39.Bölüm : Hay aksi! Nereden gelmişlerdi ki buraya?

8K 577 148
                                    

"İşte geldik"


Orhan aracı kenara çekerken Hasret'te arabanın ön camından kalacakları butik otele beğeniyle bakıp "Ne kadar güzel bir otel hiç böyle bir yere geleceğimizi tahmin etmemiştim" dedi. Öyleydi gerçekten. Her yer yemyeşil ve mis gibi kokan çiçeklerle bezenmişti. Normal otellerin aksine kendisine has bir büyüsü var gibiydi. Bahçeye hoş bir ambiyans yaratan sarkıt şeklindeki su kabağı lambalarına ve otelin genel havasına bakılacak olunursa eğer burası tam da yaşanılacak bir yer gibiydi.


Halbuki otelde kalacakları söylenince Hasret daha resmi daha lüks bir yer olduğunu düşünüp biraz huzursuz olmuştu çünkü oraya nasıl uyum sağlayabileceğini bilememişti. Sonuçta burada sadece kendisi olarak değil Orhan'ın eşi olarak da bulunuyordu. Onu kimseye karşı mahcup etmek istemiyordu doğrusu. Ancak burası sıcacık gayet de samimi bir yere benziyordu. Hiç de öyle huzursuz olunabilecek bir yer değildi.


Orhan söylediği şeye karşılık tebessüm ederek "Evet güzel bir yermiş gerçekten" dedikten sonra araçtan çıkmış ve Hasret'in kapısını açmaya giderken yanlarına "Hoş geldiniz ben Furkan! Aracınızı içeriye alıp bavullarınızı birazdan odanıza getiririm. Siz önden buyurun lütfen" diyerek gelen gence anahtarını uzatıp teşekkür etmişti.


Ah! Şov biraz erken başlayacağa benziyordu. Orhan genç çocuğu acaba kendilerini gözleyecek kişi o mu kuşkusuyla incelerken bir yandan da kapıyı açıp elini Hasret'e doğru uzatarak "Affedersin hayatım beklettim" dedi. Ne dedi o? Hasret'in şaşkın bakışları Orhan'ın bozma dercesine kendisine dönmüş bakışlarıyla normale dönmüştü. Bu normalleşmenin hemen ardından da Orhan'ın elini tutup onun yardımıyla çıkarak tatlı bir gülümsemeyle kolunun altındaki yeri almıştı. Furkan da otellerine gelecek olan balayı çiftinin onlar olduğunu bildiği için ikisine de manalı bir tebessümle bakıyordu.


Çocuktan iyice huylanan Orhan hafifçe Hasret'e doğru dönüp çocuğa da doğal olarak sırtını dönerek "Odaya geçene kadar elini tutacağım kusura bakma olur mu?" dedi ve çocuğun tuhaf bakışları sebebiyle de bir şey yapması gerektiğini düşünüp "Bunun için de şimdiden özür dilerim" diyerek Hasret'in ne yapacağını anlamamış gibi bakan bakışları altında elini nazikçe tutup parmaklarının üzerine minik bir öpücük kondurdu.

Çocuktan iyice huylanan Orhan hafifçe Hasret'e doğru dönüp çocuğa da doğal olarak sırtını dönerek "Odaya geçene kadar elini tutacağım kusura bakma olur mu?" dedi ve çocuğun tuhaf bakışları sebebiyle de bir şey yapması gerektiğini düşünüp "Bunun iç...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ama insaf yani! Hem burnunun dibine kadar girip kızın kalbindeki ritme rota şaşırttırıyor hem de odaya girene dek elini tutacağını söyleyip hiç beklemediği bir şekilde de parmaklarının üzerine küçükte olsa bir öpücük konduruyor. İyi de kız zaten ha aşık oldu ha olacak haldeydi. Bir de iki gün boyunca böyle yapmaya devam edecekse vay Hasret'in kalbinin haline.


Hasret doğal olarak Orhan'ın böyle bir şey yapmasını beklememişti ama itiraf etmeliydi ki her kadın gibi elinin böylesine zarif bir şekilde öpülmesinden dolayı etkilenmişti. Kızarmaya başlayan yanaklarını gizlemek için başını hafifçe eğince Orhan da "Çantaları odaya getirecekler hadi biz önden gidelim" dedikten sonra genç çocuğa dönüp "Giriş bu taraftandı değil mi?" diye sordu. Furkan onu onaylayıp "Evet efendim çiçekli yolu takip edin zaten dönünce sol tarafta resepsiyonu hemen göreceksiniz" deyince Orhan da teşekkür edip Hasret'e artık gidebileceklerini söyledi.

Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin