•●●HAFTA SONU·٠•●●•٠·˙
Yorucu olmayan keyifli bir yolculuğun ardından nihayet hafta sonunu geçirecekleri evin önüne gelebilmişlerdi. Taksiden indiklerinde Orhan bavulları almak için taksici ile birlikte bagaja doğru gitmiş Hasret ise bahçe kapısına yaklaşıp etrafa şöyle bir bakmaya başlamıştı. Baktıkça aynı bu bahçedeki güzel çiçekler gibi içinde de birbirinden güzel birbirinden mis kokulu çiçekler açıyordu sanki. Etrafı incelerken huzur ve mutluluk hissetmiş evin önündeki bahçe de ona sıcak bir karşılama gibi gelmişti. Orhan ile birlikte hafta sonlarını burada geçirecek olmanın heyecanıyla gülümsemiş ve ne yalan söylesin dinlenmek için sabırsızlanmıştı.
Bakışları hiçbir detayı kaçırmak istemezmiş gibi her yerde tek tek gezinirken Orhan da taksiciye teşekkür ettikten sonra elinde bavullarla Hasret'in yanına yaklaştı. Herhangi bir şey demeden önce yüzündeki ifadeyi görmek istemişti çünkü kalacakları yeri gerçekten sevip sevmediğini o söylemeden anlamak istiyordu. Ancak Hasret evin detaylarını incelemekle meşgul olurken hissettiği güzellikleri az önceki gibi yüzüne pek vurmuyordu. Orhan birkaç dakika önce gelseydi görüp görebileceği en güzel geri dönüşü alacaktı aslında.
Hasret evin güzelliğine bakıyor rengarenk çiçeklerle bezeli bahçesine göz gezdiriyor bulundukları sokağın neşeli halini gözlemliyordu. Geleceklerin yerin bu kadar güzel bir yer olacağını tahmin etmediği için bir şaşkınlık yaşamıştı ve o yüzden tepkisizce duruyordu. Halbuki kalacakları yerin resimlerini de görmüş o haliyle de beğenmişti ama şu an beklentisinin üzerinde bir yerle karşı karşıya kalmıştı.
Yalnız onun iyi ya da kötü yönde herhangi bir mimik kullanmıyor oluşu da Orhan'ı biraz tedirgin etmemiş değildi. İçten içe buradan hoşlanmadığını düşünmeye başlamıştı. Normalde Hasret'in yüzüne baktığında iyi mi değil mi mutlu mu üzgün mü anlardı ama bu defa bunu yapamıyordu. Tedirgin oluşunu belli eden bir ses tonuyla "Beğenmedin mi yoksa?" dediğinde Hasret ona doğru dönüp sessizliğini harika bir gülüşle "Bu kadar güzel bir yeri beğenmemem mümkün mü? Hem bu ev hem de çevresi resimlerinde gördüğümden çok daha güzelmiş şimdiden içini görmek için sabırsızlanmaya başladım" diyerek bozunca Orhan'ın da sonunda yüzü gülmüştü. Bir an güzel dese de yüzünden sevmediği anlaşılacak diye düşünüp endişelenmişti doğrusu.
Orhan önden yol verip "O halde hadi gel bir de içeriye bakalım" dediğinde Hasret bahçenin kapısını açmış sonra da o önden Orhan arkadan eve doğru yaklaşmaya başlamışlardı. Anahtarları teslim etmek için evin sahibi burada olacağını söylemişti bu yüzden de kapının önüne gelir gelmez kapıyı tıklatıp açılmasını beklediler.
Çok geçmeden içeriden "Geldim geldim!" diye tonton bir teyze sesi gelmişti. Hasret sesin tatlılığı sebebiyle gülümseyerek Orhan'a bakarken kapı açılmış ve kadıncağız ikisine birden bakıp Orhan'ın kendilerini tanıtmasıyla da "Hoş geldiniz çocuklar buyurun geçin içeriye" diyerek ikisini de hemen içeriye almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...