"Hasret geldiler kızım"
Ayla Hanım'ın sesi Hasret'in elini ayağını birbirine karıştırmıştı. Yüzünde tedirginlik kalbinde de heyecan sebebiyle oluşan tatlı bir çarpıntı eşliğinde üstünü başını son kez düzelttikten sonra derin bir nefes alıp odasından çıktı.
Kız heyecanlanmakta haklıydı çünkü Orhan'ın ailesini ilk defa evlerinde ağırlıyorlardı. Annesi ile birlikte onlara gittiğinde adeta el üstünde tutulmuşlardı ve şimdi Hasret de aynı hissi onlara yaşatmak istiyordu. Tabii en büyük korkusu da kahveye giden babasının vaktinden önce eve gelip bir rezalet çıkarmasıydı. Aslında bu yönden korkmasına gerek yoktu çünkü Salih'in eve dönmekten ziyade daha başka planları vardı. O nerede ve nasıl eğleneceğini çoktan kararlaştırmıştı yani.
Hasret annesine yetişirken Ayla Hanım'da kapıyı açıp "Hoş geldiniz buyurun" dedikten sonra kendisine güler bir yüzle "Hoş bulduk Ayla Hanımcığım! Biraz geciktik galiba kusura bakmayın. Ee! Küçük çocuk olunca anca tabii" diyen Neyhan Hanım'ın ayakkabısını çıkarma girişimini durdurup "Lütfen öyle geçin hiç gerek yok" dedi. İtiraz da gecikmemişti tabii.
Canan ve Talha aynı anda adım atarken ufaklık annesi Firuze'nin omzundan tutup onu çaktırmadan durdurmasıyla Canan'da hem annesinin kaş göz işareti hem de Neyhan Hanım'ın "Olur mu canım her evin kendisine has kuralları vardır. Hem eskiden evlere ayakkabıyla mı giriyorduk Allah aşkına yeni yeni icatlar işte!" demesiyle geri adım atmıştı.
Belli ki Orhan annesine önceden bu konularla ilgili ufak tefek tüyolar vermişti. Aslında Neyhan Hanım haklıydı. Her evin bir kuralı vardı ve bu kurala da madem koca bir aile olmaya karar verdiler karşılıklı olarak uyum sağlayacaklardı. Neyse ki Salih'i saymazsak iki tarafta anlaşmaya gönüllü insanlardı.
Hep beraber içeriye girdiklerinde Hasret Neyhan Hanım'ın "Ay ay! Kızımız da zaten güzeldi kına kıyafetiyle iyice güzelliğine güzellik katılmış maşallah! Ayol gelinden yana ne şanslı kadınım ikisi de birbirinden güzel millet çatlayacak orta yerinden" demesiyle el öpüp hemen ardından da Firuze ve oğluyla merhabalaşmış Canan'da elindeki kırmızı tülle süslenmiş kuru yemiş ve kına tepsisini kendisine yardımcı olmak isteyen Ayla Hanım'a uzatmıştı. Buraya kadar her şey yolundaydı ama birazdan küçük bir sıkıntı yaşanacaktı.
Herkes güler bir yüzle içeriye girip koltuklara geçerken Hasret'in gözü arkada kalan Canan'a takılmıştı. Ona doğru dönüp gelmesinden dolayı hoşnut olmuş bir halde gülümseyerek "Hoş geldin" derken Canan da onu baştan aşağıya inceleyip "Hoş bulduk. Bu arada kıyafetin çok yakışmış" dedikten sonra Hasret'in elini sıktı ve hemen ardından da "Keşke seçerken yanında olabilseydim de o anki heyecanını bire bir paylaşabilseydim" dedi. İyi bir şey mi söylüyordu yoksa laf çarpacakta önden onu örtmek için olumlu bir şey mi söylüyordu belli değildi ama Neyhan Hanım büyük gelininin bu konuya içerlediğini anlamıştı.
Hasret ne düşüneceğini şaşırıp teşekkür etmek ile yetinirken Neyhan Hanım'ın "Bu seferlik aceleye geldi. Artık senin düğün alışverişinde hep beraber çıkar öyle alırız her şeyi" demesi nahoş bir durum olmasına neden oldu. Aslında söylediği şey de bir tuhaflık yoktu ama Canan'ın iyi niyetli olmaya çalışarak verdiği yanıt sıkıntılıydı çünkü bu defa gerçekten boş bulunup ciddi bir pot kırmıştı yoksa Can'ın ricası üzerine geçen sefer ki soğuk tavrını sürdürmeye niyetli değildi. Sonuçta aynı aileye gelin oluyorlardı değil mi? Gerginlik yaratmaya gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...