"Biraz aramız bozuk farkındayım ama aslında sen şirin bir kaza benziyorsun. Halden de anlarsın herhalde... Anlamıyorsan da bu sefer anla ne olur! Bak bu gül benim için çok önemli. Beni gagalasan da kovalasan da onu oradan almam lazım. Ne olur bunu yapmama engel olma. İzin ver geçeyim şuradan"
Hasret korkudan ağladı ağlayacak hale gelirken bir yandan da tir tir titreyen elini masaya doğru uzatıp gülü nihayet almayı başarmıştı. Kaz da ona bir garip bakıyordu ama yine de gülü elinde hissettiği an gerçekten çok mutlu olmuştu çünkü kaçması gerekse bile her hâlükarda onu almıştı. Artık ne olacaksa olabilirdi yani.
Gözlerini kendisine doğru bakıp minik adımlar atarak yaklaşmaya başlayan kazın üzerinden çekmeden geri geri gidip sonra da alacağını almış olmanın verdiği huzurla hızla oradan uzaklaştı. Tabii o anlarda Orhan'ın kendisini pencereden izlediğinden bihaberdi. Onu fark etmiş olsa herhalde yerin yedi kat dibine girerdi. Neyse ki görmesi gereken görmüş onu fark etmemesi gereken de fark etmemişti.
Hasret büyük bir rahatlamayla otelin kapısından girdikten sonra elindeki gülü koklayarak gülümsemeye başladı. Bu gülümseyiş de fazla uzun sürmemişti çünkü o anda aklına yukarıya çıktığında Orhan'a ne diyeceği gelmişti. Şimdi Orhan sırf bu gül için aşağıya indiğini öğrenirse farklı şeyler düşünebilirdi değil mi? Yani Hasret'in aşağıya inişi hakkında dikkat çekmeyen bir bahane bulması gerekiyordu.
Birkaç adım atıp boş gözlerle etrafa bakarken Furkan'ın annesi merakla yanına gelip "Ne güzel bir gül" dedikten sonra Hasret'in teşekkür etmesiyle de bir isteği olup olmadığını sordu. Aslında olmadığını söyleyecekti ama bunu yapamamıştı çünkü aklına üşüttüğü için Orhan'ın sırtına limon sürmeleri gerektiği gelmişti. Aşağıya iniş nedeni kesinlikle bu olabilirdi. Hasret kendisine gereken şeyleri nereden temin edebileceğini sorduğunda Sevinç Hanım da beklemesini çünkü içeriden istediği her şeyi getirebileceğini söyledi. Bu harika olmuştu işte!
•●●·٠•●●•٠·˙
"Orhan..."
Hasret yukarıya çıkıp odaya girdiğinde Orhan'ı görememişti. Bir an kendisini aramaya gitmiş olabileceğini de düşünmemiş değildi. Seslenmesine rağmen banyodan da ses çıkmayınca elindekileri yatağın üzerine bırakıp pencereye yaklaştı. Gözleri etrafı kolaçan ederken de pencerenin camına yansıyan Orhan'ı fark edip "Seni odada göremeyince aşağıya indin sandım" diyerek ona doğru döndü.
Ardına döndüğünde sözüne bir karşılık alamamıştı ama aralarında her zamankinden farklı bir bakışma yaşandığı ortadaydı. Hasret kendisine neden öyle baktığını bilemezken onun aksine Orhan da az önce gördüklerinin şaşkınlığını hâlâ yaşıyor gibi görünüyordu. Aslında şaşırmıştı ama bir yandan da içten içe Hasret'in kendisine bu kadar değer veriyor olmasından dolayı etkilenmişti de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomantizmOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...