Homofobi

1K 134 42
                                    

Magnus salı günü bahçede gezerken kafası hala dünkü olaydaydı. Alec ona bu şekilde konuşurken zerre pişmanlık emaresi göstermemişti.

"Bir sorun mu var?"

Catarina yanına gelince kendini toparlamaya çalıştı Magnus.

"Bir şey yok. Sadece... Alec ile bir sorun yaşadık."

"Onunla uğraşmanı tavsiye etmem Magnus. Geçen seneki matematik hocamız sinirlenip onu iterek sınıftan atmıştı. Ondan sonra adama yapmadığını bırakmadı. Adam buradan gitmek zorunda kaldı gördüğün üzere. Alec insanların sabrını sonuna kadar sınar, sonra da karşılık alınca saldırıya geçer. Bu sene onun sınıfı bana düşmediği için çok şanslıyım."

"Arkadaşları nasıl peki?"

"Jeremy dışındakiler Alec ile aynılar. Jeremy sessiz, sakin bir çocuk. Daha çok onların arkasını toplayıp onları dizginler. Neden onlarla aynı grupta olduğunu hiçbir zaman çözemedim ama Alec'e bayağı yakın."

Magnus o yöne baktığında Alec ile heyecanlı heyecanlı konuşan çocuğu fark etmişti.

"Belki de ondan hoşlanıyordur."

"Jeremy mi? Olabilir. Alec'i öğretmenler birkaç kez erkekler ile yakalamışlardı zaten. Homofobik bir öğretmenimiz var, kimya öğretmeni. Bilerek ona basılmış, adam birkaç gün izin alıp okula gelmedi."

Magnus birden buna gülmüştü çünkü komiğine gitmişti.

"Kimya öğretmenimiz de hak etmiş sanki biraz bunu."

"Manyak bir adamdır. Sonra zaten sınıf değişikliği yaptı."

"Homofobik insanlardan nefret ediyorum." Dedi Magnus iç çekerek.

"Ben de." Deyip güldü Catarina. "Benim içeriye girmem lazım, sana iyi nöbetler."

"Teşekkür ederim." Deyip onun arkasından baktı biraz. Sonrasında tekrar etrafına bakınmaya başladı.

Gözleri Alec'e kaydı. Jeremy sürekli ona dokunmaya çalışıyordu ama Alec bundan pek hoşlanıyor gibi değildi.

O sırada Alec'in de gözleri Magnus'un üstüne kaydı ve Magnus'u süzmeye başladı. Bu çok... rahatsız edici bir süzmeydi.

Alec gülüp Jeremy'i yanına çekti ve onun yanağına bir öpücük bıraktı. Magnus bunu bilerek yaptığını anlamıştı. Homofobik insanlara karşı böyle bir tavrı olduğu belliydi. Sanırım Magnus'un bakışını da buna bağlamıştı Alec ve özellikle gözüne sokmaya çalışmıştı.

Magnus onun bu tavrına gülüp oradan uzaklaştı ve bahçenin arka tarafını dolaşmaya başladı. Biraz da oralara bakmaya karar vermişti.

Sırtını okul duvarına yasladı ve biraz sessizliği dinleme kararı aldı.

Gerçi bu sessizliği kısa sürmüştü çünkü gözlerini kapatalı henüz bir dakika olmamıştı ki önünde bir gölge hissetti ve gözlerini açınca aniden Alec'le göz göze gelmişti.

"Tiksindin mi yoksa?" Dedi Alec duvara elini dayayıp. Magnus anlamaz bir halde ona bakıyordu. "Jeremy ile yakınlığımı diyorum."

"Tiksinmiş gibi mi duruyorum?" Dedi Magnus iç çekerek.

"Niye öyle bakıyordun o zaman?"

"Belki de beni dün çok iğrenç bir şekilde tehdit ettiğin içindir olamaz mı?" Deyip geçmeye çalıştı Magnus ama Alec önünde durup onun gitmesine engel olmuştu.

"Dün biraz ileriye gittiğimi fark ettim."

"Cidden mi?"

"Sana karşı çok önyargılı davranıyorum ki bu devam edecek. Ama belki sandığım kadar kötü birisi değilsindir."

"Beni görmek istediğin gibi görüyorsun."

"Sen tam tersini mi yapıyorsun? Öğretmenler benim hakkında sana neler demiştir kim bilir?"

"Onları takmış gibi miyim sence?" Dedi Magnus kendinden emin bir şekilde konuşup. "Bak Alec, bana karşı ne kadar önyargılısın bilmiyorum. Sadece... beni kışkırtamayacaksın. Bunu bilmelisin."

"Herkesi kışkırtacak kadar sinir bozucuyumdur."

"Sınamaya devam et o zaman."

"Edeceğim zaten, hoşuma gitmeye başladı."

Magnus onun gülüşüne aldırış etmeden yanından geçip yürümeye başlamıştı. Başına giren ağrıyı fark edince ağrı kesici içmesi gerektiğini anlamıştı.

Yine de kolay kolay geri adım atmayacaktı.

...

I Don't F*cking CareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin