Orhan'ın sözlerinden sonra aralarında başka hiçbir konuşma geçmemişti. Sadece Hasret duyduklarından hoşnut olduğunu belli eder bir edayla başını omzuna yaslarken Orhan da onu kollarının arasına almış karşılıklı olarak düşüncelere dalmışlardı.
İkisi de birbirlerini kıskandıkları anları ve o sırada verdikleri tepkileri gözlerinin önünden geçirip gülümsüyordu. Tabii düşündükleri sadece bununla sınırlı değildi. Hasret kendisine kol kanat gerip aynı zamanda da çok kibar ve nazik oluşuyla ilgili Orhan'a hayranlık beslerken Orhan da Hasret'in ince düşünceli hallerini ve kendisine karşı olan sevgi dolu yaklaşımlarını düşünüyordu.
Etkilenmemesi de mümkün değildi. Sonuçta karşısında saçının kıpırdanışından esintide kaldığını anlayıp boynuna şalını örten bir kız vardı. Bu denli ilgiliydi Orhan ile...
Geç bir saat olduğu için Hasret çok geçmeden Orhan'ın kollarında uykuya yenik düşmüştü. Orhan ise uyumak yerine bir süre gözlerini üzerinden ayırmadan onu seyre dalmıştı. Günlerdir çabalıyor içinde yeşeren sevgiyi kendisi kabullenmek istemediği gibi başkasına da belli etmek istemiyordu ama bugün artık daha fazla gizleyemeyeceğini anlamıştı.
Hasret'in tavırları ve sözleri de ona ciddi anlamda cesaret vermişti. Bugün onun sevgisini içinde öyle bir hissetmişti ki sonunda direnmeyi bırakmıştı. Kendisinde bu kadar güzel etkiler bırakan bu kız varsın anlasın ona karşı neler hissettiğini...
•●●ERTESİ GÜN·٠•●●•٠·˙
En son Orhan uyumuştu ama sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gözlerini ilk açan da yine o olmuştu. O kadar da huzurluydu ki sanki günlerdir içini kemiren o can sıkıcı his bir anda ortadan kaybolmuştu. Hasret'te ondan farklı değildi. Sevdiği adamın kollarında uyurken o da hiç olmadığı kadar huzurlu görünüyordu. Fikret'e de alacağın olsun demiştik ama iyi bir şeye sebep olmuştu sanki.
Orhan şimdi ise Hasret uyanmasın diye hiç istifini bozmadan sessizce onun uyanmasını bekliyor bir yandan da ipek gibi yumuşacık olan saçlarından seçtiği tutamı parmağına dolayarak manasızca gülümsüyordu. Dün öğle saatlerinden beri ne halde olduklarını düşünüyordu da şu an bu halde olmaları mucize gibi geliyordu.
Aslında gülümsüyordu ama o gülen yüzünü düşüren bir şey fark etmesi de uzun sürmemişti. Hasret'in üzerine oldukça büyük gelen pijamanın yakası açılıp omzunu ortaya çıkardığı için kızın eskiden kalma morlukları da ister istemez gözler önüne seriliyordu. Hem de öyle böyle değildi. İyileşmeye yüz tutmuş olsa da omuzundan kürek kemiğine uzanan ciddi bir morluğu vardı. Orhan babasından şiddet gördüğünü biliyordu ama bu izle ilk kez karşı karşıya geliyordu. Gördüğü görüntü ile içi acımıştı. Kimin acımazdı ki zaten...
Gelinlik seçerken gizlemeye çalıştığı izlerden biri de bu olmalıydı. Demek o yüzden beğenmesine rağmen denemeye bile yanaşmamıştı o birbirinden güzel gelinlikleri. Orhan tenine bakarken canının yandığı kadar öfkede duyuyordu. Lanet olası Salih'in kıza son dokunuşları epey insafsızca olmuşa benziyordu. Kızın bacağı bile yeni yeni düzelmişti.
Orhan açık duran yakasını örterken Hasret de kıpırdanmaya başlamıştı. Uyanmak üzere olduğu belliydi. Hasret birkaç saniye sonra gözlerini aralayıp etrafına bakınarak açılmaya çalışırken önce bulundukları odayı biraz yadırgamıştı ama sonra dün geceyi hatırlayıp şu an Fikret'in odasında olduklarını hemen anlamıştı. Orhan da tek kelime bile etmeden kendisine gelmesini bekliyordu ve tam o anda da Hasret başını hafifçe kaldırınca göz göze gelmişlerdi. Güzel bir bakıştı bu... İkisi de gülümsüyordu. Önce Orhan hoş bir ses tonuyla "Günaydın" dedi sonra da Hasret...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...