Dans

827 108 133
                                    

Ertesi gün Alecler ders çıkışında yine Magnus ile birlikte parti hazırlığı için toplanmışlardı. Zaten fazla bir hazırlık kalmadığı için 20- 25 dakika kadar bir süre harcamışlardı.

"Evet çocuklar, işimiz bitti. Ben biraz daha kalıp ses sistemini filan kontrol edeceğim. Siz evlerinize gidebilirsiniz."

"Bay Bane, ben kalabilir miyim sizinle. Hem tek kalmamış olursunuz."

"Tamamdır, kalabilirsin Alec."

Diğerleri gülerek uzaklaşırken Alec de Magnus ile kalmıştı.

"Partiye kiminle geleceksin?"

"Ben mi? Kimseyle gelmeyeceğim."

"Cidden mi? Jeremy ile gelirsin en kötü demiştim."

"Biz Jeremy ile tamamen bitirdik, öyle bir şeyi de yapmazdık. Arkadaş kalmaktan öteye geçemeyiz bu saatten sonra."

"Ee, kiminle dans edeceksin o zaman?"

"Dans mı? Dans ve ben uzaktan yakından alakası olmayan 2 şeyiz. Hayatımda hiç dans etmedim."

"Kendi başına bile mi?" Demişti Magnus şaşırarak. "Ayna karşısında filan?"

"Hayır, hiçbir zaman yapmadım."

"İnsan dans etmeden durabilir mi, inanamadım şu an sana." Deyip müzik setinin olduğu yere yaklaştı Magnus. Sonrasında sistemden bir müzik açtı ve ortama müzik sesi yayılmaya başladı. Hareketli bir şarkıydı bu.

"4 yaşımdan beri dans eğitimi alıyorum." Deyip sahneden şık bir hareket ile indi Magnus ve etrafında döndü. "Hadi, benimle dans et."

Elini Alec'e uzattığı zaman Alec anlamaz bir halde ona bakmıştı.

"Hadi Alec, bakma bana öyle. Partide rezil olmanı istemiyorum."

"Partide dans etmeyeceğim ben."

"Edersin edersin." Deyip Magnus ona bir adım daha yaklaştı. "Hadi ama Alec."

Magnus onun elini tutup hızlıca kendine doğru çekti.

"Dans etmesen bile yavaş yavaş yerinde sallananarak bana eşlik edebilirsin."

"Ah tamamdır, sanırım yapabilirim."

Alec şu an rezil olmayı umursamıyordu, sadece Magnus ile dans etmek istiyordu.

Magnus onun elini tutup kendine çekti ve etrafında yavaşça döndü. Alec Magnus'un hareketlerini izlemeye başlamıştı. O gerçekten nasıl bu kadar nefes kesici ve büyüleyici olabilirdi.

Bir şarkı sonrası daha slow olduğundan Magnus ona elini uzattı.

"Ben... cidden dans edemem." Demiş olsa da onu çoktan kendine çekmişti Magnus.

"Edersin merak etme."

Ellerini Alec'in omzuna çıkardı Magnus ve Alec'in ensesinde ellerini birleştirdi.

"Öylece duracak mısın?"

"Ben...özür dilerim." Deyip ellerini çekinerek de olsa Magnus'un beline koymuştu. Alec Magnus'a dokunmayı bile rüyasında göreceğini düşünürken şu an onunla dans edecekti.

"Bana ayak uydurursan hiçbir sorun olmaz."

Size her şekilde ayak uydururum ben.

Magnus hareket ederken Alec acemi bir şekilde ona karşılık vermeye başlamıştı. Birkaç kez Magnus'un ayağına basıp panikle geriye çekilirken Magnus onun bu hallerine gülüyordu.

"Ben... çok kötüyüm değil mi?"

"Biraz öylesin ama bence zamanla daha iyi olabilirsin."

Magnus ona bu kadar yakınken Alec'in elinin ayağına dolanmaması mantıksız olurdu zaten.

Bir süre dans etmeye devam etmişlerdi ve Alec bu süre zarfında o kadar az nefes almıştı ki... kalbinin ne kadar hızlı attığını söylemesine bile gerek yoktu.

"Belki Jeremy ya da Malia ile dans edersin partide."

"Sanmıyorum. Onlar dans edecek başka birilerini bulsunlar."

Alec'in Magnus'un belinde duran iki eli de sanki oraya emanet konulmuş gibi duruyordu çünkü çok heyecanlıydı ve Magnus'a dokunmak onu çok farklı bir boyuta göndermiş gibiydi.

"Sana ceza veriyorum. Arada bir dans etme cezası."

"Yapamam ki..." deyip iç çekti Alec. Magnus onun bu haline gülmüştü.

O sırada müzik yine hareketlendi ve Magnus hafifçe Alec'ten uzaklaştı.

"Her zaman dans öğretmeni olmak istemiştim ama matematik benim için çok özel bir yere sahipti. O yüzden bir tercih yapmak zorunda kaldım ve şu an tercihimden çok memnunum."

Arkada duran masaya yaslandığı zaman Alec hala etkisinden çıkamadığı o anları düşünüyordu.

"Çok doğru bir karar vermişsiniz Bay Bane."

Magnus bir şeyler söylemeye devam ederken Alec odaklanma sorunu yaşıyordu. Şu an tek düşündüğü Magnus'un dudaklarıydı.

Onca aydan sonra ilk kez onun dudaklarına kapanıp onu nefessiz kalana kadar öpmek istiyordu. Onca yakınlık, onca baş başa kalınan ana rağmen bunu istememişti ama şu an istiyordu.

"...o zaman ben müziği kapatayım ve gidelim artık."

Sadece son cümleyi duyduğu için başını olumlu anlamda salladı Alec. Şu an kendisinden ve yapabileceği herhangi bir salaklıktan endişe duyuyordu.

Magnus müziği ve ışıkları kapadı. Loş bir ortam oluşurken Alec hızlıca kapıya ilerlemişti. Burada durmamalıydı.

Magnus'u koridorda beklerken Magnus da yanına gelmişti.

"Bir sorun mu var?"

"Karanlığı pek sevmem." Şeklinde bir yalan uydurdu Alec. Aslında severdi ama şu an için aklına başka bir yalan gelmemişti.

"Anladım. Seni evine bırakayım ben."

"Gerekmez, ben yürüyerek gitsem daha iyi olacak."

"Anlamadım? Niye daha iyi olacak?"

"Şeyden dolayı... şey... biraz hava almam gerektiğine inanıyorum. Biraz kötü gibiyim."

"İyi misin Alec?"

Magnus ona yaklaşıp elini alnına dayamıştı. Hala ısrarla Alec'e yakındı, hala ona dokunuyordu.

"Ateşin var gibi, hasta filan olma sakın. Partiden önce kendine dikkat et biraz. İstersen size geçelim ve sana güzel bir bitki çayı yapayım."

"Bay Bane gerçekten gerek yok. Siz beni eve bırakın, ben biraz yatayım. Zaten kendime gelirim."

"İyi madem, öyle yapalım o zaman."

Magnus yürümeye başladığında Alec derin bir nefes alıp vermişti. Bu onun için fazla zorlayıcı olmaya başlıyordu.

Magnus'un kendisine daha fazla dokunmasını istiyordu ve bunu yaparsa iyi şekilde sonuçlar olmayacaktı.

Alec kendinde gücü bulduktan sonra yürümeye devam etmişti. Kısa zamanda arabaya vardılar ve Alec tek kelime etmeden ön koltuğa oturdu.

Magnus da yanına yerleşmişti.

"İyi olduğuna eminsin değil mi? Hastaneye de gidebiliriz."

"Gerçekten bir sorun yok Bay Bane."

Bunu derken Magnus'u süzüp sonrasında hızlıca başını çevirdi.

İlk defa duyguları ile değil de hormonları ile düşünüyordu ve bunu kesinlikle sevmemişti.

....

Ya kıyamam sana shsnmsmd

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin