Ben sana inanıyorum

948 115 69
                                    

Sınav dönemi Alec normalde ders çalışmasa da matematik sınavına çalışmak gibi bir şey yapmıştı. Gerçi çalışmasa bile iyi not alırdı ama daha iyisini yapmak istiyordu.

İçinde niye böyle bir istek olduğunu kendisi de bilmiyordu ama istiyordu işte. Derslere katılmak, Magnus'un verdiği ödevleri eksiksiz yapmak, onun bir şekilde dikkatini çekmek istiyordu.

Sınavda da bunu yapmış ve tüm test sorularını eksiksiz cevaplamıştı. Zaten sorular genelde bilgi sorusuydu. Magnus'un derste sorduğu sorulara hiç benzemiyordu ve Alec soruları kolayca yapmıştı.

Sınav çarşamba günüydü ve öğleden sonra Magnus ile dersleri vardı.

"Normalde sizinle sınav sorularını cevaplamak isterdim ama bunu sınavları okuduktan sonra yapma kararı aldım. Biraz sınav hakkında konuşalım mı?"

"Bay Bane, sorular cidden sizin sorularınıza benzemiyordu." Dedi Miley gülerek. "Daha kolaydı."

"Farkındayım çocuklar. O yüzden bu sınav benim için bir kıstas olmayacak demiştim."

"Keşke siz de birkaç soru koysaydınız." Dedi Alec söz alarak. "Sizin sorularınıza diğer sınıfların ne tepki vereceğini merak ediyorum."

"Diğer sınava birkaç soru ekleyeceğim. Test de olsa klasik de olsa orada birkaç sorum olsun istiyorum."

"Bu sınavda en yüksek ortalama bizim sınıfın olur bence."

"Ortalama ile ilgilenmiyorum ama yine de başarılı olmanızı ben de istiyorum."

....

Magnus tüm haftasonunu sınavları okumak ile geçirmişti. 12'lerin sınavını ilk başta okumuştu.

Test olan sınavları sevmezdi çünkü bu sınavlar öğrencinin nasıl düşündüğünü göstermiyordu. Sonuç odaklıydı.

Ama Magnus soruların çözümlerine tek tek bakıyor, neler yaptıklarını ve nelerde eksiklik yaşadıklarını not ediyordu. Sınav sonrasında bu kısımların üstünden geçecekti. En azından bu sayede onların öğrenme eksikliklerini fark ediyordu.

Sıra Alec'in kağıdına gelmişti. Soruların hepsinin doğru cevaplandığını görünce pek de şaşırmamıştı Magnus. Alec'in bu konuda iyi olduğunu çokça kez görmüştü.

O sırada telefonu çaldı. Baktığında Roy'u yönlendirdiği sosyal yardım derneğindeki arkadaşının ismini telefonda görmüştü. Hızlıca telefonu açıp konuşmaya başladı.

"Efendim Mikael?"

"Magnus nasılsın?"

"İyiyim, sınavları okuyordum. Sen nasılsın? Bir problem mi var?"

"Hayır hayır, her şeyin yolunda olduğunu söylemek için aradım. Ara ara sana haber vermemi istemiştin."

"İyi gidiyor mu her şey?"

"Çok iyi gidiyor. Roy oldukça istekli ve hiçbir seansı kaçırmıyor. Şanslıyız ki bu şeyin ilerleyen safhalarına gelmeden önlem alabilmişiz. Bu konuda sana teşekkür ediyorum."

"Asıl ben sana teşekkür ediyorum. Bunu kabul ettiğin için."

Mikael ile üniversitede bir sosyal sorumluluk projesinde tanışmışlardı. Mikael o zaman 4. Sınıfken Magnus henüz ikinci sınıftı.

Mikael her zaman insanlara yardım etmeyi seven birisi olmuştu. Bu yüzden de bağımlılar için verilen hizmetlere daha üniversite zamanından katılmaya başlamıştı. Magnus da arkadaşını kaybettiği bu olay yüzünden Mikael'a kendini yakın görmüş ve onunla arkadaş olmuştu.

"Senin hatrın için her şeyi yaparım bilirsin. Ayrıca bir ara bize gel. Melissa da seni sorup duruyor."

Melissa Mikael'in nişanlısıydı ve üniversite zamanından beri birliktelerdi.

"Gelirim merak etme. Selamlarımı söylersin ona da."

"Söylerim. Seni de işinden alıkoydum kusura bakma."

"Ne demek, istediğin zaman arayabilirsin bunu biliyorsun."

...

Pazartesi günü Magnus sınav kağıtları ile 12'lere gelmiş ve kağıtları masaya koymuştu.

"Sınavları okudum, hepiniz iyi notlar almışsınız ve bu hoşuma gitti. Birkaç konuda eksiklerinizi gördüm ve bu iki ders onları telafi edip yeni konuya diğer derslerimizde geçeceğim."

"Sınavları okuyacak mısınız?"

"Belki sınavını okumamı istemeyen olabilir diye sınav kağıtlarını size dağıtacağım, sınavlarınıza bakıp kendiniz de hatalarınızı görün."

Sınav kağıtlarını sınıfa dağıttıktan sonra sınıfta dolaşmaya başlamıştı. O sırada öğrencilerden birisi el kaldırıp Magnus'u çağırdı.

"Bay Bane, sanırım yanlışlık yapmışsınız. Ben bu soruyu yanlış işaretlemiştim ve siz puan vermişsiniz."

Magnus soruya baktı. Öğrencisi soruyu doğru çözüp şıkkı yanlış işaretlemişti.

"Evet fark ettim ama benim için şıkkı işaretlemen değil, soruyu doğru bulman önemli. O yüzden de puan verdim ama benim haricimde başka bir sınavda aynı hatayı yaparsan kimse sana puan vermez. Daha dikkatli ol."

Onun saçlarını eliyle sevip sonrasında çocuktan uzaklaşmıştı.

"Ve dürüstlüğün için de teşekkür ederim."

Kafasını çevirip Alec'e baktığında Alec ile göz göze gelmişti. Sanırım ona dönmeden önce de Alec ona bakıyordu.

"Tam puan hah? Etkileyici." Deyip Alec'in yanına ilerledi. "Bu performansını diğer derslerde de görmek istiyorum."

"Diğer derslerim bu kadar iyi değil ama."

"Sen istersen onların da iyi olmasını sağlarsın bence." Deyip gülmüştü Magnus. "Ben sana inanıyorum."

"Keşke ben de kendime inansam."

Alec önündeki kağıda bakarken Magnus da kağıda çevirdi bakışlarını ve sonrasında bir soruyu gösterdi.

"Şu soruyu görüyor musun? Bu soru sınavdaki en zor soruydu. Sınıfta sadece 3 kişi yapmış, birisi sensin."

"Bu hiçbir şeyin kanıtı değil ama. Matematikte iyi olmam her şeyde iyi olacağım anlamına gelmez."

"Evet haklısın. Ama bir şeyde iyi olman demek, diğer şeyler için seni teşvik edecek bir gücün var olduğu anlamına gelir. Pes edenler kaybeder, sen kazanan kısımda olmak istemez misin?"

"Sanırım anlamadınız Bay Bane, ben zaten kaybeden kısımdayım."

"O zaman bunu değiştirmek için çabala çünkü bence bunu değiştirmek istiyorsun."

"Nereden biliyorsunuz?"

"Bunun cevabını bence biliyorsun." Deyip gülümsedi Magnus. "Baktıysan kağıdını alayım."

"Bakmama gerek bile yoktu." Deyip kağıdı Magnus'a uzattı Alec. Magnus da kağıdı alıp ondan uzaklaştı ve diğer öğrencileri ile ilgilenmeye devam etti.

Bunu yaparken Alec'in gözünün sürekli kendi üstünde olduğunun farkında bile değildi...

...

Aleccim sen düştün de kalkamıyor musun annem kıyamam sana anjajamah

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin