Orhan raftan aldığı kitabı incelerken sessizleşmiş bu halleri de Fikret'in kendisine tuhaf tuhaf bakmasına neden olmuştu. O da haklıydı tabii. Kardeşi tam konuşmanın ortasında dünya ile bağlantısını koparmış gibi dalıp gitmişti.
Orhan ise kardeşinin bakışlarından habersiz tam kitabı aldığı yere geri bırakıyordu ki son anda vazgeçerek "Bir yere kaybolma hemen geliyorum" dedikten sonra içeriye geçti. Fikret başını uzatmış dükkandan içeriye bakıyordu. Birkaç dakika sonra Orhan kitabı satın almış bir halde çıkıp Fikret'e de bunu neden yaptığı hakkında herhangi bir şey demeden sadece "Hadi yürüyelim biraz" dedi. Yürüsünler bakalım.
"Ziyaretin nasıl geçti?"
"Her zamankinden daha zor"
"Bunu duymaktan hoşlanmadığını biliyorum ama artık olanları kabullenmen gerek Orhan"
"Yapamıyorum Fikret... Olmuyor"
"Emin ol ki Zeynep'e sorabilmiş olsaydık o da hayatına devam edebilmenin bir yolunu bulmanı isterdi"
"Zeynep hayatıma devam edebilmem için yanıma geri dönmesi gerektiğini de bilirdi"
Fikret kardeşinin üzüldüğünü gördüğü için konuyu değiştirerek "Peki şu kitap neyin nesiydi?" diye sorunca Orhan neden bahsettiğini anlayamamış gibi boş boş bakıp "Hangi kitap?" diye sordu. Hoppala! Orhan uçmuş da haberi yok belli ki. Hangi kitap olacak yahu elinde tuttuğu torbanın içindeki kitap tabii.
Fikret'in imalı bakışlarını takip ederek eline baktıktan sonra önce şaşırmış gibi "Aa!" dedi sonra da torbayı hafifçe kaldırarak "Bu mu?" diye sordu sanki ortada başka bir kitap varmış gibi. Fikret kardeşini tanımasa şu an zaman kazanmaya çalıştığını zannederdi. Bugün Orhan'da bir gariplik vardı ya hadi Zeynep'in ölüm yıl dönümüne yoralım bakalım. Fikret sorduğu soruyu cevaplamak için ses etmeden sadece başını sallamış bunu yapması da Orhan'a Hasret'i hatırlatmıştı. O da cevap vermiyor sadece başını sallayıp duruyordu.
"Hiç... Öylesine bir kitap işte"
Pek öylesine gibi değildi aslında. İki kardeş hem ara sıra kitaplara bakıp hem de yürürken Orhan "Bugün çiçekçiye gittiğimde dükkanda bir kız gördüm" dedi. Fikret tek gözünü kısıp kuşkucu bir bakışla "Gördüm derken..." deyince de söylediğine bir açıklık getirerek "Alkolik babası resmen kıza eziyet ediyordu. Onu bir odaya kapatmış. Kapkaranlık rutubet kokulu bir oda. Belli ki insan içine de çıkarmıyor. Kızı adeta hapsetmiş köle gibi çalıştırıp duruyor. Kesik eliyle çiçek fidelerinin bulunduğu kasaları tek tek içeriye taşıdı ama içlerinden bir tanesini düşürdüğü için adam gözlerimin önünde kıza hakaretler yağdırıp kolundan tuttuğu gibi de sürükleye sürükleye dükkandan içeriye soktu. Yetişemedim!" dedi. Tüm bunları anlatırken durumu o kadar içselleştirmiş gibiydi ki Fikret kardeşi için ister istemez endişe etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
Любовные романыOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...