"Önce nereye gitmek istersiniz küçük bey?"
Talha bir eliyle Orhan'ın diğer eliyle de Hasret'in elini tutarak evden hoplaya zıplaya çıkarken dayısının bu sorusu karşısında biraz düşünmüş ve hemen ardından da heyecanlı bir tavırla "Sinemaya gidelim mi? Patlamış mısır da yeriz çünkü ben patlamış mısırı çok severim" demişti.
Orhan anlık bir şekilde ne yapalım der gibi Hasret'e bakıp ondan da olumlu yönde bir tavır görünce ufaklığı kırmayıp "İyi gidelim bakalım" dedikten sonra ikisine ithafen "Arabayı alalım mı yoksa yürümek mi istersiniz?" diye sordu. Talha zıplayarak "Yürüyelim!" derken Hasret'te şirin bir bakışla onu tekrarlayıp "Bence de yürüyelim çünkü hava çok güzel" dedi. Emir demiri keserdi öyle değil mi?
"Dayı bir şey soracağım"
"Sor bakalım"
"Siz Hasret yengemle evlendiniz ya..."
Eyvah! Kesin bunun arkasından garip bir soru gelecek. Hasret tedirgin bir halde aralarındaki konuşmayı dinlerken Orhan da ne duyacağını bilememenin verdiği huzursuzluğu sonuna kadar yaşayarak "Evet ne olmuş?" diye sordu.
Belli ki Talha'nın kafası bir konuda karışmıştı. Bu karışıklığı yok etmek için de düşünceli bir halde birkaç saniye durup sonra da dayısına bakarak "Şimdi sizin çocuğunuz olduğunda ben onun neyi olmuş olacağım?" diye sordu ve hemen ardından da oflayarak "Bunu Mert dayıma da sordum ama sen bizim olduğu gibi onun da başının belası olacaksın diyerek benimle dalga geçti. Çok uğraşıyor benimle dayı bozuluyorum valla! Bir daha yaparsa sandalyesine sakız yapıştıracağım görecek gününü!" dedi.
Ufaklığın gayet sıradan bir tavırla sorduğu bu çocuk içerikli soru Hasret'i kıpkırmızı yaparken Orhan'ı da ne diyeceğini bilemez bir hale getirmişti. Eve döndüklerinden beri nereden çıkmıştı bu çocuk muhabbeti anlamamışlardı doğrusu. Önce annesi ortaya torun lafları atmaya başlamıştı şimdi de Talha kim kimin neyi olacak araştırmasına girmişti. Hayırlar olsun inşallah.
Ee! Bu soruya artık yavaştan yavaştan alışacaklardı çünkü bir çifte önce ne zaman evleniyorsunuz denir evlenince de çocuk ne zaman baskılarına başlanırdı. Onlar da bu soruyla epey bir muhatap kalacağa benziyorlardı.
"Mert dayın sevdikleriyle uğraşır o yüzden sana takılıyor olmalı"
"Ee! Neyi olacağım peki?"
"Neyin?"
"Sizin çocuğunuzun diyorum dayı! Neyi olacağım ben onun? Annem halası olacakmış ben de küçük halası mı olacağım?"
Orhan dudaklarını kemiren Hasret'e yan gözle bakıp sesi kaçmış gibi de "Kuzen... Birbirinizin kuzeni olacaksınız" dedikten sonra apar topar konuyu değiştirerek "Sen onu bunu bırak da hangi filme gitmek istiyorsun onu söyle bakalım" dedi. Konu değişiminde başarılı olmuştu çünkü Talha en nihayetinde bir çocuktu ve dikkati değişip hemen merak ettiği filmleri anlatarak ona mı gitsek buna mı gitsek diye fikir almaya başlamıştı.
•●●·٠•●●•٠·˙
Talha kucağında kocaman bir patlamış mısır kutusu ile Orhan ve Hasret'in ortasına oturmuş büyük bir keyifle seçtikleri animasyon filmini izliyordu. Öyle böyle ama çocuk bu birlikte geçirilen zaman sebebiyle çok mutlu olmuştu. Malum bir süredir anne ve babasının arasında yaşanan sorunlardan ötürü bu tarz aktiviteler yapamıyorlardı ama şimdi onlarla olduğu kadar olmasa da yine de kendisini çok iyi hissetmişti. Orhan ile Hasret'te onun mutlu olduğunun farkındaydı ve bu da önce Talha'nın gülen yüzüne bakıp sonra da birbirlerine bakarak tebessüm etmelerine neden oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...