Basketbol

991 134 46
                                    

Alec'in dediği şey gerçekleşmiş ve kimse Alec'ten şikayetçi olmamıştı. Sanırım gerçekten ondan korkuyorlardı.

Salı günleri Magnus'un nöbet günüydü ve bahçe nöbetine çıkmıştı. O oradayken hissettiği tek şey Alec'in tuhaf bakışlarıydı.

"Bu adama kafayı takmış gibisin." Dedi Roy Alec'in yanına oturarak.

"Bana iyi davranmaya çalışıyor ama neden böyle yaptığını hala anlayamadım."

"Fazla genç, belki öğrencileri ile yakın olmaya çalışıyordur."

"Benden uzak dursun, kimsenin bana yakın olmasını istemiyorum. Özellikle de bir öğretmenin. Kendilerini lider sanıp tüm öğrenciler üstünde hakimiyet kurmaya çalışan diktatörlerden başka bir şey değiller."

Alec her zaman hareketli ve hiperaktif bir çocuk olmuştu ama bu yanı öğretmenler tarafından hiçbir zaman hoş karşılanmamıştı. Bu yüzden onlardan her zaman nefret etmiştir.

"Haklısın ama herkes aynı olacak diye bir durum söz konusu değil." Deyip Magnus'a baktı Roy. "Bence o adam sana karşı samimi olabilir."

"Olsa bile bunu istemiyorum Roy, bu saatten sonra birisinin samimiyetine ihtiyacım filan yok. Herneyse şu konuyu boşver, dünkü çocuğa ne oldu?"

"Şikayet edemedi tabii ki. Çıkışta bir de biz sıkıştırdık. Beni görünce yolunu filan değiştiriyor."

"Bir daha bir kıza bile yan gözle bakarsa gözünü çıkaracağımızı söyleseydin."

"Söyledik merak etme. Bir daha asla böyle bir şey yapamaz."

Alec başını olumlu anlamda sallayıp tekrar Magnus'u izlemeye başlamıştı. Yanına gelen birkaç öğrencinin sorularını çözüyor, basket oynayan öğrenciler ile şakalaşıyordu.

"Hadi biz de şu baskete dahil olalım." Dedi Alec Roy'a bakarak. Basket oynamayı cidden seviyordu.

Roy başını olumlu anlamda sallayıp ayaklandı ve 12'lerin basket oynadıkları yere doğru hareket ettiler.

"2 kişilik yeriniz var mı?"

"Tabii beyler, size her zaman yerimiz var."

Alec ve Roy baskete dahil olurken Magnus üstünden çekilen bakışlar ile rahat bir nefes almıştı. Bahçeye adım attığı andan itibaren gergindi.

O sırada birkaç  kız öğrencisi yanına gelmişti. Magnus hem genç hem de oldukça çekici bir öğretmendi. O yüzden okuldaki çoğu kızın ilgisini çekiyordu.

"Bay Bane, şu soruyu çözemedik de. Bize yardımcı olur musunuz?"

"Tabii ki."

Eline kitabı alıp soruya bakmaya başladı. Birkaç işlem yapıp kızlara soruyu anlatacağı sıra sırtına çarpan bir şeyle aniden bir adım öne düştü.

Arkasına döndüğünde yan tarafa ilerleyen basket topunu görmüştü. Basket sahasında olanlar da ona bakıyorlardı.

"Üzgünüz, bilerek olmadı." Dedi içlerinden birisi topu almaya giderken.

"Sorun değil, biraz daha dikkatli olun." Deyip gözlerini Alec'in üstüne çevirdi. Bilerek atmış olması gibi bir ihtimal var mıydı merak ediyordu.

Yapmazdı değil mi?

"Kızlar biz diğer tarafa gidelim isterseniz." Deyip öğrencileri ile basket sahasından uzaklaştı Magnus.

"Onlar adına biz de üzgünüz bay Bane. Bazen yeni gelen öğretmenler ile bu şekilde uğraşıyorlar."

"Sorun değil, biz sorumuza bakalım hadi."

....

Topu alınıp oyun başladıktan sonra Alec Roy'a sinirli bir bakış atmıştı.

"Ne? Ben atmasam sen atardın bence. Hem hoşuma gitmedi diyemezsin."

"Kendin dedin adam sana bir şey yapmıyor diye, şimdi de adamın sırtına top atıyorsun ve büyük ihtimalle benim yaptığımı düşünecek."

"Düşünsün, ne var bunda. Ondan mı çekiniyorsun?"

"Saçmalama Roy, herhangi birisinden niye çekineyim? Ama ne zamandır birilerine arkadan vuruyoruz? Böyle kaçak oynamayı sevmem biliyorsun."

"Tamam anladık uzatma, bir daha yapmam."

"Bir zahmet."

....

Sinirlendim.

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin