I Don't F*cking Care

Canımı sıkıyor

Magnus eve döndüğü andan itibaren Alec ile aralarında geçen garip gerginliği düşünüyordu. Ondan çekiniyordu ve bu yaptığı şey daha da çekinmesine neden olmuştu.

Ama bir öğrencisinden çekinerek onun hayatına nasıl dokunabilirdi ki?

Bunu düşünmeyi bırakıp yarın derste yapacağı şeyler konusunda bir plan oluşturmaya başlamıştı. Bugünkü dersleri verimli geçmişti ve yavaş yavaş öğrencileri tanımaya başlamıştı.

Notlarına yeni notlar ekledi ve bunu yaparken yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi.

Alec ile yaşadıkları gerginliği de aşacaktı; buna inanıyordu Magnus.

Ya da inanmak istiyordu.

....

Ertesi gün sadece 9. sınıflara dersi vardı ve 3. Ders saatinde okula gelmişti.

Arabasını park edip bahçede öğrencilere baktı. Birkaç öğrenci ona selam verirken gözleri onu izleyen Alec'e kaymıştı.

"Bu bahsettiğin öğretmen mi?" Dedi Jeremy Magnus'u süzerek.

"Evet, çok canımı sıkıyor."

"Bunun için bir şeyler yapabiliriz istersen." Dedi Roy gülerek.

"Hayır bir şey yapmayın, şu anlık sadece sinirime dokunuyor."

"Çok gençmiş ama." Dedi Jeremy elini Alec'in omzuna koyarak. Alec'e yakın olmayı çok seviyordu ama Alec çoğu zaman bundan hoşlanmazdı. O yüzden onun elini itip ayaklandı.

"Sizin sınıflar nasıl? Bizim bütün inekler toplanmış." Dedi Alec sınıftaki kişileri düşünerek.

"Bizim de çok sıkıcı ama yine de kafa çocuklar var." Dedi Roy. "Gerçi benden çekiniyorlar ve bu hoşuma gidiyor."

"Seninle aynı sınıfta olmadığım sürece her sınıf sıkıcı." Dedi Jeremy Alec'e bakıp gülerek.

"Bunun da ibnelik damarı tuttu." Deyip gülmeye başladı Ken. Onun lafı üstüne diğerleri de gülünce Jeremy'nin yüzü düşmüştü.

"Size ne be!"

"Tamam çok dalga geçmeyin küçük Jeremy ile." Deyip Jeremy'nin saçları ile oynadı Alec. Aralarında boyu en kısa olan oydu o yüzden bazen onunla dalga geçerlerdi. "Kızdın mı yoksa?"

Bu sefer Jeremy onun elini ittiğinde Alec kahkaha atmıştı.

"Seni kızdırmak çok eğlenceli."

....

Magnus tüm derslerini bitirdikten sonra arabasına ilerlerken arabasının önünde duran Alec'i fark etmişti. Gerçekten onun amacını anlayamıyordu.

"Bu sizin arabanız sanırım." Dedi Alec arabanın kaputuna hafifçe vurup.

"Evet öyle."

"Çok güzelmiş. Başına bir şey gelmesini istemezsiniz sanırım, yanılıyor muyum?"

"Benimle tam olarak alıp veremediğin ne?" Dedi Magnus arabaya yaklaşıp çantasını arka kısma koyarken.

"Hiçbir şey, sadece sana sinir oldum. Bunun devamını getirme ve arka sırada öylece oturmama izin ver. Beni görmezden gelmelisin. Anlatabildim mi?"

"Benim sınıfımdasın, sana bir şeyler katmak istiyorum. Bu yüzden de elimden geleni yapacağım."

"Pişman olursun." Dedi Alec gülerek. "Benden demesi. Diğerleri ile konuş, beni sana anlatsınlar. O zaman hala benimle uğraşmak istersen bu da sana kalmış bir şey."

Alec birkaç kez daha kaputa vurup sonrasında uzaklaşmıştı. Magnus da derin bir nefes alıp arabasına yöneldi.

Gerçekten onu zor bir sene bekliyordu...

....