Hava almaya çıkmıştım.

883 118 75
                                    

İlk dönem bitmiş, herkes karnelerini alıp ilk dönemi kapatmıştı.

Alec bir haftalığına annesinin ve kız kardeşinin yanına gitmiş, bir hafta boyunca zamanını onlarla geçirmişti.

Bir haftanın sonunda tekrar babasının yanına dönmüştü.

Şimdi de öylece yatakta uzanıyordu.

Dışarıdaki hava kasvet doluydu. Yağmur henüz yağmamış ama gök hafif hafif gürültüsünü belli etmeye başlamıştı.

Alec bu havaya rağmen hava almak istediği için yataktan çıktı. Üstünde basit bir ceket geçirdi ve yanına bir şemsiye alıp evden çıktı.

Yağmur çok yağmadığı için şemsiyeyi açma zahmetine bile girmemişti. Öylece boş ve ıssız sokaklarda dolaşırken ayaklarının onu istemsizce okula götürdüğünden haberi yoktu.

Kısa zaman sonra okul kapısında durmuş, öylece içeriye bakmaya başlamıştı.

Sonunda kapıdan içeriye girdi ve bahçedeki boş bankalardan birisine oturdu.

Okulun kapısı açıktı. Belki de müdür ya da görevliler okuldadır diye düşünmüştü.

Yağmur şiddetini biraz daha arttırmış olsa da Alec ne şemsiyeyi açmıştı ne de gitmek adına bir harekette bulunmuştu. Belki bu yağmur ona iyi gelebilirdi.

Tanrı aşkına! Öğretmenine karşı hisleri vardı ve bunu kabul edemeyecek kadar korkaktı aynı zamanda.

Gerçi kabul etse de ne değişecekti?

Şu geçen bir hafta içinde sürekli olarak kendine bu durumun geçici bir şey olduğunu, Magnus'un ilgisinin hoşuna gittiğini söylemiş olsa da bir an sonra annesine ve kız kardeşine Magnus'u anlatırken buluyordu kendini. Ve sonra diğer tüm düşünceler çöpe gidiyordu.

O sırada gözüne bir arabanın farı takıldı. Başta arabadan inen kişinin kendi hayal ürünü olduğunu sanmıştı ama sonra adını seslenmesiyle kendine gelmişti.

"Alec burada ne arıyorsun? Şuna bak, sırılsıklam olmuşsun."

Magnus elindeki şemsiyeyi Alec'in üstüne tutup onu banktan kaldırdı.

"İyiyim. Ben şey... hava almak için dışarıya çıkmıştım."

"Bu havada mı? Gel benimle, okula girelim hadi."

Alec itiraz etmeden Magnus'un yanında yürümeye başlamıştı. Sonrasında okula girdiler ve Magnus şemsiyeyi kapadı.

"Siz neden buradasınız peki?"

"Müdür ile bu dönem hakkında konuşmam gereken birkaç şey vardı, o yüzden gelmiştim. Ama önce seninle ilgilenmemiz lazım."

Magnus öğretmenler odasına doğru yürümeye başladığında Alec küçük bir ördek yavrusu gibi peşinden onu takip ediyordu.

Magnus odaya girip ışıkları ve sonra da klimayı açtı.

"Şuna bak, gerçekten sırılsıklam olmuşsun. Ceketini çıkar hadi."

Alec ceketini çıkarıp yana bıraktığında üstündeki tişört de ince ceket yüzünden ıslanmıştı.

"Ah Alec ah, başımın belasısın resmen." Dedi Magnus sevecen bir tonla konuşup. Sonrasında odadaki dolabına yöneldi ve içinden uzun kollu bir tişört çıkardı. "Üstündekini çıkarıp bunu giy. Küçük gelir belki ama şimdilik seni idare eder. O ıslak şeylerle durma."

Alec başını tamam dercesine sallayıp tişörtü Magnus'tan almıştı.

"Ben müdürle konuşup geliyorum, sonrasında seni evine bırakacağım. Sakın kendin gitmeye kalkma, yağmur iyice arttı. Duydun değil mi beni?"

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin