötü hissediyorum."

"Neden kötü hissedesin ki? Sen kötü bir şey yapmadın. Senin yüzünden arası bozulan birileri olmadı, birisini aldatmadın. Aksine bence grubumuz birbirine daha da bağlandı."

"Biliyorsun Roy, siz üçünüz her zaman birbirinize daha bağlıydınız. Ne bileyim..  mesela sen ve Kevin, Kevin ve Alec. Sen ve Alec. Bu ikili kombinasyonlar her zaman vardı ama benim öyle bir durumum olmadı. O zamanlar sizinle hiç baş başa vakit geçiremedim ve bunda hepimizin suçu var."

"Sen elinden geleni yapıyordun. Kevin ve beni kafamıza vura vura ders çalıştıran sen değil miydin?"

"Yapmasam sınıfta kalacaktınız çünkü."

"Gördün mü? Bu grubun her zaman sana ihtiyacı vardı." Roy bunu dedikten sonra sesini biraz alçaltıp konuşmaya devam etmişti. "Ve benim sana hep ihtiyacım var."

"Deme öyle şeyler. İçeride arkadaşlarımız var, burada sevişemeyiz."

"Romantik olmaya çalışıyordum, konuyu başka yerlere çekme."

"Elimde değil, ben hep azgınım." Deyip gülmüştü Jeremy. Sonrasında mutfağa Alec girince birbirlerinden uzaklaştılar.

"Kusura bakmayın, bölüyorum. Ama şey... Magnus yanımıza geliyormuş da, haber vereyim dedim."

"İyi yapmışsın. Tuzlu kahve içer misin Alec? Jeremy çok güzel tuzlu kahve yapıyor da."

Roy bunu dediğinde Jeremy yandaki havlu ile Roy'a vurmuştu.

"Dalga geçme benimle."

"Olayı anlamadım ama durumunuzun  iyi olmasına sevindim. Kevin yüzünden ortam gerildi diye düşündüm de."

"Öyle olmuştu ama alıştık artık sanırım ona." Demişti Roy saçını kaşıyıp. "Yine de hiçbir zaman üçümüzün olayını doğru düzgün konuşmadık."

"Konuşacak bir şey yok çünkü." Dedi Alec kendinden emin bir şekilde konuşup. "Çünkü bu üçümüzün konusu değil. Ben hiçbir zaman size kırgın olmadım ya da kızmadım. Öyle bir hakkım yok zaten. Aksine sizi hep destekledim çünkü siz bana böyle yaptınız. Çünkü Jeremy beni ilişkim konusunda destekledi. Jeremy her zaman herkesi destekledi burada. O bir şeyler hissettiğinde biz de ona destek olmak zorundaydık. Kevin... Kevinlık yapıyor işte, her zamanki hali. Ama Malia'nın eski ilişkisi hakkında konuşsak hepimize küserdi. Onu kendi haline bırakıyorum."

"Dua etsin Magnus yoktu konuşma sırasında." Demişti Jeremy kendisine yeni kahve koyarken. "O zaman ekstra gerilirdik bence."

"Her ne kadar bunu sorun etmesek de konu bizi geriyor, bunu inkar edemeyiz." Demişti Roy Jeremy'nin beline kolunu sararak. "Yine de yaşımıza göre olgun karşıladık durumu."

"Yalan söyleyemem, Magnus'un eski sevgilisi ile arkadaş kaldığını bilsem ve sürekli görüşüyor olsak tansiyon hastası olurdum." Demişti Alec gülerek. "Burada olayı en iyi yöneten bence sensin Roy."