72. Bölüm : Seni kızdıracak bir şey mi yaptım?

6.7K 588 168
                                    

Orhan gördüğü kabusun etkisiyle sıkıca sarılsa da Hasret içinden gelmediğinden dolayı ona karşılık verememişti. Kırgındı dahası var mı? Bu yüzden de kendisini yavaşça geri çekip Orhan'ın yüzüne bile bakmadan "Su vereyim ben sana" dedikten sonra yataktan kalkarak komodinin üzerinde duran sürahiden bardağa su doldurmaya başladı.


Sesindeki durgunluk ve genel tavrındaki soğukluk Orhan'ın dikkatinden kaçmamıştı. Uyku haliyle sayıkladığı şeylerden habersiz ne olduğunu anlamaya çalışır gibi Hasret'e bakarken de onun kendisine uzattığı bardağı teşekkür ederek alıp birkaç yudum su içti. Ferahlayamamıştı o ayrı...


O sırada Hasret keyifsizce Orhan'ın bir süredir yatak görevi gören koltuğuna bakıyordu. Aslında bakmakla da yetinmemiş Orhan'ı afallatarak "Ben yatağını yapayım senin" dedikten sonra dolaba yönelmişti. Aynı yatakta yatmak istemediğini söylemenin en kibar yolunu seçmişe benziyordu. Orhan gördüğü kabusun üzerine bir de Hasret'ten bu tarz tepkiler görünce uyanıp uyanmadığı konusunda tereddütte kalmıştı. Sanki kabusu devam ediyor gibiydi.


Orhan doğal olarak son derece şaşkındı. Hasret'in kendisine karşı mesafeli davranmasının nedeni hakkında düşüncelere dalmışken de Hasret çarşafı ve yastığı dolaptan alıp geri dönmüştü. Suratı asık bir halde çarşafı sert hareketlerle koltuğun üzerine serişi de gözden kaçacak gibi değildi. Bir şey anlatmak istiyor bunu da kızım sana söylüyorum gelinim sen anla yoluyla yapıyor gibiydi. Yani bu sert hareketler çarşaftan çok Orhan'a gözdağı veriyordu.


Orhan ona karşı nasıl davranması gerektiğini bilememişti. Acaba uyku haliyle mi böyle davranıyordu? Yani uykudan bir anda kalkınca tam olarak açılamamış yarı uykulu olduğu için mi bu tarz tepkiler veriyordu?


Orhan yorganı alıp Hasret'in yanına gittikten sonra elindekini koltuğa bıraktı ve tedirgin bir halde ona bakarak "Seni kızdıracak bir şey mi yaptım?" diye sordu. Uyurken çenene hâkim olamadın daha ne olsun? Hasret yastığı yerine bırakıp kırgınlığı her halinden belli olur şekilde "Hiçbir şey yapmadın" diyerek dolaba yönelmişti. İyi de kaşı gözü hiç de öyle demiyordu. Dediğiyle verdiği tepki uyuşmayınca Orhan yanına gidip "Dursana biraz" diyerek kolunu tutmuş bunu yapmasıyla birlikte de Hasret başını diğer tarafa çevirip beklemeye başlamıştı. Bunu yapması bile sorun olduğuna dair bir işaretti.


"Bir şey olmuş hadi söyle bana"

"Olmadı diyorum!"

"Olmadıysa niçin bana böyle davranıyorsun? Yüzüme bile bakmıyorsun Hasret"

"Bakıyorum işte"


Orhan gözlerini Hasret'in dik bakışlı gözlerinde üzgün bir halde gezdirirken "Birkaç saat önce bana sevgiyle bakan gözlerinde neden şimdi öfke görüyorum o zaman?" deyince Hasret o anları hatırlayıp bakışlarını bir nebze olsun yumuşatmıştı. Keşke o anların güzelliği bu şekilde bozulmamış olsaydı. Hasret bahçede oturup birlikte müzik dinledikleri anı düşünürken aniden toparlanıp "Öfkem falan yok. Uyurken sen bir anda bağırarak uyanınca korktum herhalde ondan böyle oldu" deyiverdi.


"Seni korkutmak istemezdim. Özür dilerim"

"Neyse geçti gitti. Uyuyalım artık"

"Hasret..."

"İyi geceler"


Hasret üzerini değiştirmek üzere eşyalarını alarak banyoya giderken Orhan da onun ardından bakakalıp buruk bir halde gidişini izlemişti. Ters giden bir şeyler olduğu belliydi çünkü uyumadan önce araları gayet iyiydi. Hatta hiç olmadığı kadar iyiydi. Ama şimdi camdan bir duvar vardı sanki önlerinde. Onun kızdığını üzüldüğünü görüyor ama müdahale edemiyordu. Birbirlerine düşünceler anlamında ulaşamadıklarından dolayı da anlayamıyordu neler olduğunu.

Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin