Akşam olduğunda Orhan işten çıktığını ve trafiğe yakalanmazsa kısa bir süre içinde orada olacağını söylemiş bu vesileyle de Hasret'in gözleri kapının önünden ayrılamaz olmuştu.
Pencerenin önüne oturup Orhan'ın gelişini beklerken bir yandan da babası gelmeden çıkıp gitseler de bir sorun yaşanmasa diye içten içe dua ediyordu. Karşılaşırlarsa babası kesin yine bu takı takma mevzusu ile alakalı densizce bir laf eder hem Hasret'i küçük düşürür hem de akşam akşam Orhan'ın asabını bozardı. Yapmayacak bir adam değildi sonuçta. Ayyaş adamın ağzından tek bir hayırlı laf bile çıkmıyordu ki.
Hasret dalgın bir halde yola bakarken annesinin seslenişiyle kendisine gelmişti. O sırada elindeki meyve tabağıyla kızının yanına oturan Ayla Hanım da "Konu komşudan bir fırsat bulup konuşamadık. İyisin mutlusun değil mi kızım? Kimseyle bir kavgan gürültün yok inşallah" diyerek Hasret'e soyduğu elmadan bir dilim uzattı. Hasret annesine bakıp kalmıştı. Ne kavga ne de gürültü vardı. Aksine her şey o kadar güzeldi ki o evde yaşamak masallarda yaşamak gibi geliyordu Hasret'e.
"Her şey yolunda merak etme. Herkes o kadar iyi o kadar sevgi dolu ki hiçbir sorun yaşanmıyor. Bana sanki yıllardır ailelerinden biriymişim gibi davranıyorlar"
"Bunu ben de görüyorum ama bir de senden duyayım istedim. Bazen dışarıdan görünenle içeride yaşanan başka olabiliyor çünkü"
"İnan anlattığımdan farklı değiller. Bir de çok mutlular biliyor musun? Her durumda kendilerini eğlendirecek bir şey buluyorlar. Özellikle kardeşler bu konuda hiç sınır tanımıyor. Tabii Neyhan annede öyle... Hiç öyle anlatıldığı ya da dizilerde gösterildiği gibi zengin somurtkan üstten üstten bakan bir anne değil. En az senin kadar sevgi gösteriyor bana..."
"Sağ olsun. Ben annelik edip güzel günler gösteremedim sana bari yüzün kayınvalidenden yana gülsün ne diyeyim"
"Sen gün yüzü gördün mü de bana göstermedin sanki. Şu nefesi alabiliyorsam senin sayendedir. Sen araya girmesen babam yaşatır mıydı beni bu zamana kadar?"
"Unutalım o günleri hepsi geçti gitti çok şükür. Görümcenle eltinle nasılsınız? Canan ile yaşıt sayılırsınız ileride arkadaş gibi olursunuz belki"
"Canan ile fazla bir araya gelemedik ama bir şekilde anlaşırız diye düşünüyorum. Hem anlaşamayacak ne var ki? Ama Firuze abla çok iyi biri beni de kız kardeşi gibi görüyor. Kendisi için alışveriş yaparken beni de düşünmüş bir sürü şey almış"
"Biliyorum"
"Biliyor musun?"
"Mobilyalarınız geldiğinde Orhan'ın eşyalarını Neyhan Hanım seninkileri de ben yerleştirdim. Neyhan Hanım hem düzenini bildiğimden hem de özel eşyalarını benim koymamın daha uygun olacağından dolayı böyle münasip görmüş. Kahveler içip sohbet ede ede yerleştirdik her şeyinizi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomansaOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...