"Haa! Bir de diğer ortanca var tabii! Nerede o? Hazır almışım hızımı ona da iki çift laf etmezsem orta yerimden çatlayacağım! En büyük golü de o attı bana be! Ben formaliteden yaptığı evliliği gerçek olsun diye başından beri kırk takla atayım o hâlâ burnunun ucundaki güzelim kızı görmeyip uykusunda başkasını sayıklasın!"
Neyhan Hanım'ın sözleri herkesin üzerinde ayrı ayrı nedenlerden ötürü soğuk duş etkisi yaratmıştı. Ancak bu sözlerden en ağır şekilde nasibini alan elbette ki Hasret ile Orhan olmuştu. Diğerlerinin annelerini kızdırma sebebi biraz daha mazur görülebilir cinstendi ama onlarınki başından beri herkesi ayakta uyutmaya yönelik olduğu için ister istemez boyunlarını daha bir eğik hale getiriyordu.
Hasret ile Orhan ailelerine evlilikleriyle alakalı böylesine affedilmez bir yalan söylemiş olmalarının verdiği ezikliği yaşarken kardeşleri de bambaşka düşünceler içerisindeydi. Fikret ve Firuze evlilikleriyle ilgili gerçeği zaten biliyordu ama Can bu durumdan yeni haberdar olduğu için epey şaşırmıştı. Bu şaşkınlık neticesinde de kaşları çatık bir halde "Ne formalitesi?" derken kapının önünde duran Orhanları fark edip "Ne demek oluyor bu Orhan?" diye sorarak kardeşinin vereceği cevabı beklemeye başladı.
O an herkesin bakışları Orhan ile Hasret'in üzerinde toplanmıştı. Bu öyle huzursuz edici bir andı ki sanki bir salon dolusu insanın ortasında dururken aniden üzerlerine sahne ışığı yansımış gibiydi. Ne yazık ki ikisi de ne yapacaklarını bilmeden kendilerine dönmüş gözlere yerin dibine girmiş gibi hissederek bakmak zorunda kalmıştı. Ama bir şekilde bu konuya bir açıklık getirmek zorundalardı.
Kendisini son derece mahcup olmuş hisseden Orhan güç almak adına elini sıkı sıkıya tuttuğu Hasret'e bakıp tam açıklama yapmaya başlayacaktı ki konuşulanları en başından beri afallamış bir halde dinleyen Mert ondan önce lafa atlayıp "Bir dakika ya! Ne formalitesinden bahsediyorsunuz siz? Ee! Evlilik formalitedense o zaman yengem de formaliteden mi hamile şimdi?" dedikten sonra herkesi dumur etmesi yetmiyormuş gibi sözünü de "Gerçi daha tam olarak emin değiller doktor randevusundan sonra kesinleşecekmiş. Ağabeyim bugün kendisini kutlayan arkadaşıma öyle dedi de ben de onlar konuşurken duydum" diyerek tamamladı.
Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın Mert!
O pabuç kadar dilini gerip gerip mancınığa takmış gibi Fizan'a kadar fırlatsınlar seni emi!
Neyhan Hanım duyduklarını zihninde tekrarlarken bir yandan geçenlerde Hasret'in gözünün karardığını düşünüyor bir yandan da Orhan'ın eve bir kese kağıdı dolusu yeşil erikle gelip onu kimseye elletmeden kaçırır gibi direkt Hasret'in yanına çıkardığını düşünüyordu. Başının dönmesini hamile oluşuna eriklerin kaçırılmasını da haliyle kızın canının çekmesine yormuştu. Tüm bunlar da ona Mert'in dedikleri olur mu olur dedirten şeylerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...