Magnus haftasonu için yapacağı her şeyi planlamıştı ve bu hafta geçen haftaya göre daha verimli geçecek gibi hissediyordu.
Sınıfındaki kişilerin isimlerini öğrenmeye başlamıştı. Arada bilgisayar üstündeki sistemden isimlerine ve fotoğraflarına bakıyordu. Bu da onun için oldukça yararlı oluyordu.
Pazartesi ilk dersi yine 12. Sınıflaraydı ama sınıfa gitmeden önce müdür odasına uğramıştı.
"Merhaba bay Bane, bir sorun mu var?"
"Sizinle bir konu hakkında konuşmak istemiştim." Deyip onun karşısına oturdu Magnus. "Okulunuzda bir matematik sınıfı var mı?"
"Matematik sınıfı mı? Böyle bir şeyi ilk kez sizden duyuyorum."
"Çocuklarla etkinlikler yapmak istiyorum bu yüzden de kümeler halinde oturabilecekleri sınıflara ihtiyacım var. En azından bir tane de olsa bir sınıf işimi görürdü."
"Kimya dersi işlemiyorsunuz Bay Bane, ekstra bir sınıfa ihtiyacınız olduğunu sanmıyorum."
"Bu dersin öğretmeni benim, ihtiyacım olan şeye ben karar verirsem sevinirim müdür bey. Eğer temin etmeyeceksiniz bakanlığa bir yazı yazacağım."
"Bunu toplantıda konuşuruz, haftaya bir toplantımız olacak. Eğer diğer öğretmenler uygun görürse bir sınıf oluşturulur."
"Teşekkür ederim."
"Sınıf içi ekipmanları nasıl temin edeceksiniz?"
"Orası bana kalmış bir şey. Siz canınızı sıkmayın."
...
Derse doğru ilerlerken hızlı hızlı nefesler alıyordu çünkü müdürün tavrı onu germişti. O sırada koridorda arkadaşı ile konuşan Alec'e baktı ve sınıfın kapısına ilerledi. Ama Alec yerinden kıpırdamamıştı.
"Dersimiz başlıyor Alec, sınıfa girecek misin?"
Alec ona ters bir bakış atıp yanında duran çocuğa döndü tekrar.
"Beni duymadın sanırım."
"Jeremy, tenefüste görüşürüz." Deyip yanındaki çocuktan uzaklaştı Alec. Kapıya yaklaşıp sonra Magnus'un önünde durdu.
"Sizinle bir anlaşma yaptığımızı sanıyordum bay Bane."
"Sen kendi kendine bir anlaşma yaptın, ben uyacağımı söylemedim."
Alec'in içeriye girmesini bekledikten sonra kendisi de sınıfa girmişti. Sonrasında sakinleşmek adına derin bir nefes alıp yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
"Hepinize günaydın, bugün nasılsınız?"
...
Ders bitiminden sonra öğle arası öğretmenler odasında bir şeyler yerken dışarıdan birtakım sesler duyup hızlıca pencere kenarına ilerledi Magnus. Aşağıda bir şeyler döndüğünü fark edince hızlıca odadan çıktı ve bahçeye ilerledi.
Alec'i bir çocuğun üstüne çıkmış onu yumruklarken bulunca hemen oraya gitti ve olayı sadece izlemekle yetinen öğrencilerin arasına girdi.
"Neler oluyor burada! Ayrılın hemen."
Alec'i çekip çocuğun üstünden kaldırmaya çalışırken biraz zorlanmış olsa da başarmıştı. Yerdeki çocuk hızlıca kalkıp geriye çekildi ve Magnus araya girmeyi başardı.
"Bana bak, bir daha o kızları rahatsız edersen bu sefer iki elini de götüne monte ederim senin, duydun mu beni!"
"Alec, sakinleş hemen." deyip onu uzaklaştırmaya çalıştı Magnus. Diğerleri de yaralı çocuğun yanına gitmişlerdi.
"Tamam sakinim ben ya... sakinim. Dokunmayın bana." Deyip bir adım geriye çekildi Alec.
"Burada neler oluyor?"
"Bu it okula yeni geldi. Diğer okulunda da mimli zaten. Kızları taciz ediyordu. Ben bu okulda tacizci barındırmam, aklını başına alsın."
"Tamam, sakin ol. Senden şikayetçi olacak ve birazdan müdürün yanına gitmek zorunda kalacaksınız."
"Bay Bane, size bilmediğiniz bir şey söyleyeyim." Dedi Alec gülerek. "Bu okulda kimse benden şikayetçi olamaz, buna cesaret edemezler. Yakında anlarsınız zaten."
Alec uzaklaşırken Magnus da az önceki öğrencisinin yanına gitmişti.
"Siz arkadaşınızı revire götürün hadi."
Birkaç kişi çocukla giderken Magnus konuşulanlara da şahit olmuştu. Alec'in dediği gibi o çocuk kızlardan birisine laf atınca olay karışmış.
Magnus şu an kendi değer yargılarını sorgulamıştı. Alec belki de bahsedildiği kadar kötü birisi değildi.
Kendi adaletini dağıtmaya çalışan birisine benziyordu
Peki o zaman kendisine niye böyle davranıyordu? Magnus ona tek bir kötü şey bile yapmamıştı oysaki...
....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Don't F*cking Care
FanficYerinde olsam benimle uğraşmazdım. -Bir öğretmen- öğrenci kurgusudur ama oldukça masum bir hikaye olacak-