Bıraktığına emin misin?

917 129 88
                                    

Pazartesi günü dersten sonra sınav tarihleri öğrencilere söylemişti. Sınavlar ortak olarak yapıldığı için matematik sınavı da diğer sınıflar ile ortak olacaktı.

"Bu sınav benim için çok büyük bir değerlendirme aracı olmayacak. Size yaptığım günlük sınavlar, değerlendirmeler, verdiğim ödevleri nasıl ve ne derece yaptığımız ve derse katılımınız benim için önemli. Yine de siz bu sınava da iyi hazırlanın."

"Soruları kim hazırlıyor olacak?"

"Sınavlar ortak olarak hazırlandı." Dedi Magnus gülerek. "Gerçi benim sorularım pek beğenilmedi."

"Neden?"

"Onlar test sorusu istediler, ben sizin ne yaptığınızı görmek için klasik ve basamaklı sorular önerdim. Pek kabul görmedi diyebilirim. O yüzden diyorum, o sınav benim için pek büyük bir kıstas olmayacak. Başarılı ya da başarısız olmanıza bakmayacağım."

"Diğer sınıflar ile kıyaslamayacak mısınız bizi?" Dedi Perrie gülerek. "D sınıfı ortalaması 73, siz 69 yapmışsınız. Nasıl yaparsınız diye kızmak yok mu cidden?"

"Öyle yapan öğretmenleriniz mi vardı?"

Magnus'un tepkisi üstüne herkes yakınır bir şekilde söylenmeye başlamıştı.

"Benim sizi birisi ile kıyas yapmamı beklemiyorsunuz umarım."

"Hayır ama herkes yapıyor."

"Çocuklar bakın. Kendinizi ya da bir başkasını herhangi birisi ile kıyaslamamalısınız. Birisi ya da birileri ile rekabete girmek istiyorsanız bu kendiniz olmalısınız. Yapacağınız şeyin üstüne daha neler koyabilirim diyerek kendiniz ile rekabet etmelisiniz. Başkaları ile rekabet etmek sizi kindar yapar, takdir edilesi yapmaz. Buna öz başarı ve öz düzenleme denir. Önce kendinizden sorumlusunuz. Başkasının başarısı sizi ilgilendirmez, ya da başarısızlığı."

"İnsanlar böyle düşünmüyor. Özellikle öğretmenler. Kendi egosu sarsılıyor çünkü biz başarısız olunca."

"Ben size en iyisini vermeye çalışıyorum ve siz de bana karşılığını veriyorsunuz. Sizin iyi olmanızı kendi başarım için değil sizin başarınız için istiyorum ben. Çünkü günün sonunda beni mutlu eden bu."

....

Tenefüs arasında konuşmak için Alec'in sırasına gitmişti. Alec neredeyse ders boyunca uyumuş, hiçbir şeye katılmamıştı.

Onun omzuna hafifçe dokunup dürttü.

"Alec... Alec iyi misin?"

Alec aniden irkilip Magnus'un elini ittiğinde Magnus geriledi.

"Ah ben... üzgünüm. Başka birisi sandım."

Magnus onun karşısına oturup yüzünü inceledi.

"Neden uyuyorsun?"

"Çünkü yorgunum. Cevap yeterince açıklayıcı oldu mu?"

"Bunu görebiliyorum. Gidip yüzünü yıka, ikinci derste uyumanı istemiyorum."

Alec tamam dercesine başını sallayıp ayaklanmıştı.

"Bu arada çıkışta seninle konuşmak istiyorum, sınıfta kal."

"Ne hakkında konuşacağız?"

"Bence bunu az çok biliyorsun."

"Rahat vermeye niyetiniz yok değil mi?"

...

Çıkış zilinin ardından Alec niye yaptığını bilmeden Magnus'u beklemeye başlamıştı. Magnus ise kısa zaman sonra sınıfa girdi ve Alec'i görünce gülümsedi. Gider diye endişe etmişti.

"Gitmemene sevindim." Deyip masaya oturdu Magnus. "Ön sıraya gelsene."

Alec ayaklanıp onun karşısına oturdu. Magnus da o sırada cebinde duran uyuşturucu paketini çıkarmıştı.

"Bu uyuşturucunun ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?"

"Hap işte."

"İsmi ne? Eroin mi? Kokoin mi? Esrar mı? Ekstazi mi? Hangisi?"

"Bilmiyorum. Ne boksa işte..."

"Hayatında hiç uyuşturucu kullanmadın değil mi?" Deyince Alec omuz silkmişti. "Jeremy'e kullandığını söylemişsin, geçen sene."

"Ne var bunda?"

"Bunu sen kullanmıyorsun değil mi?"

"Bu konu nereye varacak?"

"Seni az çok tanımışsam eğer bir şeyi yapıyorsan asla inkar etmediğini de anlamış olmam lazım değil mi? Ki bence doğru anlamışım. Ama başkasının yaptığı bir şeyi gizlemek için yalan söyleyebilirsin. Mesela Roy için bunu yaparsın, yanlış mıyım?"

"Roy'un hiçbir şey kullandığı yok."

"Bana yalan söylemeyi kesecek misin?" Deyip sesini aniden yükseltti Magnus. "Sen bu işi çocuk oyuncağı mı sanıyorsun Alec? Sence tek başına çözebilir misin bu meseleyi? Şu an bunu saklayarak arkadaşını tehlikeye atıyor olabilirsin. Bana anlat, ona yardım edecek birileri bulayım ve yardım edelim."

"Ailesi öğrenirse onu öldürür." Dedi Alec çaresiz bir ses tonuyla. "Her şey sandığınız kadar kolay olmuyor. Onun babası... pisliğin önde gideni. Öğrenirse çok kötü sonuçları olur. Roy kimsenin öğrenmesini istemiyordu. Geçen sene kullanıyordu ama bir şekilde onu durdurmayı başardım ama bu sene... bir şekilde tekrar başlamış. Cebinde bulunca ondan aldım."

"Aldın ve her şey bitti mi yani?"

"Onun ölmesini istemiyorum." Dedi Alec birden. "Geçen söylediğiniz şey yüzünden haftasonu gözüme uyku girmedi. Gidip ona yardım edebilecek her kuruluşu araştırdım ama ona kabul ettiremiyorum. Ailesi öğrensin istemiyor çünkü."

"Eğer kendisi yardımı kabul ederse ona yardımcı olabilirim ama ailesinden gizli bunu yapamam."

"Bunu kabul etmeyecektir." Dedi Alec kafasını sıraya gömerek. "Bunu defalarca kez söyledim zaten."

"O zaman Roy ile ben konuşacağım. Belki... bu çok riskli olacak ama belki ailesi öğrenmeden birileri ile görüşüp yardım almasını sağlayabilirim. Tanıdığım birkaç kuruluş var."

"Eğer bunu yaparsanız kabul edecektir." Dedi Alec başını sıradan kaldırıp Magnus'a bakarak.

"Ne zamandır kullanıyor?"

"Çok yeni. Geçen sene bir sevgilisi vardı, çok seviyordu. Kız ondan ayrılınca başlamıştı ama kısa zamanda bıraktı."

"Bıraktığına emin misin?"

"Evet eminim. Ama bu sene tekrar başlamış bazı sorunlar yüzünden."

"Tamam, bu iş bundan sonra benim kontrolümde olacak."

"Neden bunu yapıyorsunuz ki? Roy sizin öğrenciniz bile değil."

"Yanlışın var Alec, ben bir öğretmenim. Bu dünya üstündeki her insan benim öğrencimdir."

....

Gel de düşme şimdi...

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin