46.Bölüm : Gitme! Bırakma beni ne olur...

8.1K 537 121
                                    

Elektrik kesintisinin sebep olduğu karanlık ortam hesapta olmayan bir şekilde Orhan ile Hasret'in yakınlaşmasına neden olmuştu. Herhalde ikisi de böyle bir şey yaşanmasını beklemiyordu. Nefeslerinin birbirine karışacağı ölçüde yakın dururken dikkatlerini başka yöne veremiyor tek odaklandıkları şey de ister istemez birbirleri oluyordu.


Bu zifiri karanlığın ikisi için de sarsıcı olduğu bir gerçekti çünkü birbirlerini görmeyip sadece hissedebildikleri için karşı taraf adına kalplerinden geçenler yüzlerine adeta bir tokat gibi iner olmuştu. Aslında bu tokat daha çok Orhan'ın yüzünde patlamış gibiydi. Hasret zaten Orhan'a karşı gelişmeye başlayan duygularını kabullenmeye yakındı ama Orhan kendi içinde bile değil bunun mevzu bahis edilmesini imasının bile yapılmasına izin vermiyordu.


Ama şimdi kapana kısılmış gibiydi sanki. Yok sayılmak istenen duygularıyla birlikte karanlık bir odaya hapsedildiği yetmiyormuş gibi yıllardır bir kadın için atmasına izin vermediği kalbinin küçük vuruşları da gelmeye başlamıştı kulağına... Yani şu an karşısında sadece Hasret yoktu. Yeni yeni yeşeriyor olsa da yüzleşmesi gereken hisleri de vardı.

Birbirlerine fark edemedikleri kadar belli belirsiz bir hızla yaklaşırken Hasret'in oradaki varlığının içine işlemeye başladığını hisseden Orhan birbirlerini öpmelerine saniyeler kala kendisine gelmiş ve nefesi Hasret'in dudağına çarpa çarpa "Sen ...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birbirlerine fark edemedikleri kadar belli belirsiz bir hızla yaklaşırken Hasret'in oradaki varlığının içine işlemeye başladığını hisseden Orhan birbirlerini öpmelerine saniyeler kala kendisine gelmiş ve nefesi Hasret'in dudağına çarpa çarpa "Sen burada bekle ben de gidip aşağıdan mum ya da fener gibi odayı aydınlatacak bir şey bulayım" diyerek bu anı bozmuştu. Bu bile Hasret'i darmadağın etmişken bir de öpseydi ne olurdu acaba?


Orhan ortam göz gözü görmüyor diye sadece kendisinin bu durumda olduğunu sanıyordu ama Hasret'te onun düşündüğü gibi karşısında öyle ilgisizce durmuş elektriğin geri gelmesini beklemiyordu. Keşke o an kontrolcü olmayı bir kenara bırakabilseydi çünkü Hasret'i öpseydi bu ikisini birbirlerine bağlayacak olan öpücüğün kesinlikle bir karşılığı olacaktı. Bir daha bu kadar şanslı olur muydu bilinmez ama hayatta bazı anları kaçırmamak gerektiği de bilinen bir şeydi.


Orhan mum bulmak için aşağıya ineceğini söyleyip önünden çekilirken Hasret'te onu hemen kolundan yakalayıp "Gitme!" dedikten sonra daha yumuşak bir tonlamaya geçerek "Bırakma beni ne olur! Yalnız kalmak istemiyorum bu karanlığın içinde" dedi. Bu tonlamadaki bir isteğe nasıl karşı gelinebilirdi ki zaten?


Orhan geri adım atıp Hasret ile yeniden karşı karşıya geldiğinde tam güven veren bir ses tonuyla "Tamam bırakmam" diyordu ki odanın kapısı tıklatıldı. Tam da sırasıydı! İkisi de o anla beraber sesin geldiği yöne doğru bakmıştı. Orhan kapıyı açmaya beraber gidebilmeleri için Hasret'in elini tutarken Hasret'te diğer eliyle Orhan'ın kolunu da tutarak onunla birlikte kapıya doğru yürümeye başladı.

Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin