Yine biz hariç herkes...

839 83 60
                                    

Magnus Alec'in bacakları arasına oturmuş denizi izlerken Alec de arkadan ona sıkı sıkıya sarılmıştı.

Güneş yavaş yavaş batmaya başlamıştı ve birlikte bunu izliyorlardı. Diğerleri çoktan eve geçmişken onlar burada kalmaya devam etmişlerdi.

"Senin kolların arasında olmak beni rahatlatıyor." Deyip bedenini biraz daha Alec'e yaklaştırdı Magnus. Alec de dudaklarını Magnus'un boynuna indirdi.

"Biraz daha rahatlamak ister misin?" Deyip onun boynuna küçük küçük öpücükler bırakmaya başlamıştı Alec.

Magnus başını yana çekip boynunu ortaya çıkarmıştı.

"Bunun beni rahatlatması mı gerekiyordu?"

"Bilmem..." deyip hafifçe dudaklarını yukarıya doğru hareket ettirdi Alec. Sonrasında Magnus'un kulağına dudağını sürttü. Magnus bu hareketle irkilmişti.

"Yapma şunu." Deyip güldü Magnus ama hareketleri pek de yapma der gibi değildi.

"Yapmayayım mı cidden?" Deyip yüzünü Magnus'un saçlarına gömdü Alec ve derin bir nefes aldı. Bu daha çok iç çekme tarzında bir nefesti. "Beni delirtiyorsun."

"Alec..."

"Özür dilerim, bazen kendime hakim olmam çok zor oluyor."

"Bunun farkındayım ve beni de yavaş yavaş kendine benzetmeye başladın."

"Birbirimize benzemek güzel bir adım, orta noktada buluşacağız eninde sonunda."

Alec bunu dedikten sonra elini yavaşça Magnus'un çenesine çıkardı ve onun yüzünü kendine doğru çevirdi.

"Senin yanında ne kadar iyi hissediyorum, bilmiyorsun."

Dudaklarını yavaşça Magnus'un dudakları üstüne temas ettirdi. Magnus da ona karşılık vermek için yerinde biraz dönüp bedeninin bir kısmını Alec'e çevirmişti.

Alec onu öperken bir yandan da Magnus'u kendine çekip onun tamamen kendisine dönmesini sağlamıştı. Sonrasında onu yavaşça itip yere uzanmasını sağladı, kendisi de onun üstüne uzandı.

"Yine bir şeylerin peşindesin bakıyorum." Deyip gülmüştü Magnus.

"Sen bir şeyler yapmayınca olay her seferinde bana kalıyor."

Alec hafifçe eğilip Magnus'un boynuna öpücükler bırakmaya başlamıştı. Az önce denizde oldukları için Magnus'un teninden tuz tadı alıyordu ve bu onun oldukça hoşuna gitmişti.

"Sence eve dönmemizin zamanı gelmedi mi?"

"Bence henüz gelmedi." Deyip Magnus'un bacaklarını çekip beline doladı Alec.

(Alec bir tavırlar ile nasıl bottom olacak acaba ansnkaks merakla bekliyorum)

Magnus onun bu hareketine tek kaşını havaya kaldırarak karşılık vermişti.

"Bana öyle bakma." Deyip tekrar Magnus'un üstüne uzandı Alec. "İleriye gitmeyecek olabiliriz ama bu hiçbir şey yapmayacağız anlamına gelmiyor."

"Yaa... demek öyle."

"Hiç yakınlaşmadan birdenbire sevişme aşamasına geçmemiz daha zor değil mi sence de?"

"Bu aralar seni çok açık sözlü ve daha az utangaç görmeye başladım."

"Normal halim benim öyle zaten, aslında bunu sen de biliyorsun."

Evet, Magnus bunun gayet farkındaydı.

Ayrıca Alec'e bu cesareti kendi elleriyle vermişti.

Alec tekrar dudaklarını birleştirdiğinde Magnus itiraz etme gereği duymadan onu öpmeye başlamıştı. Sonuçta kendisi de bunu istiyordu ve nereye kadar itiraz edecekti ki?

İkisi de kendilerini bedenlerinin kontrolüne bırakmış durumdaydılar. Magnus kendisini kasmayı bir kenara bırakmıştı. Alec'in tavrına karşılık vermeye çalışıyordu.

İkisi de nefessiz kaldıkları ana kadar birbirlerini öpmeye devam etmişlerdi. Sonrasında Alec alnını onun alnına dayadı.

"Kendimi kaybetmenin sınırında gezmeye başladım." Deyip derin bir nefes aldı. İlk defa kendini bu kadar kontrolsüz hissediyordu.

"Eve dönelim Alec."

"Ama..."

Alec bir şey diyecekken Magnus onu öperek susturmuştu.

"Eve dönelim ve devam edelim."

"Hah? Sen... sen ciddi misin?"

"Hiç olmadığım kadar hem de."

....

Alec Magnus ile evin kapısından içeriye girdiğinde Magnus anında merdivenlere yönelmişti. Alec ise onun yukarıya çıkışını izleyip sonrasında salondaki arkadaşlarının yanına ilerledi.

"Aranızdan herhangi birisi bizi rahatsız etmeye kalkarsa onu doğduğuna pişman ederim. Kimse yukarı bile çıkmayacak, duydunuz mu beni?"

Herkes aynı senkron ile kafalarını sallarken Alec hızlıca merdivenlere yöneldi. O sırada Jeremy Roy'a bakmıştı.

"Yine biz hariç herkes...."

"Jeremy!"

"Tamam be, bir şey demedim"

Onlar aşağıda saçma bir konuşma içine girerken Alec de çoktan odaya çıkmıştı.

"Önce duş alsak... ikimiz de denizden çıktık sonuçta."

"Duşu sonra da alırız." Deyip kapıyı hızlıca kilitledi Alec. "Duş kaçmıyor ama sen her an kaçabilirsin."

"Alec! Deme öyle şeyler."

Alec gülümseyip Magnus'u belinden hızlıca kendine çekmişti.

"Bu arada hala şey konusunda ciddi misin? Hani benim üstte olmam konusunda?" Dedi Magnus emin olmak ister gibi Alec'e bakarak.

"Evet ciddiyim, bu konuda endişen olmasın."

Dudaklarını Magnus'un dudakları üstüne kapatıp onu hafifçe yatağa itmişti. Kendisi de onun kucağına yerleşti ve üstünde duran tişörtü çıkarıp yana attı.

"Korunmak için ne yapacağız?"

"O kısmı ben düşündüm, sen merak etme."

"Sen tatile bunu düşünüp hazırlıklı mı geldin yani?"

"Ne olmuş? Fena mı yapmışım yani?" Deyip güldü Alec ve eğilip Magnus'u öpmeye başladı. "Her şeye hazırlıklı olmam gerektiğini, her an her şeyin olabileceğini senden öğrendim ben."

"O bir kere bu anlamda değildi!"

"Olabilir, ben kendimce yorumladım." Deyip onun üstünden yana kaydı Alec. Sonrasında yanda duran çantaya uzandı ve çantayı açıp içindekileri çıkardı.

"Şu an hiçbir şey demiyorum sana."

"Deme zaten. Ee, fikrin değişmediyse artık devam edebilir miyiz?"

....

Devamını diğer bölüm yazayım, bu bölüme yazarsam kısa olacak çünkü ansnmaksks

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin