Bazen beynim duruyor

957 126 117
                                    

Alec ile Magnus'un konuşması üstünden neredeyse bir hafta geçmişti. Magnus Alec'e sanki o konuşma olmamış gibi normal davranıyor ve bu durum da Alec'in hoşuna gidiyordu.

Tek sorun, Alec'in tavrında olan değişimlerdi.

Derslere daha fazla katılmaya başlaması bir yana, derse katılan diğer insanlara sinir olmaya başlamıştı. Magnus onlarla konuşunca bile sinirleniyor, kendi inatla söz alıyordu.

Haftada 5 saatlik ders Alec'e resmen yetmemeye başlamıştı. Bu yüzden sürekli soru çözüyor, çözemediği soruları tenefüs aralarında Magnus'a soruyordu. Hatta çözebileceği soruları bile sırf ona sormak için çözememiş gibi yapıyordu.

Bunların yanında endişeliydi de çünkü birkaç hafta sonra yarı yıl tatili vardı ve Alec Magnus'u birkaç hafta göremeyecekti. Bu sebeple şimdiden gerilmeye başlamıştı.

Öğle arasında Alec yemeğini hızlı hızlı yiyip kitabını alarak öğretmenler odasına çıkmıştı. O sırada Magnus'un yanında başka bir öğrenci olduğunu görüp gözlerini kısarak yanındaki öğrenciye baktı.

Magnus onun sorularını çözerken gözü Alec'e takılmıştı.

"Birkaç dakika sonra seninle ilgileneceğim Alec." Deyip biraz ilerideki koltuğu işaret edince Alec koltuğa ilerleyip oturdu. Ama gözü hala Magnus'un yanındaki çocuktaydı.

"Başka sorun var mı Steven?"

"Bu da son Bay Bane."

Magnus soruyu cözerken Steven'ın gözü Alec'e kaydı ve gergince gözlerini kaçırdı. Oldum olası ondan korkuyordu. Gerçi okulda ondan korkmayan var mıydı?

"Anladın mı bakalım."

"Anladım, teşekkür ederim."

Steven kitabını alıp adeta kaçarcasına odadan çıktı.

"Ne oldu şimdi?" Deyip Magnus arkasından baktığında Alec omuz silkip Magnus'un yanına oturdu.

"Belki tuvaleti filan gelmiştir." Deyip kitabı önüne çekerken Magnus da yanda duran kurabiyelerini önüne çekmişti.

"Kurabiye yer misin? Kendi ellerimle yaptım."

Alec gülümseyip çikolatalı kurabiyelerden bir tanesine eline almıştı. Tadı gerçekten çok güzeldi.

"Bu aralar sürekli soru çözüyorsun ve bu çok hoşuma gidiyor. Ama diğer derslerine de zaman ayırıyorsun değil mi?"

Diğer dersler mi? Alec o derslerin varlıklarını bile unutuyordu bazen.

"Evet onlara da bazen zaman ayırıyorum." Demişti yalan söyleyerek. Magnus gülümseyip kurabiyesinin son parçasını da ağzına attı.

Alec kitabı açıp soruları Magnus'a gösterirken Magnus da soruları inceliyordu.

"Bence sen bu soruyu uğraşsan çözerdin." Deyip Alec'e baktı Magnus. Alec de ona baktığı için göz göze gelmişlerdi.

"Bazen beynim duruyor."

"Haklısın, o bazen bana da oluyor." Deyip soruya döndü Magnus. Soruyu çözüp detaylı bir şekilde Alec'e anlatmış olsa da Alec zaten sorunun nasıl çözülmesi gerektiğini biliyordu. Yine de Magnus'u pür dikkat dinledi.

Soruları anlatırken kullandığı ses tonu Alec'in resmen içine işliyordu.

"Diğer soruya geçelim. Ama dur, öncesinde ikimize birer kahve yapayım."

Öğretmenler odasının köşesinde mutfak tarzı küçük bir yer vardı. Orada kahve ve bitki çayları bulunuyordu.

Magnus o yöne ilerlediği zaman Alec de yardım etmek için ayaklandı.

"Ben yapardım."

"Sorun değil, ben yaparım." Deyip gülümsedi Magnus. Alec onu izlemekten kendini alıkoyamadığı için kendine sinirlenmeye başlamıştı.

Magnus'un kahve yapışını bile en ince ayrıntısına kadar izlemişti.

Magnus elindeki bardaklar ile Alec'e döndüğünde Alec bardakları hızlıca ondan aldı.

"Ben alayım onları."

Sonrasında masaya ilerlediğinde Magnus da gerisinde bıraktığı dağınıklığı temizleyip geri yerine dönmüştü.

"Devam edelim bakalım şu sorulara."

Magnus sevecen sesi ile Alec'in yanına oturduğunda Alec yüzüne farkında olmadan sevimli bir gülümseme yerleştirmişti.

Kendine ne olduğunu bilmiyordu ama bu halinin hoşuna gittiği de aşikardı.

....

Aman da aman sen Magnus'tan hoşlanmayabaşladın *-* yerim ama ben seni...

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin