Gerçek hayat

1K 110 187
                                    

Alec kalbinin ne kadar hızlı attığını şu an tarif edemiyordu ama kulaklarının içinde bile kalbinin sesini net bir biçimde duyuyordu. Beyni şu an hiçbir şeyi algılamak istemiyordu.

"Ben... anlamıyorum." Deyip başını hafifçe geriye çekti Alec. "Ne... ne olduğunu çözemiyorum şu an."

"Sen benim için çok değerlisin Alec ve ben bunun elimden öylece kayıp gitmesini izlemek istemiyorum."

Elini Alec'in yüzünde gezdirdi.

"Senin hayatımdan gitmeni istemiyorum. Gitmezsin değil mi?"

"Ben... gitmem a... ama dediniz ki..."

"Her zaman aklımla hareket ettim ve mutlu da oldum ama şu an aklımdan geçenlerde hareket edersem asla mutlu olamayacağım, buna eminim."

Yavaşça yaklaşıp Alec'in yanağına küçük bir öpücük bıraktı.

"Seni çok seviyorum. Ağlama bir daha tamam mı? İstemiyorum ağlamanı. Çok seviyorum Alec, gerçekten çok seviyorum."

Elini Alec'in ensesine indirip yüzünü de Alec'in omzuna yaslamıştı.

"Ben hayal görüyorum sanırım." Dedi Alec şaşkınca konuşup. Ellerini nereye koyması gerektiğine bile karar veremiyordu. Birisi heyecandan koltuğu sıkıyordu, diğeri bacağının üstünde duruyordu. "Rüya da olabilir. Okulda arka sırada uyuyakaldım değil mi ben? Siz de gelip beni uyandıracaksınız birazdan."

Magnus biraz histerik bir şekilde gülmüştü.

"Keşke rüya filan olsaydı da senin omzumda ağladığına gerçekten şahit olmamış olsaydım." Deyip geriye çekildi Magnus ve Alec'in yüzünde bakışlarını dolaştırdı. "Ben o ipi boynuma geçirmek istemiyorum Alec, ben o ipten salıncakta sallanmak istiyorum."

"A... anlamıyorum ben cidden..."

"Ya seni tamamen kaybedeceğim ya da sana tamamen sahip olacağım. Ortası olamayız, farkındayız değil mi bunun?"

"Hayır lütfen, beni bırakmanızı istemiyorum. Yemin ediyorum hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam edeceğim, sizi hiç rahatsız etmem ama lütfen benden tamamen gitmeyin."

Alec bunu derken farkında olmadan bir elini Magnus'un yüzüne çıkarmıştı.

"Lütfen bunu yapmayın."

"Zaten o seçeneği düşünmek bile beni korkutuyor Alec, ben sanırım diğer seçeneğe yönelmek istiyorum. Kendimi şu zamana kadar çok fazla kez engelledim ama artık bunu yapacak kadar güçlü olmadığımı hissediyorum. Birbirimize ihtiyacımız var."

Elini Alec'in yüzünde gezdirip alnını tekrar Alec'in alnına dayadı.

"Şaka yapmıyorsunuz değil mi şu an bana? Yani... ben..."

"Sence bunların şaka olması mümkün mü?" Deyip elini yavaşça Alec'in elinin üstüne yerleştirdi Magnus. Şu an düşünebilse bunların hiçbirini yapmazdı ama düşünme yetisini tamamen kaybetmişti.

Yüzünü Alec'in boynuna gömdü ve ona sıkıca sarıldı. Alec de kendine gelince aynı şekilde ona sarılmıştı.

"Kendime engel olamıyorum."

Magnus bunu dedikten sonra ikisi de sessizleşmişlerdi. Alec geriye doğru kayıp Magnus ile birlikte koltuğa uzandı. Magnus da başını onun göğüsüne yaslamıştı.

Birlikte öylece koltukta uzanmaya devam ettiler. İkisi için de şu an her şey çok güzeldi.

Alec hala olan şeyin gerçekliğinin farkında değildi. Magnus'un bedeni öylece kolları arasındaydı ve bunu Magnus kendisi istemişti.

Magnus için de durum pek farklı değildi. O da şu anların gerçekliğini kafasında sorgulayıp duruyordu.

"Bundan daha mutlu olamam." Deyip gülümsedi Magnus ve yüzünü kaldırıp Alec'in yüzüne baktı, çenesine küçük bir öpücük bıraktı. "Rahatsız olmuyorsun değil mi seni öpmemden."

"Rahatsız olmam mümkün mü?" Dedi Alec gülümsemeye çalışarak. O kadar şaşkındı ki gülümsemek bile tuhaf gelmişti ona. "Hala olanları aklım almıyor, şu an o kadar mutluyum ki anlatamam."

Alec uzanıp Magnus'un alnına küçük bir öpücük bırakmıştı. Bunu biraz çekinerek yapmıştı ama şu an çok iyi hissediyordu.

İkisi de bu anın güzelliğine kapılıp gitmek istemişlerdi. Gerçek hayata dönmeyi istemiyorlardı.

Gerçi bu saatten sonra gerçek hayat onlar için daha da güzel olacaktı.

....

Evet hikayenin finalini yapmış bulunmaktayım. Buraya kadar okuyan herkese teşekkür ediyorum.

Dersem inanmayın çünkü daha yeni başlıyor hikaye namsksls

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin