Sen adamın dibisin

864 100 70
                                    

O kadar malecten sonra azıcık başka şeyler yazayım.

Malia evde babası ile oturmuş patlamış mısır eşliğinde film izlerken telefonu çalmaya başlamıştı.

Telefonuna baktığında arayanın Kevin olduğunu görüp babasından izin alarak telefonu açtı.

"Efendim Kevin."

"Malia, gelip beni evden alır mısın?"

"Ne oldu bir sorun mu var? Sesin iyi gelmiyor." Diyerek ayaklandı Malia. Babası ona anlamaz bir şekilde baktığında Malia ondan uzaklaştı.

"Babamla kavga ettik, şu an evde durmak istemiyorum."

"Tamam, ben geliyorum hemen. Sen beni bekle."

Malia telefonu kapadığı zaman babası hızlıca ayaklanmıştı.

"Bir sorun mu var kızım?"

"Baba, Kevin babası ile kavga etmiş de. Onun yanına gitmem lazım. Baba kız gecemizin içine ettim değil mi yine?"

"Sorun değil, sen git hadi sevgilinin yanına."

"Sen hayattaki en kral adamsın." Deyip babasına sarıldı Malia.

"Peter'dan bile daha kralım değil mi?"

"Ondan bin kat daha kralsın hem de. O kim senin yanında." Deyip babasından uzaklaştı.

"Tamam abartma sen de, sonuçta o da baban."

"Eh, yapmış işte öyle bir hata. Ben elimden geldiğince çabuk dönmeye çalışırım."

"Acele etme güzel kızım, çocuğun morali bozuksa yanında kalabilirsin."

"Sen var ya... adamın dibisin bak. Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum."

...

Malia arabayı Kevinların evinin önüne park edip Kevin'a mesaj atmıştı. Kısa zaman sonra Kevin hızlıca evden çıkarak yanına geldi ve arabayı bindi.

"Geldiğin için teşekkürler."

"Neler olduğunu anlat hadi."

"Babam bugün Jeremy'nin babası ile karşılaşmış. İşte biraz sohbet ederken Jeremy'nin babasına eh bizim oğlan da sevgili yaptı. Darısı sizinkine. Üniversiteye gidince bulur bir kız getirir demiş. Jeremy'nin babası da kız ? Benim oğlum yanında kızla gelemez çünkü o erkeklere ilgi duyuyor demiş. Tabii babam şoka giriyor, adama nasıl olur filan diye soruyor işte. Hatta adam Alec ile bir ara sevgililerdi, sizin haberiniz yok mu filan demiş. Babam eve bir geldi, ateş çıkarıyor ağzından. İbnelerle mi arkadaş oldun sen diye ağzına geleni saydı. Öyle işte."

"Kevin, ben şu an ne diyeceğimi bilmiyorum."

"Bir şey deme, buradan gidelim sadece."

"Gel buraya." Deyip Kevin'a sarılmak için hamle yaptı Malia ama Kevin karşılık vermedi. "Noldu?"

"Gidelim işte."

"Kevin?"

Malia Kevin'ı kendine çevirince yüzündeki izleri fark etmişti.

"Sana vurdu mu o herif!"

"O bana her zaman vuruyor, sorun değil alıştım ben. Gidelim hadi buradan."

"Sorun değil mi? Nasıl sorun değil, şu haline bak."

"Sinirliydi."

"Ben de şu an sinirliyim."

Malia aniden arabadan çıkınca Kevin da arkasından arabadan çıkmıştı.

"Malia! Malia hemen dur. İşleri daha da kötüleştireceksin."

"O adi herif sana vuramaz tamam mı? Buna izin vermem, bir daha olmaz."

"Her şey daha kötü olur, onunla konuşman hiçbir işe yaramaz. Hala o evde yaşıyorum ve tüm hıncını yine benden çıkaracak."

"Yaşamak zorunda değilsin. Okul bitiyor Kevin, birlikte buradan gideceğiz biliyorsun. Birlikte üniversite okuyacağız. 3 ay daha o adama katlanmak zorunda değilsin. Benimle gel, Peter'la konuşmuştum ben. İstediğim an bana ev ayarlayacak. Şimdi çıkalım o eve, okul başlayınca gideriz buradan."

"Malia bu çok büyük bir şey, bunu düşünmemiz gerekmez mi?"

"Şu yüzüne bak, ben düşünmek filan istemiyorum. Benimle geleceksin o kadar!"

Malia bunu dedikten sonra kapıya yaklaştı ve sinirle kapıyı yumrukladı. Birkaç saniye içinde kapıyı Kevin'ın annesi açmıştı.

"Neler oluyor burada?"

Kadın başka bir şey diyemeden Malia içeriye dalmıştı.

"Bana bak seni adi moruk, bir daha Kevin'a değil vurmak sesini bile yükseltirsen Tanrı şahibim olsun seni buna pişman ederim."

"Sen... Kevin bu kız ne diyor?"

"Saçmalıyor işte, gidelim hadi buradan Malia."

"Ben hiçbir yere gitmiyorum. Çık yukarı ve eşyalarını al hemen. Benimle geleceksin."

"Oğlumu hiçbir yere götüremezsin, defol evimden."

Adam aniden ayaklanınca Malia  gülmeye başlamıştı.

"Bakın size kendimi çok net anlatamadım sanırım. Benim üvey babam polis teşkilatında çalışıyor. Gerçek babamsa tekinsiz işler yapmakla bilinir. Bir gün kolunuzda kelepçe ile uyanmak istemiyorsanız... ya da bacaklarınızı seviyorsanız benimle düzgün konuşun. Kevin sen de bana öyle bakma ve yukarı çık artık."

Kevin bir an tereddüt etse de kendi de burada kalmak istemiyordu. O yüzden hızlıca merdivenlere yöneldi.

"O benim oğlum, onu benden ve annesinden kopramazsın."

"Öyle bir amacım yok. Özlerse gelir yine yanınıza. Ama bu saatten sonra onun kılına bile zarar veremeyeceksin çünkü buna izin vermeyeceğim. Baba olmak senin sandığın kadar basit bir olay değil. Hayvanları bile artık döverek eğitmiyorlar, sen kendi kanından ve kendi canından olan birisine nasıl el kaldırabiliyorsun. Bu saatten sonra o senin merhametine değil sen onun merhametine ihtiyaç duyacaksın çünkü böyle yaparsan oğlunu kaybetmeye mahkumsun."

Adam bir süre sessiz kaldıktan sonra koltuğuna çöküp oturmuştu. O sırada Kevin da aşağıya indi.

"Ben hazırım."

"Gidelim o zaman, buradaki işimiz bitti zaten."

...

Böyle sahnelerin hastasıyız bee...

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin