Tek sebep bu mu?

729 108 192
                                    

Alec okul çıkışında arkadaşlarının önden gitmesini söylemişti çünkü Magnus ile konuşması gerekiyordu. Konuşmazsa asla gece uyuyamazdı.

Kısa bir zaman sonra Magnus okuldan çıkarken gözü banklarda oturan Alec'e kaydı. Sonrasında yüzünü çevirip arabasına yürümeye başlamıştı.

Alec ise anında ayaklanıp Magnus'un olduğu tarafa doğru yürümeye başlamıştı.

"Bana kızgın kalmayın lütfen, ben sadece biraz agresifim bu aralar."

"Agresif olman sana bunları söyleme hakkı vermiyor, biliyorsun değil mi?"

"Evet biliyorum." Deyip Magnus'un önünde durdu Alec. "Cidden acabalarınız mı var?"

Alec bunu dediğinde az da olsa sesi titremişti.

"Hayır yok. Olsa da ne fark edecek, 10 gün sonra okul bitiyor ve ben yeni gelen öğrencilerimi senin yerine koyacağım için eksiklik hissetmeyeceğim. Ayrıca zaten seni bende özel yapan şeyler benim çıkarlarım ile örtüştüğünden yine kendime çıkarlarım doğrultusunda bir öğrenci bulurum."

"Ben öyle şeyler söylemek istememiştim, gerçekten."

"Tam olarak ne söylemek istedin de ben seni anlamadım, bana kendini açıkla o zaman." Deyip arabaya yaslandı Magnus. "Çünkü ben her şeyi doğru anladığımı düşünüyorum."

"Ben... ne sorunum olduğunu bilmiyorum. Neden böyle yaptığımı da bilmiyorum."

"Ben biliyorum." Deyip derin bir nefes aldı Magnus. "Tam olarak niye böyle yaptığını biliyorum. Kendini sevilmeye, değer verilmeye layık birisi olarak görmüyorsun. Birisinin seni koşulsuz ve çıkarsız sevmesi sana tuhaf geliyor ve altında bir sebep arıyorsun. Benim için de aynısını düşünüyorsun. Seni herhangi bir neden olmadan sevemem gibi geliyor sana."

"Diğerlerinden bir farkım yok sizin gözünüzde."

"Olması için bir sebep var mı?"

Magnus bunu dediğinde Alec bir süre yutkunamamıştı.

"Yokmuş demek ki."

"Hayır cidden soruyorum, bir sebep var mı Alec? Hani çünkü benim seninle ilgili fikir ve hislerimi benden daha iyi bildiğin için sana sorma gereği duydum."

Onlar konuşurken okuldan birkaç öğrenci daha çıkınca Alec gergin bir şekilde etrafına bakındı.

"Başka bir yerde konuşsak olur mu?" Dediğinde Magnus tamam dercesine başını sallamıştı. Sonrasında birlikte arabaya bindiler ve okul bahçesinden ayrıldılar.

Kısa zaman sonra Magnus az da olsa tenha olan bir yere arabayı park etmişti. İkisi birlikte arabadan indiler ve birkaç dakikadır süren sessizliği bir süre daha devam ettirdiler.

Magnus arabanın önüne yaslanmıştı. Alec de biraz ilerisinde dikiliyordu.

"Tam olarak ne konuşacağız?" Dedi Magnus Alec'i süzerek. Neden bu kadar saçma bir şeyin içindelerdi kendisi de bilmiyordu.

"Kendimi boğuluyormuş gibi hissediyorum birkaç gündür." Dedi Alec hızlıca. "Önceden nefes almamı sağlayan bir şey şu an nefes almama engel oluyor ve bu çok zor."

"Tam olarak sorun ne?" Dedi Magnus cevabı bildiği halde.

"Gerçekten soruyor musunuz?" Deyip sinirle nefes alıp verdi Alec. "Bence cevabı benden daha iyi biliyorsunuz, yanılıyor muyum?"

"Ne demeye çalışıyorsun Alec?"

"Başından beri hislerimin gayet farkındasınız ve öyle değilmiş gibi davranıyorsunuz. Kendimi kandırıyorum sanıyordum ama hayır, başından beri bilmezlikten geliyorsunuz hem de her şeyin farkında olduğunuz halde."

Magnus böyle bir şey beklemediği için birkaç saniye afallamıştı.

"Diyelim böyle bir durum var, bu şey aramızda bir soruna neden olmalı mı?"

"Neden benden uzak durmadınız? Bunu anladığınız anda benimle aranıza mesafe koyabilirdiniz ama yapmadınız. Nedenini merak ediyorum."

"Böyle bir şey yaparsam kendini suçlu hissederdin ve bunu istemedim."

"Tek sebep bu mu yani?" Dedi Alec alaycı bir tonla gülerek. "Mesafe koymak yerine bana daha fazla yakın olmayı mı tercih ettiniz?"

"Daha fazla yakın olmaktan kastın ne? Sadece seninle diğer öğrencilerimden fazla vakit geçirdim, hepsi bu. Bunları yanlış anladığını bilsem yapmazdım."

"Daha fazla mı vakit geçirdiniz?" Deyip yine güldü Alec. "Benimle dans ettiniz siz, gidip aileniz ile tanıştırdınız. Her şeyin farkında olup nasıl bu kadar fazla yakın olabildiniz bana?"

"Sana yakın olurken hiçbir art niyetim yoktu çünkü benim!"

"Var demiyorum. Sadece... sana daha fazla bağlanmama engel olabilirdin ama yapmadın. Bana niye bu kötülüğü yaptığını merak ediyorum sadece."

"Sana bir kötülük yapma amacım yoktu, ben her zaman senin iyiliğin için çaba sarf ettim ve böyle yapmaya da devam edeceğim."

"Sana kötü bir haberim var Magnus, şu an geldiğimiz nokta benim için pek de iyi bir nokta değil. Mesela yarın sabah şu konuşma yüzünden okulda senin yüzüne bile bakamayacağım. Hatta belki de daha uzun bir süre bakamayacağım ama artık bir şeyleri konuşmak zorundayız."

Alec bunu dedikten sonra birkaç adımla Magnus ile arasındaki mesafeyi kapadı ve Magnus gergince sırtını dikleştirirken Alec de tam onun önünde dikilmeye başladı.

"A... Alec ne yapıyorsun?"

"Niye tedirgin oldun birden? Seni öpeceğimden filan mı endişe duydun yoksa?" Bunu deyip biraz eğildi ve Magnus'un yüzüne biraz daha yaklaştı Alec. "Korktuğun şey benim hislerim değil, bence korktuğun şey tam olarak kendi hislerin. Yanılıyor muyum?"

....

Yanmayalım mı gençler??? Bu da size gece kıyağım olsun ;)




I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin