"Hakkınızda genç bir kızı alıkoymaktan dolayı şikayet var. Bizimle gelmeniz gerekiyor"
Neyhan Hanım endişe ile oğlunun kolunu tutup "Ne oluyor Orhan ne alıkoyması?" derken Fikret'te ileride kendisi ile alakalı bir durum olduğunu anlayarak arabadan çıkıp yanlarına doğru yaklaşmakta olan Hasret'i görmüştü. Hadi bakalım buyurun cenaze namazına!
Fikret'in sessizce "Kendin geliyorsun bari kızı peşinden sürüklemeseydin!" demesi eşliğinde Orhan'da Hasret'i fark edip içten içe arabadan neden çıktığını sorgulasa da aniden bakışlarını polis memuruna döndürerek "Ben kimseyi alıkoymadım. Müstakbel eşimle nikah günümüzü aldık şimdi de aileme bu güzel haberi vermeye geldik. İsterseniz kendisine de sorabilirsiniz o da arabada annesini arıyordu" dedi ve yanlarına gelen Hasret'e elini uzatıp "Aa! Gel Hasret küçük bir yanlış anlaşılma olmuş ben de onu açıklıyordum" dedikten sonra tedirgince elini tutan Hasret'i nazik bir hareketle yanına çekip "Anneni arayabildin mi? Akşam müsaitler miymiş?" diye sordu. Bunu derken de gözleriyle "Sakın bozma devam et" diyor gibiydi.
Orhan'ın bu açıklaması tabii ki de ailesinin üzerinde şok etkisi yaratmıştı. Neyhan Hanım büyük oğlu Can ile bakışıp sessizce "Ne evlenmesi Can ne diyor kardeşin?" diye sorarken Can'da bu konu hakkında hiçbir fikri olmadığını söylüyordu. Onların aksine Fikret kendisinin her şeyi bildiğini söylemişti. Annesi şaşırınca da şimdi müdahale etmemelerini sonra her şeyi açıklayabileceklerini söyledi. Onlar da Orhan'ı zor durumda bırakmak istemiyorlarsa akıllarında oluşan soru işaretlerini daha sonra gidermeleri gerekiyordu. Şimdi hiç sırası değildi çünkü.
Neyhan Hanım ve oğulları kendi aralarında anlaşırken Hasret elini sıkıca tutan Orhan'ın gözlerine bakarak oyunu sürdürüp "Aradım ama ulaşamadım. Telefonun sesini duymadı herhalde birazdan tekrar ararım" dedi. Dedi demesine de o anla birlikte arka taraftan da bir değil iki ses yükseldi. Fikret kızın konuşabildiğini bilmediği için Hasret cevap verir vermez boş bulunup korkuyla "Allah belalı!" diyerek geri geri gitmiş o sırada da ayağına bastığı için Mert'in acıyla "Ah! Ağabey yavaş ezdin ya!" demesi dikkatleri üzerlerine çekmişti.
Tüm bunlar olurken kapı önünde annesiyle birlikte duran küçük Talha da karnı ağrıdığı için okuldan erken geldiğini unutmuş dayılarının bu şaşkın hallerine kıkır kıkır gülüyordu. Tabii annesi de bu vesile ile oğlunun numara yaptığını anlamıştı. Yaramaz şey!
Fikret böldükleri için özür dileyip Mert'i de sussun diye dürterken polis memuru bu defa da Hasret'e dönüp "Hasret Hanım babanızın şikayeti üzerine buradayız. Kendisi Orhan Ertekin'in sizi burada zorla tuttuğunu iddia ediyor. Burada rızanız dışında mı bulunuyorsunuz?" diye sordu. Orhan ileride duran babasını görmemesini umuyordu çünkü Salih'i görürse Hasret yine korkudan onun lehine bir şey söyleyebilirdi. Bu da Orhan'ın asla istemediği bir şeydi.
Hasret kendisine sorulan soruya "Orhan beni burada zorla tutmuyor ki ben kendi rızamla onun yanındayım. Dediği gibi yanlış anlaşılma olmuş herhalde" diyerek cevap verirken babasının yaklaştığını görüp korkarak istemsizce geri geri gitmeye başladı. Ah be!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...