•●●CUMARTESİ GÜNÜ·٠•●●•٠·˙
Orhan gözlerini aralayıp yattığı yerde açılmaya çalışırken Hasret'in yatağının derli toplu olduğunu fark etmişti. Bu kadar erken bir saatte neden kalkmıştı anlayamamıştı doğrusu. Üzerindeki yorganı kenara çekip oturur vaziyete geldikten sonra boynunu esnetip ayağa kalkarak banyoya doğru "Hasret içeride misin?" diye seslendi. Cevap gelmediğine göre aşağıya inmiş olmalıydı.
Ne olur ne olmaz belki Hasret geri döner diye Orhan kıyafetlerini alıp banyoya girmiş kısa bir süre içinde de hazırlanıp odaya geri dönmüştü. İçinde de tuhaf bir boşluk hissi vardı. Uyanır uyanmaz Hasret'i görmeye alıştığı için böyle bomboş bir odada uyanmak pek hoşuna gitmemişti sanki.
Aynanın önüne geçip üstünü başını düzelttikten sonra orada daha fazla kalmayıp odadan çıktı. Hafta sonu olduğu için ev her zamankinden daha sessizdi. Kardeşleri büyük ihtimalle uyuyor annesi ve babası da onların kalkacağı saate kadar salonda oturmuş sohbet ediyorlardı. Hasret'te odada olmadığına göre onlara katılmış olabilirdi. Orhan merdivenleri seri adımlarla inip salona girdiğinde beklediğinin aksine babasını tek başına oturmuş müzik eşliğinde gazete okurken bulmuştu.
"Günaydın baba"
"Günaydın oğlum gel otur"
"Otururum da..."
Orhan sözünü tamamlamayınca haliyle Talat Bey de bunun nedenini anlamak için gözlüğünün üzerinden oğluna bakmıştı. Orhan konuşmadan kopmuş bir halde yana yakıla birini arıyormuş gibi koridora bakıp duruyordu. Gerçi kimi aradığı da belliydi.
Talat Bey oğlunun bu halini gülümseyerek izleyip biraz da ona takılarak "Hasret'i mi arıyorsun sen? Öyleyse korkma oğlum karın kaybolmaz evin içinde" deyince Orhan da aniden babasına doğru döndü ve ilk anda ne diyeceğini şaşırsa da hızlıca toparlanıp ensesini ovalayarak "Yok! Şeye baktım ben... Bir ayak sesi geldi sanki ona baktım" dedi. Hee! Kesin gelmiştir o ayak sesi doğru!
Talat Bey gülümsemeyi sürdürerek gazetesini okumaya geri dönerken bir yandan da "Hadi sen git bak bakalım kimin ayak sesiymiş bir de kendi gözlerinle gör" dedikten sonra yeniden gözlüğünün üstünden oğluna baktı ve kaş göz işareti yaparak "Ama şöyle mutfak tarafına doğru bak çünkü duymayı umduğun ses oradan gelmiş olabilir" dedi. Duymayı umduğun ses derken?
Talat Bey'in ses tonundaki imalı hâl Orhan'a kendisini biraz tuhaf hissettirmişti. Sanırsın ailesinden gizlemesi gereken bir kıza platonik aşıkta onlara çaktırmamaya çalışıyor. Karın o senin karın! Halbuki evet Hasret'i arıyorum nerede dese hiç böyle olmayacak babası mutfakta dediği anda konu kapanacaktı. Şimdi hiç yoktan babasına karşı gülünç duruma düşürmüştü kendisini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...