Her şeyi oluruna bırak

779 104 171
                                    

Ben malecsiz bölüm yazınca ve siz tepki verince daha fazla malecsiz bölüm yazmak istiyorum sırf sizi sinir etmek için absnksd bence beni sinir etmeyin :)

Magnus Alec ile birlikte babasının odasına girdiğinde hala az önceki olayın şokunu atlatamamıştı.

"Asansör elektrik kesilince bazen böyle arıza verebiliyor." Dedi Asmodeus biraz sinirli bir halde konuşup. "Özür dilerim oğlum, bunu düşünmem lazımdı."

"Sorun değil, iyi ki yanımda Alec vardı yoksa halimi tahmin bile edemiyorum."

Alec bu lafın üstüne gülümsemişti ama hala az önceki olayların etkisini üstünden atamıyordu. Magnus ona yaklaşmış, sarılmış ve nefesini boynuna doğru bırakmıştı.

"Size birer içecek söyleyeyim. İsterseniz odamın balkonuna çıkalım."

Asmodeus ayaklanıp odanın balkonuna doğru ilerlemişti.

"Alec sen iyi misin? Orada seni çok mu gerdim?"

"İyiyim ben, sorun yok." Deyip ayaklandı Alec ve Magnus ile birlikte balkonun çıkışına ilerledi. Asmodeus masayı onlar için çekip hazırladıktan sonra içecek söylemek için odaya geri dönmüştü.

"Yanımda olduğun için gerçekten teşekkür ederim Alec. Orada korkudan biraz saçma davranmış olabilirim."

"Sorun değil, ben sizin için endişe duydum sadece. Orada hiçbir şey yapamadan durmak benim için çok zordu."

"Tek başıma olsam her şey daha kötü olurdu, emin olabilirsin. O yüzden zaten yanımda olarak yeterince fazla şey yaptın."

Magnus gülümsediğinde Alec de ona karşılık vermişti

"Senin hiç böyle saçma korkuların yok mu?" Demişti Magnus Alec'e bakarak. Alec olumsuz anlamda başını salladı.

"Hayır yok. Ben bir tek düşünceleri kirli olan insandan korkardım küçükken. Büyüyünce o da uçup gitti zaten. Sanırım elimin dokunduğu, gözümün gördüğü ve canımı yakacak herhangi bir şey beni korkutacak güce sahip değil."

"Öyle birisi olmayı çok isterdim." Deyip buruk bir şekilde gülümsedi Magnus. "Örümcekler, asansör sadece korktuğum birkaç şey. Derinlik korkum var, denizde boyumu aşan yerlere kolay kolay gidemem mesela. O denizin altında neler var bilmiyorum ve bu çok korkunç."

"Karanlık?"

"Karanlıktan korkmuyorum ama aydınlığı genelde tercih ederim. Işığı, rengi... içime huzur verecek şeyleri tercih ediyorum kısaca."

"Ben de sizin gibi olmayı isterdim mesela. Yani... bir şeylerden korkmayı kastetmiyorum. Size bakınca... her zaman pozitif bir insan görüyorum. Küçük şeylerden bile mutlu olabilecek, etrafına ışık saçabilen bir insan. Bana birçok konuda ilham veriyorsunuz ama asla sizin gibi olamam. Bir kere ruhumun her yerinden karamsarlık var benim."

Asmodeus onların derin bir sohbet içine girdiğini fark ettiğinden yanlarına gitmeyip odada kalmaya karar vermişti.

"Öyle düşünürsen öyle kalmaya devam edersin Alec. Belki bir sene önceye kadar bir öğretmeninin seni mutlu edeceğini de düşünmüyordun hatta öğretmenini seveceğine bile inancın yoktu ama şimdi benimle gelip ailemle tanışıyorsun. Hayata bakış açını değiştirmeye başladın bile ama farkında değilsin."

"Aslında farkındayım ama sanırım bu durum beni biraz endişelendiriyor. Fazla beklenti fazla hayal kırıklığı demek oluyor ve ben beklenti içine girmeyi yıllar önce bırakmıştım."

"Alec bak..." deyip Alec'in elinin üstüne elini yerleştirdi Magnus. "Beklentiler insanı üzebilir ama arzular seni hedefine kenetleyen çok güçlü tetikleyicilerdir. Hiçbir beklentin olmadan yaşarsan hiçbir başarın da olmaz. Biraz düş kırıklığı yaşamak seni pes ettirmemeli."

"Sanırım o düş kırıklarını da kendi kendime yarattım zamanında." Deyip hafifçe gözlerini kaçırdı Alec. "Ve yaratmaya da devam edeceğim. Olmayacak hayallerin peşinden giderek."

"Sana olmayacağını düşündüren şey ne? Neden pes ediyorsun ki?"

Magnus bunu dediği zaman Alec yavaşça elini onun elinin altından çekti.

"Bunu bilmek için dahi olmaya gerek yok çünkü. Bazı şeyler apaçık göründüğünden farklı olmaz."

Magnus o an Alec'in kastettiği şeyi anlamıştı ama anlamazlıktan gelmek için hafifçe gülümsedi.

"Her şeyi oluruna bırak o zaman."

"Öyle yapıyorum ama oluru da beni çok zorluyor bazen." Deyip elleriyle yüzünü kapadı ve sonrasında saçlarını karıştırıp kendine gelmeyi denedi Alec. "İyi ki yanımdasınız."

"Benimle her şeyi konuşabilirsin Alec."

"Hayır, sizinle her şeyi konuşamam ama sizinle konuşmayı istediğim her şeyi konuşuyorum. Bu konuda endişeniz olmasın. Sadece bazı şeylerin bende kalması en iyisi."

Magnus tamam dercesine başını salladı ve aralarında bir süre sessizlik yaşandı. Zaten sonrasında Asmodeus elinde içecekler ile balkona dönmüştü.

Alec onunla bu konuyu nasıl konuşabilirdi ki? Magnus'a hislerinden bahsetse bir daha onun yüzüne dahi bakamazdı, buna emindi. O yüzden... en azından onunla hala yüz yüze bakarken hislerini kendi içinde tutmaya devam etmeliydi.

...

Sana kıyamam ben.

Birkaç bölüm sonra okulun bitmesini planlıyorum çünkü bu okul mevzuları artık biraz sıkmaya başladı ve hani okul varken aralarında siksen bir şey olmayacak çok bariz bu ahsjakmsls bari okul işinden kurtulalım.

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin