"Geldim geldim!"
Çalan zilin sesiyle antreye geçen Neyhan Hanım kapıyı açar açmaz karşısında Hasret'i bulunca önce "Hoş geldin kızım" demiş sonra da onun tek başına olduğunu fark eder etmez de sağından solundan etrafına bakıp merakla "Aaa! Orhan nerede kızım o niye gelmedi?" diye sormadan edememişti.
Hasret içeriye girip çantasını ve hırkasını çıkarırken "Geldi ama tam kapıdayken Firuze abla arayıp işle ilgili ona acil ihtiyaçları olduğunu söyleyince beni bırakıp hemen gitti" deyince Neyhan Hanım da Hasret'in yere bıraktığı torbaya şöyle bir bakıp "İyi gitsin bakalım. Bunlar ne ki?" diye sordu. Hasret'in yüzünde kocaman bir gülümseme belirmişti.
"Açık lise sınavları için kaydımı yaptırdık. İşlemler biter bitmez kitaplarımı da hemen verdiler"
Neyhan Hanım Hasret'in yaşadığı sevince ortak olup ona sıkı sıkı sarılarak "Aferin benim güzel kızıma! Hadi bakalım hayırlısı olsun" dedikten sonra geri çekilip elini yanağına koyarak "Hiç merak etme zaman dediğin su gibi akar gider. Bir bakmışsın elinde kitap yerine diploman duruyor" dedi. Hasret aldığı destek sebebiyle çok mutlu olmuştu. Baba evinde olsaydı kızın hevesi kesin Salih tarafından kursağında bırakılırdı tabii.
"Kayıt oldum ama inşallah başarabilirim. Ders çalışmayalı o kadar uzun zaman oldu ki..."
"Başarırsın canım ne diye başaramayacakmışsın? Hem baktın ilk başta zorlanıyorsun Fikret'e Can'a Firuze'ye hatta Mert'e artık hangisi müsaitse ona söylersin çalıştırırlar seni. Küçükken dönüşümlü olarak Mert'in derslerine de yardım ederlerdi. Çok sakin anlatırlar sabırlıdırlar da hemen kavrarsın"
"Onları hiç yormayayım ben gerekirse Orhan'a sorarım"
"Yok anam yok! Her konuda yanaş ders konusunda Orhan'a yanaşma çünkü o tane tane uzun uzun sabırla anlattıktan sonra hâlâ anlamayıp yanlış bir şey yaparsan sinirlenmeye başlar. Bakma böyle sakin durduğuna bir de kızmıyorum ki ben nereden çıkardınız diye iddia eder ama ses tonu hiç de öyle demez. Sen ana sözü dinle hiç ona ilişme"
"Yardım ederim diyordu ama..."
"Ben söyleyeyim de yine de sen bilirsin. Ama baktın böyle bir durumda ne dersen de sessiz kalıp çenesini sertçe ovuşturuyor o an bırak kalemi kağıdı bir bahane uydurup uzaklaş yanından"
"İyi tamam öyle yaparım o zaman. Şey... Neyhan anne ben bir üzerimi değiştirip öyle geleyim mi? Yapılacak bir iş varsa iner inmez yaparım hemen"
"Gerek yok kızım zaten temizlik şirketinden iki kişi geldi onlar da temizliği bitirmek üzereler. Yemek falan da her şey hazır. Sen şimdi ilk heyecanla bir göz gezdir kitaplarına sonra sofrayı kurarken yardım edersin anacığına"
"Ederim tabii"
"Hadi sen odana ben de çamaşırhanemize! Makina saatlerdir durmak bilmedi. Yanlışlıkla iki saat kırk dakikalık programa basmışım o döndükçe benim içime oturdu o döndükçe benim içime oturdu!"
"Üzülme biter şimdi"
"Beni bitirmeden kendi bitsin artık! Hadi kızım hadi yolcu yolunda gerek"
Neyhan Hanım çamaşır odasına doğru giderken onun hemen ardından Hasret'te eşyalarını alıp merdivenlere yönelerek yukarıya çıkmıştı. Aklından da Neyhan Hanım'ın az önce söylediği şeyler geçiyordu. Yok canım Orhan kıyamazdı kendisine gerekirse kızmadan da tatlı tatlı anlatırdı. Anlatırdı değil mi? Yani öyle sessizleşip kızdığı için çenesini falan ovalamazdı. Of! Hasret bu konuda biraz tedirgin olmuştu sanki. Çok gerekmedikçe Neyhan Hanım'ın da dediği gibi Orhan'a ders konusunda yanaşmasa iyi olacaktı galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...