Alec gece uyumadan önce Magnus'u kendine çekip arkadan ona sıkıca sarılmıştı.
"Keşke sürekli burada kalabilsem." Deyip elini Magnus'un yüzüne çıkarmıştı. Sonrasında eliyle yavaşça Magnus'un yüzünü okşadı.
"Henüz o kadar ilerlemedi ilişkimiz. Daha aileler bile bilmiyor Alec."
"Niye şimdi negatif konuşup canımı sıkıyorsun ki?" Deyip yüzünü Magnus'un saçlarına gömdü Alec. "Ben olumlu düşünmek istiyorum her şeyi."
Magnus'un kokusunu içine çektikten sonra onun saçlarına birkaç öpücük bırakmıştı.
"Çok güzel kokuyorsun."
"Teşekkür ederim." Deyip karnının üstünde duran Alec'in elini tuttu Magnus. "Sen böyle yanımda olunca hiç uyuyasım gelmiyor."
"Öyle mi? Ne yapsak ki o zaman." Deyip gülmüştü Alec. Magnus da onun kolları arasında ona dönüp Alec'in dudağına küçük bir öpücük bırakmıştı.
"Dışarıya çıkıp gezelim mi?"
"Dışarıya çıkıp gezmek mi? Bu saatte mi?" Dedi Alec şaşkınca.
"Ne var bunda?"
"Saat 2'ye geliyor."
"Tamam biraz saçma bir düşünceydi." Deyip gözlerini kaçırdı Magnus. "Sen bir öneride bulun madem."
"Boşver, ben öneride bulunmasam daha iyi."
"Pislik yapma!" Deyip ona hafifçe vurmuştu Magnus. Sonrasında ikisi de gülmeye başladılar. "Bari balkonda oturalım."
"Tamam, hadi çıkalım madem dışarıya."
"Gerçekten mi?" Deyip gülümsedi Magnus.
"Evet çıkalım."
"O zaman üstüme bir şeyler giyeyim ben." Diyerek yataktan çıktı Magnus. O bunu yaptığı zaman birden kulağına aşağı kattan bir ses gelmişti. "Şu sesi sen de duydun mu?"
"Hangi sesi?"
"Aşağı kattan bir ses geldi."
"Duymadım." Deyip ayaklandı Alec. "Ama gidip bir bakayım, sen odada kal."
"Hayır ben de geleceğim."
"Saçmalama Magnus, burada kal diyorum sana."
Magnus Alec'e sinirli bir bakış atarken Alec hızlıca odadan çıkmıştı. Cidden Magnus'un dediği gibi aşağı kattan sesler geliyordu.
Elinde yanda duran vazoyu alıp yavaş adımlar ile aşağıya inerken mutfak ışığının açık olduğunu görüp o yöne doğru ilerlemeye başladı. Mutfaktan içeriye yavaşça baktığında birisinin buzdolabı kapısını açtığını fark etmişti.
"Kimsen hemen oradan uzaklaş yoksa sana saldırmak zorunda kalacağım!"
Alec'in sesi ile dolabın arkasından bir kız elleri havada bir halde çıkmıştı.
"Sakin ol."
"Burada ne işin var ve kimsin sen?"
"Asıl sen kimsin, ben buraya abimi görmeye geldim."
"Laurel?"
Magnus'un sesi ile gözler onun üstüne çevrilirken kız koşarak Magnus'a sarılmıştı.
"Seni nasıl özledim anlatamam Magnus."
İkisi birbirine sarılırken Alec elindeki vazoyu yavaşça yana bırakmıştı.
"Senin burada ne işin var? Geleceğini niye haber vermedin?"
"Küçük bir sürpriz yapmak istemiştim ama sanırım bu durum bana sürpriz oldu." Deyip geriye çekildi Laurel ve Alec'e göz ucuyla baktı. "Tanışmadık henüz ama ben Laurel, Magnus'un kız kardeşiyim ve de tehlikeli değilim. Peki ya sen?"
"Ben Alec. Şey ben de..."
"Alec mi? Senin ismini daha önce duydum. Magnus senden bahsetmişti. Şu okuldaki çok sevgili öğrencin değil mi bu, Magnus? Yanlış hatırlamıyorsam..."
Laurel bunu deyip muzip bir şekilde gülmüştü.
"Şey... durum biraz karışık." Deyip araya girdi Magnus.
"Dinleyecek zamanım var. Birkaç gün burada kalacağım ama benden önce eve yerleşen birileri olmuş sanırım "
"Ben... gideyim en iyisi. Sonra gelirim."
"Bu saatte hiçbir yere bırakmam seni." Deyip onun önüne geçti Laurel. "Hem bence anlatacağınız şeyler vardır bana, dinlemek istiyorum."
"Laurel, ben sana sonra anlatsam?" Dedi Magnus kız kardeşine yaklaşarak.
"Of, ikiniz de çok sıkıcısınız. Sevgili olmuşsunuz işte, ne uzattınız olayı. Yalnız çok alındım Magnus, bana bunu nasıl söylemezsin. Ben sana ilk seksimi bile anlatmıştım."
"Ne?" Dedi Alec şaşkınca. "Anlattı mı cidden?"
"O anlattı da ben pek dinlemedim." Deyip başını iki yana salladı Magnus. "Kız kardeşim biraz çatlaktır."
"Çatlak mı? Aşk olsun Magnus." Deyip güldü Laurel ve Alec'e döndü. "Zırdeliyim ben, çatlak hafif kalır."
"Şey... bunu fark ettim."
"Alec!"
"Ne? Kendisi de kabul etmiş işte."
"Herneyse, bana bu olay nasıl gerçekleşti hemen anlatıyorsunuz. Meraktan ölürüm yoksa." Deyip hızlıca koltuğa ilerledi Laurel ve koltuğa çöküp oturdu. "Bakmayın öyle."
"Anlatmadan kurtulamayacağız değil mi?"
"Olay kız kardeşim ise asla kurtulamayız."
...
Magnus olan şeyleri kısaca Laurel'a anlatmıştı.
"Şuraya bakın, film gibi olay desenize. Ee... seviştiniz mi bari?"
"Laurel!"
"Ne var abi ya? Magnus bu konularda çok duygusaldır, belki sen onu biraz açarsın. Yoksa bakir ölecek."
"Beni utandırıyorsun şu an." Dedi Magnus başını önüne eğerek. Alec onun bu haline gülmek istemişti ama daha kötü hissetmesin diye kendini tutmuştu.
"Ben ona saygı duyuyorum." Dedi Alec lafa girerek. "İstediği neyse öyle yapacağız."
"Sen de sıkıcısın yani... öyle de bir tipin yok gerçi. Ama söz konusu abimse porno yıldızını bile rahibeye çevirebilir."
"Kendimi öldürmek istiyorum şu an." Dedi Magnus derin bir nefes alarak. Alec dayanamayıp güldüğünde Magnus ona sinirli bir bakış atmıştı. "Gülme sakın!"
"Özür dilerim, kendimi tutamadım." Deyip önüne dönmüştü Alec.
"Yalnız... Magnus ilkelerine çok bağlı bir adamdır. Nasıl oldu da öğrencisi ile ilişki yaşadı, şu an hayretler içindeyim."
"O konuda ben de hayretler içindeyim doğrusu." Dedi Alec gülerek. "Çünkü ben de beklemiyordum ama her şey çok hızlı gelişti zaten."
"Abim mükemmel birisidir. Bakma böyle takıldığıma ama hayatta görüp görebileceğin en hassas kalbe ve en tatlı düşüncelere sahip insanlardan birisidir. Ona çok imreniyorum bazen. Aynı anneme benziyor. Ben de babama çekmişim işte... ne şans ama."
"Babanızla da tanışmıştım."
"Evet, annem anlatmıştı. Onlar da bilmiyor değil mi ilişkinizi?"
"Henüz söylemedik ama en kısa zamanda söyleyeceğiz. Sakın ağzından kaçırma."
"Tamamdır abicim, sen az mı sırrımı sakladın. Tabii ki de söylemem. Ee... ne yapalım, çıkıp gezelim mi biraz? Saat daha erken."
Magnus Alec'e baktığında Alec başını olumlu anlamda sallamıştı.
"O zaman... çıkalım bakalım. Bizi nasıl bir gün bekliyor merakla olacakları izleyeceğim."
...
Bu hikayedeki kızlar çok alfa ya absnmsksls
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Don't F*cking Care
FanfictionYerinde olsam benimle uğraşmazdım. -Bir öğretmen- öğrenci kurgusudur ama oldukça masum bir hikaye olacak-