Lütfen sesini alçaltır mısın?

728 89 65
                                    

Aleclerin kapısı birkaç kez çaldıktan sonra Alec hızlıca kapıya koşup kapıyı açmıştı. Kimin geldiğini bilmiyordu ama şu an herhangi birisine ihtiyacı vardı çünkü babası ile yaşadığı şey onu kötü etkilemişti.

"Anne?"

Annesini karşısında gördüğü anda ona sıkıca sarıldı ve birden ağlamaya başladı.

"Alec neler oluyor? Baban iyi olmadığını söyleyince hemen geldik Izzy ile."

Maryse geriye çekilip bir süre anlamsız halde ağlayan oğluna baktı.

"Bir sorun mu var?"

Izzy de elindeki çantayı yana bırakıp sonrasında abisinin yanına gelmişti.

"Abicim, neler oluyor? Neden ağlıyorsun?"

"Bilmem, bir an sevindim ondan oldu herhalde." Deyip gözlerini sildi Alec. "Özlemişim sizi."

"Bu iyice aptal aşığa dönmüş."

Alec ona gözlerini büyütüp bakarken Izzy omuz silkmişti.

"Ben anneme yolda gelirken anlattım zaten."

"Anlattın mı? Sen gerizekalı mısın Isabelle!"

"Babam olayı bana anlatınca ben de anneme bahsetmek zorunda kaldım."

"Anne..." deyip Maryse'e döndü Alec. "Bana kızma olur mu? Zaten babam yeterince üstüme geldi."

"Sana kızmadım, hiç kızar mıyım? Sadece şaşırdım, Magnus'un sana karşı bir şeyler hissettiğini fark etmem gerekiyordu."

Bunu dedikten sonra oğluna yaklaştı Maryse.

"Sen ne yaparsan yap benim oğlumsun ve ben seninle gurur duyuyorum. Kötü bir şey yapmadığını da biliyorum. Izzy bu olay okullar kapanmadan birkaç gün önce olmuş dedi ve bunu söylemese bile böyle olduğuna emin olurdum ben."

Oğlunun yanaklarına birkaç öpücük bıraktı Maryse.

"Teşekkür ederim anne, sen benim her şeyimsin." Deyip annesine sıkıca sarıldı Alec.

"Ben de istiyorum." Deyip ikisinin arasına sıkıştı Izzy ve üçü birbirine sıkıca sarılmaya devam ettiler. Sonrasında koltuğa oturup akşamın geç saatlerine kadar sohbet etmişlerdi.

"Haftaya tatile gideceksiniz ya, Izzy ve ben o tatil zamanına kadar buradayız. Sonrasında Izzy ve sen tatile gidince ben de evime döneceğim."

"Gerçekten mi? Bir hafta boyunca buradasın yani öyle mi?"

"Evet bebeğim, buradayım. Hem Magnus ile de konuşma şansım olur bu sayede."

Onlar konuşurken kapı açılmış ve eve Robert da giriş yapmıştı. Izzy onu görünce ayaklandı ve babasına sıkıca sarıldı.

Alec ise hala onunla konuşmuyordu.

"Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk. Robert seninle biraz konuşalım mı?" Dedi Maryse Robert'a bakarak. Robert başını olumlu anlamda sallamıştı.

"Konuşalım."

İkisi ayaklanıp evin kapısına ilerlediler ve dışarıya çıktılar. O sırada Izzy de abisine sarılmıştı.

"Anneme neden anlattın?" Dedi Alec Izzy'e bakarak.

"Aslında ben anlatmadım, annem öyle söylememi istedi. Şey... olanlardan sonra Magnus senin için çok endişe duymuş, bir de annene anlatma diye Malia'dan numaramı alıp annemle konuştu ve olan şeyleri anlattı. Ama senin bilmeni istemedi ikisi de. Ben sana söylüyorum çünkü iyi bir kardeşim ve Magnus'un yaptığı şeyi bilmen gerektiğini düşündüm."

"Yaa... şu an çok mutlu oldum ama ben."

"Ben de mutlu oldum aradığında. O seni cidden çok seviyor."

"Biliyorum, ben de onu çok seviyorum."

İki kardeş güzel bir konuşmaya dalmış olsalar da dışarıda aynı tarzda bir konuşma yoktu.

Maryse hiç düşünmeden Robert'a sert bir tokat atmıştı.

"Sen ne hakla benim oğlumu azarlarsın böyle bir konuda."

"Maryse bak..."

"Sen değil miydin 18 yaşında bir kızla beni aldatan hah? Bu olayda pedofili birisi varsa o da sensindir."

"Lütfen sesini alçaltır mısın? Bunu duymasınlar."

"Yıllarca onlar üzülmesin, sana düşman olmasınlar diye sakladım zaten onlardan. Tek bir hatanı daha görürsem ikisi de gerçek ayrılık nedenimizi öğrenirler. Sen kimsin de oğluma ve öyle saygılı bir adama ahlak dersi veriyorsun? Önce geçmişini bir karşına al da sonra insanları yargıla!"

"Bak ben... bir anda oldu bu ve pişmanım."

"Pişman olacaksın tabii ki. Başka bir anne olsa çocukları sana göstermezdi bile. Sırf onların iyiliği için seninle görüşmelerine izin verdim. Mahkeme oğlumu sana verdiği zaman aldatma olayını açıp onu senden geri alabilirdim ama babası olduğun için sana güvendim. Sonuç ne oldu? Oğlumun hayatını mahvettin, onu enkaza çevirdin. Tekrar ayakları üstünde dursun diye elimden ne gelirse yaptım ve şimdi sen yine onun hayatını mahvetmeye çalışıyorsun. Seni bitiririm, bu sefer gerçekten yaparım Robert. Zaten yakında senden tamamen kurtulacak, bu yüzden mutluyum."

"Lütfen böyle şeyler söyleme, onlar benim de çocuklarım."

"O zaman öyle davran. Herkesi de kendin gibi sanma. Bir daha oğlum senin yüzünden tek bir gözyaşı dökecek olsun bu evi içinde sen varken yakarım ve buna da pişman olmam Robert, anladın değil mi beni?"

Robert sessizce başını salladığında Maryse derin bir nefes almıştı.

"Ona tek bir yararın oldu. O da bu okula onu kaydettirip iyi arkadaşlar ve mükemmel bir öğretmene sahip olmasını sağlamak. Onda da pasif  şekilde katkın var. Yine de oğlunun hayatında güzel bir şeye vesile olduğun için mutlu olabilirsin."

Maryse saçını geriye atıp sonrasında evin kapısına ilerledi. Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi.

İçeriye girmeden önce Robert'a bakmıştı.

"Bir hafta daha buradayım. Normal bir aile gibi davranalım ve çocuklarımızı mutlu edelim. Sonrasında hayatının içine etmeye devam edeceğime emin olabilirsin."

....

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin