Haklı bir yorum yapmış.

908 117 175
                                    

Magnus evinin önüne arabayı park ettiğinde Alec arabadan çıkıp eve küçük bir bakış atmıştı.

Ev gerçekten... çok güzeldi.

Magnus'a ait olan bir şeyin Alec'e kötü gelmesi imkansızdı zaten...

"Hadi bekleme de içeriye girelim, dışarısı biraz soğuk."

"Şey üzgünüm, bir an dalmışım."

Arka taraftan çantasını alıp yürümeye başladığında Magnus kapıyı açıp onun girmesini beklemeye başlamıştı.

"Önceden kalem bile taşımazdın, şimdi çantanı görünce duygulandım." Dedi Magnus gülümseyerek.

"Bana kattığınız iyi şeylerden birisi de bu."

Alec çantayı yana bırakıp bir süre etrafı inceledi. Şu an fazlaca heyecan yapmıştı.

"Oturabilirsin, çekinme öyle."

"Ben... özür dilerim. Yani ilk kez bir öğretmenimin evine geliyorum."

"Öğretmenin olarak düşünme beni, bir arkadaşının ya da bir tanıdığının evinde olduğunu düşün. O zaman daha rahat edersin."

O zaman işin boyutu değişir ama...

Alec düşüncesine bir an gülmek istese de kendisine hakim olmuştu. Sonrasında koltuklardan birisine oturdu.

"Ben ikimize birer kahve yapayım. Kapı çalarsa açarsın değil mi? Tesisatçı birazdan burada olur."

"Tabii, açarım ben."

Magnus mutfağa doğru ilerlerken Alec heyecanlı bir halde etrafa bakmaya başlamıştı. O an... telefonunu eline aldı ve şu an bulunduğu konumu telefonundan tespit edip kaydetti.

Bunu neden yaptığını kendisi de bilmiyordu ama Magnus'un evinin yerini bilmek onu mutlu edecekti.

Telefonu cebine koyup bir süre daha öylece oturdu. Zaten çok geçmeden Magnus elinde kahveler ile dönmüştü.

"2 şeker atıyordun değil mi?"

"Evet, hatırlıyorsunuz."

"Hafızam iyidir." Deyip bardakları sehpaya bıraktı Magnus. O sırada kapı zilinin sesi duyuldu. "Güzel zamanlama."

Magnus kapıyı açıp gelen tesisatçıyı içeriye aldı. Adama eşlik edip üst kattaki tuvaleti ona gösterdiğinde Alec de kahve bardağı ile oynuyordu.

Demek kaç şekerli içtiğimi ezberlemiş...

Bana cidden değer veriyor olmalı. Yoksa bir insan neden karşısındaki kişinin kaç şekerli kahve içtiğine dikkat eder ki?

Alec düşünceleri ile gülümserken Magnus da onun yanına dönmüştü.

"Tamamdır, o yukarıda işlerle ilgilenirken biz de senin şu ödevlerinin tadına bakalım hadi."

Alec çantasında duran saklama kaplarını çıkardı ve sehpanın üstünde koydu.

"Önce videolara mı bakmak istersiniz yoksa tatlarına mı?"

"Videoları göster, merak ettim."

Alec telefonunda duran videoları hızlıca açıp Magnus'a yaklaştı ve telefonu ona doğru tutmaya başladı.

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin