Magnus ve Alec bütün geceyi birlikte geçirmişler, gece boyunca sohbet edip sabaha karşı anca uyuyabilmişlerdi. Gerçekten şu an yaşadıkları şeyin tarifi imkansızdı.
Sabah Magnus heyecandan erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamıştı. Alec için pankekler yapıp portakal suyu sıkmıştı.
Çok geçmeden Alec de uyanıp Magnus'un yanına gelmişti.
"Günaydın. Benim için kahvaltı mı hazırlıyorsun?"
Alec bunu dedikten sonra yaklaşıp Magnus'a sıkıca arkadan sarılmıştı.
"Evet, güzel bir kahvaltı yapıp sonrasında okula geçeriz diye düşündüm." Diyerek Alec'e dönmüştü Magnus. "Son 2 günümüz o okuldaki. Güzel geçirelim o zamanı."
"Zaten bundan sonrası için zamanımızı çok güzel şekilde geçireceğiz." Deyip Magnus'un yanağına bir öpücük bıraktı Alec. "Bu arada dün gece telefonumu sessize almıştım. Babam ve bizim çocuklar aramışlar birkaç kez. Babama kalkınca mesaj attım, bizimkiler ile de okula gidince konuşurum diye düşünüyorum."
"Öyle yaparsın, şimdi birlikte kahvaltı edelim. Bana yardım et bakalım."
"İlk günden beni çalıştıracak mısın yani?" Dedi Alec sahte bir ses tonuyla konuşup.
"İşinize geliyorsa beyefendi."
"Gelmez mi? Baya bir işime geliyor hem de."
Birlikte kahvaltılıkları masaya dizdikten sonra güzel ve keyifli bir kahvaltı yapmışlardı. Magnus'un şu evde geçirdiği yalnız dakikaların ardından Alec ile geçirdiği bu bir gün ona cennet gibi gelmişti.
....
Magnus Alec'i okulun biraz gerisinde bırakmak için arabayı sağa çekmişti.
"Okula ayrı ayrı gitsek daha iyi olacak. Bu arada arkadaşlarına olanlardan bahsetme, o konuda ciddiydim."
"Endişelenme, bahsetmem." Deyip arabadan çıktı Alec ve Magnus'un uzaklaşmasını bekledi. Kısa zaman sonra kendisi de okula varmıştı zaten.
Etrafta arkadaşlarını ararken biraz ileride yüzleri son derece asık olan arkadaşını fark etmişti.
"Yine hepinizin yüzünde güller açıyor bakıyorum." Diyerek yanlarına oturdu Alec. "Deli mi sikti lan, ne bu haliniz?"
"Neden telefonlarına bakmadın?" Dedi Kevin sert bir üslupla konuşarak.
"Telefon sessizde kalmış, sabah gördüm aramayı. Ne oldu anlatsanıza?"
"Ne mi oldu? Siktiğimin telefonunu açsaydın öğrenirdin ne olduğunu!"
"Kevin sakin ol biraz." Dedi Malia onun omzuna elini koyarak.
"Nasıl sakin olayım Malia? Neredeyse bir aydır Alec hem fiziksel hem de mental olarak aramızda değil ve hepimiz bunun farkındayız. Biz senin için Magnus kadar önemli değiliz tabii, gidip onunla ilgilen sen."
Kevin ayaklanıp oradan uzaklaşırken Alec öylece arkasından bakıp sonra da diğerlerine dönmüştü.
"Bunun nesi var?"
"Dün yine babası ile kavga ettiler de..." dedi Malia iç çekerek. "Onu kendi evime götürdüm çünkü babası ona vurmuş ve ben buna dayanamıyorum artık."
"O adi herifi elime geçirirsem..."
Alec cümlesini tamamlayamadan söze Roy karışmıştı.
"Eline geçirirsen ne yapacaksın? Kevin haklı, bizimle doğru düzgün zaman bile geçirmeyen herif şimdi birden bizi düşünür hale mi geldi? Seni özlüyoruz, plan yapıyoruz ve sen gelmiyorsun. Bu mu senin bize verdiğin değer? Tek sorun yaşayan kişi sen değilsin Alec, burada hepimiz bir şeylerle baş etmeye çalışıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Don't F*cking Care
Fiksi PenggemarYerinde olsam benimle uğraşmazdım. -Bir öğretmen- öğrenci kurgusudur ama oldukça masum bir hikaye olacak-