Anlatsan dinlerdim

773 103 55
                                    

Bu bölüm malecsiz oldu ama bundan sonrası için aklımda bolca malec yazabileceğim birkaç konu var :) çok güzel şeyler olacak.

Kevin akşam eve döndükten sonra babası ile yine kavga etmişti ve sinirle evden çıkıp biraz ilerideki duvarın üstüne oturmuştu.

Babası sürekli sinirliydi ve hiçbir şeyden mutlu olmuyordu. Şiddetin bir şeyleri çözeceğini düşünüp bu yola başvurmayı huy edinmişti.

Küçükken Kevin bunu normal bir şey sanardı. Ailen sana kızınca sana vurma hakkına sahip diye düşünürdü.

Bir gün bir arkadaşı yere düştüğünde babası yanına geldi, Kevin onun kızacağını ve çocuğu itip kakacağını sanarken adam oğlunu şefkatle yerden kaldırıp üstünü temizledi. Dikkatli ol biraz deyip gülümsedi.

Kevin o zaman anlamıştı her şeyin sonucunda ceza alınmadığını. Yine de gördüğü dünyada kendisinin yaşadığı şeyleri normal sanarak büyümüştü. O zamanlar cılız bir çocuk olduğundan okulda da birileri tarafından şiddet görmeye başlamıştı.

Annesine sığınmak istedi. Babasından onu korur sandı ama annesi onu korumak yerine bunların üstünü her seferinde örtmeyi tercih etti.

Kevin yine de onları severdi, gariptir ki yine bir sorun olduğunda annesine ağlar babasından yardım isterdi. Annesinin tek bir güzel sözüne saatlerce mutlu olur, babasının destek veren bir lafıyla yaşadığını hissederdi.

Ama artık büyümüştü ve bu şeyler ağrına gidiyordu. Kimseye bahsedememe nedeni de buydu. Yine de babası eskisi gibi değildi, önceden daha sinirliydi.

Hiçbir zaman ölesiye bir dayak yememişti. Babası birkaç kez vurur, itip kakardı. Asıl sorun fiziksel şiddet değildi zaten. Kevin bunu takmıyordu.

Aşağılanma, hakaret... bunlar Kevin'ı yıpratıyordu. Modellik konusunda iyi olmasına rağmen ailesi asla onay vermiyordu. Başarılı olduğunu kabul etmeyip aksine onu bu konuda suçlayıcı konuşuyorlardı.

Homofobiklerdi, bu yüzden hiçbir zaman Alec ve Jeremy'den onlara bahsetmemişti. Bahsederse hayatı kararırdı.

Bunları düşünüp bir süre ağladı ve sonunda ağlamaktan yorulup telefonunu çıkardı. Roy'u aramak istedi, ya da Alec... belki de Jeremy.

Ama asıl Malia'yı aramak istiyordu.

Kevin her zaman gülümserdi. Ne olursa olsun, her şeyi alaya alırdı.

Ama Malia'nın dediği şeyleri alaya alamıyordu. Başından beri diğerlerine karşı hep iyi olmuştu Malia ama kendine karşı hep soğuk konuşmuştu.

Niye Jeremy olamamıştı Kevin? Onunla saatlerce sohbet ederdi Malia. Ya da Alec, sürekli şakalaşır... Roy ile basketbol oynardı.

Kendisini grubun bir şeyi olarak dahi tanıtmamıştı.

Telefonu elinde çevirip en sonunda Malia'yı arama kararı almıştı. Birkaç çalış sonunda telefon açıldı.

"Efendim Kevin."

"Ben kötü birisi değilim." Dedi Kevin burnunu çekerek. "Seni kullanmadım. Sana istemediğin bir şey yaptırmadım. Uğraşmaya değmez birisi de değilim tamam mı? Öyle görüyorsun biliyorum ama ben değersiz değilim ve benim de duygularım var."

"Kevin, iyi misin sen?"

"Beni görmezden geliyorsun. Benimle konuşmadın bile. Belki konuşsak... kendimi sana açardım. Ama sen, benim haricimde herkesle konuşuyorsun. Roy'la, Alec'le, Jeremy ile. Belki ben o sabah seninle uyanmak istemiştim. Belki benim o an sana ihtiyacım vardı, bunu hiç düşündün mü peki?"

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin