"Talat Bey dünürüm fevkaladenin de fevkinde bir evlat yetiştirmişiniz. Damadım diye söylemiyom ama ilk görüşte anlamıştım ne kadar yiğit bir delikanlı olduğunu"
Salih'in geldiği yetmiyormuş gibi bir de masaya oturduğu andan itibaren hem içip hem de kendisini övüyor olması Orhan'ı fena halde germişti. Sonuçta aralarında yaşanan sürtüşmeler belliydi. Şimdi de sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi karakolluk ettiği adamı yere göğe sığdıramıyordu. Gerçekten tahammül edilmesi zor biriydi.
Orhan bir an önce kalkmak için kardeşlerinin geri dönmesini beklerken bir süre sonra Fikret bir o yana bir bu yana sallanan Mert'i yakasından tuttuğu gibi geri getirmişti. Eğlenmeye mi gelmişlerdi yoksa kardeşinin arkasını toplamaya mı gelmişlerdi belli değildi.
Gelir gelmez de Salih'i görüp Orhan'a onu kastederek "Bu ne arıyor burada?" bakışı atmıştı ama cevap alamadan yanında cereyan eden olaydan dolayı dikkatini küçük kardeşine yöneltmişti. Mert o kafayla Salih'i görüp "Oooo! Dayı gelmiş hoş gelmiş ne yapıyon be yaa!" diyerek adama sarılınca Fikret yanlış görüyorum herhalde diye düşünüp gözlerini kapatarak başını iki yana salladı.
Salih sıkıca sarıldığı Mert'ten ayrılırken bir yandan da yanındaki sandalyeye oturmasını işaret edip "İyiyim yeğenim bir görünüyon bir kayboluyon asıl sen napıyon? Hadi bak ağabeyin evleniyor darısı senin başına elini çabuk tut" deyince Mert de sanki beddua almış gibi heyecanla "Tövbe de dayı ya ağzından yeller alsın inşallah!" dedikten sonra çalan esere kulak kabartıp aniden ayağa kalkarak fasıl ekibine eşlik etmeye başladı. Şarkı duygularına tercüman olmuştu herhalde.
"Bir ihhhtimaaal dahaaa vaaar
O da öölmek mi deeersin
Söööyle caanım
Ne deeersiiiin"
Mert notalara çatır çatır basarak şarkıya öyle bir giriş yapmıştı ki aldığı alkışla gaza gelip bir anda masadan ayrılarak fasıl heyetinin arasına kaynamıştı. Ee! O konservatuara da boşuna gitmiyordu değil mi? Talat Bey ardından bakıp "Tembel teneke falan ama öğrenmiş kerata" diyerek gururla oğlunu izlerken Orhan da eline telefonunu almış ne durumda olduklarını öğrenmek için Hasret'e mesaj atıyordu. İşleri bitmek üzereyse Salih'i alıp eve getirecekti çünkü.
Ancak bir sıkıntı da burada vardı çünkü Hasret'in telefonu en son Salih'in elindeydi ve geri de gelmemişti. Sorduklarında ise bir yerde sızdığını ve o sırada da büyük ihtimalle ya düşürdüğünü ya da çaldırdığını söylemişti. Yalandı tabii. Resmen gidip telefonu satmış nikah üstü de parasını cebine koymuştu. Bu sebepten de Orhan ne kadar mesaj yollasa da arasa da Hasret'ten bir türlü cevap alamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...