Bir teşekkürüm var :) Bölüme eklemek istediğim resimleri bilgisayarımı kullanamadığım için yapamamış üstünkörü şekilde netten bulduklarımı üstünde oynama yapmadan telefondan eklemiştim ama sonra canım arkadaşım @AK-HayalDunyasi ben hallederim resimleri bana gönder dedi ve bana şu an bölüm içinde kullandığım tüm görselleri yapıp gönderdi. Çok teşekkür ederim canım benim ellerin dert görmesin dilerim ki sana da hikayelerini yazarken bol bol ilhamlar gelsin 💙 Keyifli okumalar lütfen okurken sahneler hakkındaki düşüncelerinizi paylaşmayı da ihmal etmeyin yorumlarınız çok değerli olduğu için her birini merakla bekliyor olacağım.
•●●·٠•●●•٠·˙
"Dur dur! Ben hallederim sen hamilesin hiçbir şeye dokunma"
Yemek bitiminde Hasret masayı toparlamaya başlayan Orhan'ı şaşkın bakışlı gözleriyle gülümseyerek izlerken bir yandan da "İyi de o masayı ben kurdum ve bunu yaparken de hamileydim unuttun galiba" deyince Orhan'da yanından geçerken saçına bir öpücük bırakıp "Biliyorum ama artık yardım almaya alışman gerekecek. Hadi sen oturup biraz dinlen yeni de yoldan geldik zaten yorulmuşsundur" dedi. Hasret önünden geçip tabakları bardakları bir bir içeriye taşıyan Orhan'a bakarak dediğini yapmış ve rengarenk yastıklarla dolu koltuğa geçip oturmuştu. Böyle kendisinin oturup Orhan'ın iş yapması da garibine gitmişti. Alışık olmadığı birçok şeyi onun yanında tecrübe ediyordu resmen. O anlarda Orhan'ın da mutluluğu her halinden belli oluyordu. Bir kanatları eksikti uçmak için...
Hasret önündeki hoş manzarayla mutlu bir halde otururken telefonuna da Firuze'den bir mesaj gelmişti. O da ne yaptılar konuşabildiler mi merakındaydı tabii. Sonuçta Hasret'ti bu değil mi? Hiçbir şey söyleyemeden de dönebilirdi İstanbul'a. Hasret gözü her ne kadar önünden kendisine göz kırparak geçen Orhan'da olsa da sonunda Firuze'ye "Evet rahat geldik Firuze abla aklın kalmasın. Yalnız ben Orhan'a baba olacağını pat diye söylemek zorunda kaldım o kadar hazırlık boşa gitti. Ama çok mutlu oldu görmen lazımdı. Açıkçası Orhan'ın bu kadar çok çocuk istediğini tahmin etmemiştim" yazdığı mesajını göndermeyi başarmıştı. Tabii onun gibi Orhan'ın da gözü Hasret'in ne yaptığındaydı.
"Hasret kiminle mesajlaşıyorsun?"
"Görümcemle"
"Kiminle?"
"Ablanla... Firuze abla ne yaptın Orhan'a bebeği söyleyebildin mi diye soruyor. O da merak etti tabii"
"Bir dakika! Ablam hamile olduğunu biliyor muydu?"
"Biliyordu tabii bilmez mi? Doktora birlikte gidip sana birlikte kutu hazırladık"
"Kutu mu?"
Hasret kutuyu vermek için doğru bir an olduğunu düşünüp "Yatak odasındaki şifonyerin ikinci çekmecesindeki kutuyu alıp gelir misin?" dediğinde Orhan'da heyecanlanıp elindekileri hemen bırakarak dediğini yapmaya gitti. O gelene kadar Hasret de Firuze ile olan konuşmasını sonlandırmıştı. Orhan elinde kutuyla geri dönerken "Annem biliyor mu?" diye sorup Hasret'ten de "Yok! Neyhan anneye beraber söyleriz diye düşündüm" yanıtını alınca buna sevinerek "İyi yapmışsın. Annem duyunca çok mutlu olacak" dedi. Firuze'yi bir derece tahmin edebiliyordu ama annesinin torun haberine vereceği ilk tepkiyi kaçırmak istemezdi.
"İstersen görüntülü arayıp hemen söyleyelim sevinsin"
"Bence şimdi söylemeyelim. Döndüğümüzde Neyhan Sultan'a yaraşır bir şekilde anlamasını sağlarız"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...