Hemen kaçma lütfen

845 94 106
                                    

Şimdi arkadaşlar hikaye 98 bölüm olmuş, baya fazla oldu. Size şöyle bir soru sormak istiyorum. Sizce Magnus ve Alec 100. Bölümde sevişsinler mi -ki bence erken olur- yoksa 100. Bölümde güzel bir yakınlaşma sahnesi yazıp sevişmeyi biraz daha ertelesem?

"Hadi, benim arabamla gidelim." Dedi Laurel ikiliye dönüp bakarak. "Gerçi ben buraları pek bilmiyorum, Magnus daha iyi biliyordur. O götürse daha iyi olabilir."

"O zaman benim arabamla gideceğiz." Deyip gülümsedi Magnus. Üçü birlikte arabaya ilerlerken Alec ön kapıyı Laurel için açmıştı.

"Ah hayır, lütfen sen otur. İlk günden aranıza girmek istemem uzun çocuk."

Laurel arkaya ilerlerken Alec Magnus'a küçük bir bakış atmıştı.

"Yaşı 19 ama 12 gibi davranıyor." Deyip arabaya bindi Magnus. Alec de peşinden arabaya binmişti.

"Pekala gençler ve kendini genç hisseden ihtiyar öğretmen, nereye gidiyoruz?"

"Ben 24 yaşındayım Laurel."

"Aman ne güzel. Hadi gidip açık bir disko bulalım ve sabaha kadar içip dans edelim."

"Disko mu?" Dedi Alec tiksinti ile. "Öyle yerlerden nefret ederim."

"Kaç yaşındasın sen? 85 mi?"

"Oralardan nefret etmenin yaşı mı oluyormuş? Çok insan var, daha çok insan var ve hepsi delirmiş gibi üstüne geliyor. Sigara da cabası. Doğru düzgün bir yere gidelim."

"Magnus az önce sana ihtiyar dediğim için özür dilerim, bu çocuk senden daha ihtiyar."

"Sevgilim ile uğraşma Laurel." Deyip arabayı çalıştırdı Magnus. "Biraz ileride şehri gören ve 7/24 açık bir kafe var. Hem bu saatlerde canlı müzikleri de oluyor. Oraya gidelim, herkesin gönlü olsun."

"Mantıklı bir karar." Dedi Laurel iki koltuk arasından başını uzatıp. "Magnus güzel öpüşüyor mu?"

"Ne?"

"Laurel!"

"Yoksa onu da mı yapmadınız? Napıyorsunuz bütün gün, karşılıklı satranç mı oynuyorsunuz?"

Magnus arabayı çalıştırıp sinirle iç çekti.

"Laurel lütfen Alec'i rahat bırakır mısın?"

"Bırakırım ama önce bana cevap vermesi gerekiyor."

"Biz öyle çok... öpüşmedik." Dedi Alec eliyle oynamaya başlayıp. "Çok fırsatımız olmadı."

"Magnus istememiştir kesin. Sende çünkü fırlama bir tip var. Bir de abimi küçükken kutsal suya düşürmüşler, o yüzden böyle bu."

"Beni utandırmayı kesecek misin?" Dedi Magnus başını iki yana sallayarak.

"Abilerin en tatlısı bana kızmış mi? Kıyamam ben sana."

Öne uzanıp Magnus'un yanağına bir öpücük bırakmıştı.

"Dur seni de öpeyim."

Laurel Alec'e yaklaştığı zaman Alec anında kafasını çevirdi.

"Lütfen benden uzak durur musun?"

"Ne ya? Bir şey yapmadım ki."

"Laurel, hemen yerine geç. Sinirlenmeye başladım."

"Tamam be, çok sıkıcısınız."

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin