I Don't F*cking Care

İstediğini seç

Sabah Magnus gözlerini açtığında Alec'in kolları arasında bulmuştu kendini. Alec onu sıkı sıkıya tutmuştu ve bırakacak gibi de değildi.

Magnus da zaten bunu istemiyordu. Bedenini biraz daha ona yaklaştırdı ve yüzünü çevirip Alec'in yanağına bir öpücük bıraktı.

Alec bu anın etkisi ile çok da derin olmayan uykusundan yavaşça uyanırken gözlerini birkaç kez kırpıştırip Magnus'a bakmıştı.

"Kollarım arasında seninle uyanmak kadar güzel bir şey olamaz." Deyip Magnus'un alnına bir öpücük bırakmıştı Alec. Sonrasında eğilip Magnusun kokusunu içine çekti. "Çok da güzel kokuyorsun, büyüleyici resmen."

"Sabah sabah böyle sevgi sözcükleri ile uyanmak bana da iyi geldi." Deyip Alec'in kolları arasında ona dönmüştü Magnus. Elini yavaşça Alec'in yüzünde dolaştırdı ve onun dudağına bir öpücük bıraktı. "Bu arada günaydın."

"Günaydın ama bana daha da günaydın çünkü günüm seninle daha da aydın geçiyor."

"Laflara bak sen, kimden öğreniliyor bu laflar."

"Kalbimden öğreniyorum böyle şeyleri." Deyip yüzünü Magnus'un saçlarına gömmüştü Alec. "Ben karar verdim ya, bırakıyorum okulu. Böyle olmuyor, çok özlüyorum ben seni."

"Özlem iyidir, sevgiyi canlı tutar derler."

"Benim sevgim hep canlı, gerek yok öyle şeylere." Deyip iç çekmişti Alec. "Şimdi gel de bırakıp git..."

"Öyle bir konuşuyorsun ki sanki çok uzaktayız. 3 saatlik yol var Alec, atlayıp gel işte özledikçe."

"Ben seni her an her saniye özlüyorum."

"Bu özleme sıklığını azalt o zaman biraz." Deyip onu son kez öpmüştü Magnus. Sonrasında yataktan çıkmak için hareketlendi. "Hadi, bir şeyler yiyelim. Sen şimdi Malialarda adam akıllı bir şeyler de yemiyorsundur."

"Dolap içlerinde yemek kırıntısı falan arıyorum, çok kötü durumdayım Magnus. O yüzden bence burada kalayım ben bir hafta."

"Olmaz, kalk hadi yataktan."

"O zaman biraz daha yatakta kalalım." Deyip örtüyü üstüne çekmişti Alec. "Yanıma gel."

"Yeterince kaldık. Hem birlikte bir şeyler yaparız, günümüzü güzel geçirelim."

"Yatakta olmak da güzel geçirmek oluyor benim için."

Magnus ona ters bir bakış attığında Alec yataktan çıkmıştı.

"Tamam ya, sana şaka da yapılmıyor."

Magnus küçük bir gülümseme ile Alec'in yanağına bir öpücük bıraktığında Alec de gülümsemişti.

"En azından pazartesi gitmesem okula, bu gece de burada kalsam."

"Olmaz Alec! Kovayım mı yani illa seni evden? Dersleri ekmek, aksatmak yok. Aksi halde kötü yüzümle karşı karşıya gelirsin."

Magnus bunu dedikten sonra havada parmağını sallayıp yüzünü de biraz ciddileştirmişti.

"Böyle yapınca sert olmaktan çok tatlı oluyorsun." Deyip onun elini tuttu Alec ve eline bir öpücük bıraktı. "Bil istedim."

"Yine de sözümü dinleyeceksin."

"Tek bir şartım var. Eğer Jace ile eve çıkarsam ayda en az iki kez yanıma gelip benimle kalacaksın."

"İşlerimi ayarlarsam neden olmasın."

"Ve her geldiğinde mutlaka sevişeceğiz."

"Sen bence okulu bırakıp gel, vazgeçtim seni ikna etmekten. Ama o durumda ayda bir sevişiriz ne dersin?"